Yangın nasıl söner?
Ormanı yalan ve talan yok eder, başlıklı haberimiz ardından Orman Genel Müdürü Sayın Osman Kahveci bir açıklama yolladı.
Genel Müdür en çok, “Bazı orman müdürleri nasıl oluyor da milyonlarca liralık servete sahip oluyor” sorumuza takılmış.
Yazıda isim belirtmemiştik. Sayın Kahveci; Milas Orman İşletme Müdürü Ayhan Bayrak’ın servetinde göreve geldiğinden sonra artış olmadığını söyledi.
Bazı orman müdürlerinin göreve başladıklarında, planlı olarak milyonlarca liralık servet beyanı verdiği konuşuluyor.
Yani, göreve geldiğinde ormanlar kadar servetlerini de yeşertmeyi kafaya koyan bazı müdürler, minareyi çalmadan kılıfı hazırlayıp, sanal mal beyanında bulunuyorlarmış.
Mal beyanın da sanalı olur mu demeyin.
İşin içine orman bereketi girince oluyor.
Şöyle ki; ormandan nasiplenmek isteyen bazı müdürler, örneğin Kastamonu’da dağ başında 100-200 dönüm araziyi 30-40 bin liraya alıyorlar.
Bu araziler mal beyanında ne sihirdir ne keramet örneği 100 misli değerlenip, 3-4 milyon liraya yükseliyor. Mal beyanları ekspertizler tarafından incelenmediği için da daha fazla değerde de gösterilebiliyor.
Sayın Kahveci’ye kolay bir soru; Görevdeki kaç orman müdürünün serveti milyon liranın üzerinde? Eski para ile trilyonluk servete sahip kaç müdür var?
Bu müdürlerin servetleri nasıl oluşmuş, kaçının serveti para etmeyen arsalar ile şişirilmiş?
Genel Müdür açıklamasında Milas Orman İşletme Müdürü Ayhan Bayrak’ın servetinden bahsetti. Öyleyse, ilk incelemeyi Bayrak’ın serveti için yaptırsın. Söz veriyoruz, arsaların ekspertiz giderini cebimizden karşılayacağız.
Bir yanlış anlama olmasın, Milas Orman İşletme Müdürü Ayhan Bayrak’ın kaç liralık bir serveti olduğunu bilmiyoruz. Ayhan Bayrak ismini Sayın Genel Müdür verdiği için örnek olarak aldık.
Son yıllardaki artış rakamları da aynen bazı müdürlerin mal beyanlarındaki gibi sanal olmuştur. Şöyle ki; yanlış politikalar nedeniyle hayvancılık ve tarım öldü. Çiftçiler tarlalardan çekildi. Ekilmeyen arazileri kızıl çamlar istila ediyor. Kadastro çalışmaları tamamlanmadığı, araziler ölçülemediği için orman alanları kağıt üzerinde artıyor. Orman alanında yapılan rehabilitasyonlar ayrı orman alanı olarak görülüyor.
Açıklamada; her yıl ortalama 2000 adet orman yangını meydana gelmekte ve yaklaşık 10 bin hektarlık ormanlık alanımız zarar görmektedir, deniyor.
Sadece 2007 yılında Bodrum Kızılağaç’taki orman yangınında 1.000 hektara yakın ormanlık alan zarar görmüştür. (Birilerine göre yanan alan 350 hektardır, birilerine göre ise 1.000 hektardır) Bu rakam, insanın kanını donduracak kadar ürkütücüdür. İşte bu nedenle Orman Genel Müdürlüğü’nün yangın uçak ve helikopterleri için her yıl yüzlerce milyon dolar ödemek yerine kendi bünyesine uçak almak kararı doğrudur. Ancak eksiktir.
Zira; alevleri uçak-helikopter söndürmez.
Yaşanmış örneği gene Bodrum’dan verelim.
İçenin çöplüğünde çıkan yangını orman emekçileri sabaha kadar alevlerle dans ederek yerleşim bölgelerine yayılmadan kontrol altına aldılar. Gün ışıyınca ortaya çıkan uçak-helikopterler çöplük üzerinde onlarca sorti yaparak, yarımadayı dumana boğdular.
Elbette onlar da metan gazının su ile sönmeyeceğini biliyorlardı. Ama olsun, yapılan her sorti ile Orman Genel Müdürlüğü’nün kasasından onlarca bin dolar çıkıyordu.
Gazete ve televizyonlarda yangını, ölümü göze alan orman emekçilerinin değil, şov için su sıkıp, Bodrum’u duman içinde bırakan helikopter ve uçakların söndürdüğü haberleri ise ayrı bir paradoks.
Orman Genel Müdürlüğü yangınları daha başlamadan söndürmek için çözüm arayışına gitmelidir. Gerçekte çözüm çok basit ve helikopter-uçak kadar pahalı değildir.
Yangın riski yüksek bölgelere daha çok arozöz göndermek hem basit, hem ucuz hem de kolay yoldur. Eğer Bodrum’da, Kızılağaç’ta yeterli arozöz olsaydı, yangın doğru yönetilseydi, yayılmadan söndürülebilir, 1.000 hektar orman alanı zarar görmezdi.
Yeri gelmişken düşen yangın söndürme uçağına değinmekte yarar var. Açıklamada Rusya’dan kiralanan uçağın yaşının 25 olduğu ifade ediliyor. İddialara göre ise; uçak 1985 değil, 1968 yapımı. Yani 42 yaşında. Eğer iddialar doğru ise ki; (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün kaza ile ilgili araştırma, soruşturma ve incelemesi halen devam etmektedir.) bu yaşta bir uçağın bakımı yapılsa n’olur yapılmasa n’olur?