Ülkücü seçmen kapma yarışı
Bütün hesap ülkücüler üzerinden yürütülüyor. MHP'nin kendi rotasını bırakıp AKP rotasında siyaset izlemesi tarihsel bir dönüşüm olarak elbette siyasi tarih içinde yerine alacaktır. Yeni kurulmakta olan düzenin devamı ve bunun kalıcı hale getirilmesi için Bahçeli, gelecek hesabıyla yerel seçimi BEKA meselesine bağladı.
Bunun böyle olduğunu nereden anlıyoruz?
Şu sözlerinden: "Büyük şehirlerde Cumhur İttifakı kayıp ederse muhalefet yeni rejimi sorgular." Bu düşüncenin vardığı yer ister istemez yeni rejimin bekası fikrine ulaşır.
"Evet" mi "hayır" mı tartışmalarının yaşandığı günlerde Ozan Arif, kurulu düzene itiraz etmiş ve "hayır" demişti. Bu "hayır" söylemi, aynı zamanda ülkücü hareketin AKP içinde kendine yabancılaşmasına da bir itiraz niteliğindeydi.
Ozan'ın o günlerde nasıl seslendiğine birkaç mısrası ile göz atalım:
"Benim vatan sevgimle,
Hiç kimse yarışmasın!..
Ben kurtlara seslendim,
Çakallar karışmasın!..
Soruyorsun velâkin, ne söylesem bilmem ki!..
Ancak şöyle söylersem, anlarsın beni belki!..
***
Bir, beş değil kaç kere, ateşlere atıldık!
Satıldık be kardeşim, anlasana satıldık!..
Seni, beni teşkilat, bağımızdan tuttular!..
Götürüp el alemin, sürüsüne kattılar!.."
Ozan, teşkilat bağlılığımızın kötüye kullanıldığından şikâyet ederek ülkücülerin "el âlemin sürüsüne katıldığı"nı söylüyor. Ve bu durumu "satılmakla" eş değer görüyor.
Şimdi, içinde bulunduğumuz seçim sürecinde bunun yansımalarını görüyoruz. AKP ve medyasının algı yönetiminin merkezinde ülkücüler var.
Yerel seçimin ta Afrin ile ilişkilendirilmesinden tutunuz da, "mermi kaç lira" sorusuna, oradan PKK mücadelesine kadar hepsinin amacı; öncelikle ülkücü seçmeni, Ozan'ın "hayır" deyip itiraz ettiği ittifaka bağlamak ve ikna etmektir.
Ozan Arif itirazının temel noktalarını ve gerekçesini şiirinde çok net ve herkesin anlayacağı bir anlatımla vermiş.
"Pe-ka-ka'yı daha dün boşayanlar utansın!..
FETÖ ile nikahsız yaşayanlar utansın!..
Ata sözüdür ata, domuz gönü post olmaz,
Bunların hiç birinden ülkücüye dost olmaz...
Sakın evet deyip de yılanları koruma!
Hırsızı, hırsızlığı, çalanları koruma...
Yasa diye yapılan planlara "hayır" de..."
Madem bu seçim, yeni sistemin geleceği (bekası) sorunu, öyle ise Ozan Arif'in söylemini yabana atmamak gerek. Ülkücülerin görevi "Pe-ka-ka'yı daha dün boşayanları" ve "FETÖ ile nikâhsız yaşadıktan" sonra sanki başkaları yaşamış gibi anlatanları ve çok daha önemlisi; Sayıştay raporlarıyla tescillenen "hırsızı, hırsızlığı, çalanları koruma"maktır.