Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Ukrayna krizi nereye?

ABD ve Rusya, birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için diplomatik, askerî ve psikolojik manevralarına devam etmektedir. Müzakereler sonuç vermemiştir. Görüşmeler, çatışma çıksa dahi, savaş diplomasisinin bir aracı olarak da devam edecektir.

ABD, yeni stratejisinin bir parçası olan, Rusya''yı kuşatarak sıkıştırmak ve dolayısıyla stratejisinin önünde oluşan Rusya-Çin iş birliğini bozarak, NATO''nun genişlemesinin önünü açmak istemektedir.

Rusya da bu kuşatmayı kırarak NATO''yu kendisinden uzak tutmayı ve eski etki alanındaki bölgelerde yeniden söz sahibi olmayı hedeflemektedir.

Durum üstünlüğü Rusya''da

Ukrayna''nın, Batı''yla yakınlaşması ve desteklenmesi, NATO''nun genişleme planında öncelik alması, onu hem Rusya, hem de ABD açısından ön plana çıkarmıştır.

Ukrayna''nın NATO üyesi olmaması, ittifak tarafından fiilen savunulmasının önünde bir engeldir. NATO üyelerinin önemli bir kısmı ve başat rol oynayan AB üyeleri de böyle bir savunma desteğini arzu etmemektedir. İstekli ülkeler, Ukrayna''ya bu desteğini, ancak aralarında bir koalisyon oluşturarak yapabilirler. Buna da niyetli olmadıkları, desteklerini fiili güç yerine, silah, malzeme, teçhizat, eğitim, siber alanlar, ekonomik yaptırımlar vs. şeklinde vermeyi tercih ettikleri görülmektedir.

Rusya ise, konuyu bir güvenlik meselesi olarak görmektedir. Batı''nın hamlelerine karşı kendi inisiyatifiyle tedbir alma kapasitesi vardır. Ancak taleplerinin yerine getirilmesi halinde, aldığı önlemleri geri çekebileceğini söylemektedir.

Taraflardan birinin geri adım atması, kendileri açısından siyasi bir güç/prestij kaybı olarak nitelendirildiğinden ve şimdilik bir orta yol da bulunamadığından, gerginliğin sona ermeyeceği, müdahale ihtimalinin de yüksek olduğu değerlendirilmektedir.

Rusya''nın; daha önce Gürcistan''da Abhasya ve Güney Osetya''yı işgal, Kırım''ı ilhak örnekleri ve Ukrayna sınırındaki 130.000 kişilik yığınağı dikkate alındığında, Rus ayrılıkçı güçlerinin Dombas bölgesinde kontrolü elinde tutuğu göz önünde bulundurulduğunda ve karar almadaki inisiyatifi de hesaba katıldığında, durum üstünlüğünün Rusya''da olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

Rusya taleplerinde ısrarlı

Rusya; Ukrayna, Gürcistan ve Moldova''nın NATO üyeliğine kabul edilmemesini, NATO güçlerinin sınırlarından uzaklaşmasını, füzelerinin Doğu ve Güney Avrupa''da konuşlandırılmamasını, Minsk Mutabakatı kapsamındaki 13 maddelik Minsk-2 anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesini talep etmektedir.

Kriz "Rusya''nın kırmızı çizgisi Ukrayna" üzerindedir. Gerilimin, ancak Ukrayna''nın NATO üyeliğini söz konusu etmeyeceğini beyan ve taahhüt etmesi, Minsk-2 anlaşma hükümlerini yerine getirmeyi de kabullenmesi ve uygulamaya başlamasıyla geçici olarak azalabileceği kıymetlendirilmektedir.

Rusya''nın bu konuda ısrarlıdır. Diğer taleplerini ise yeri ve zamanı geldiğinde tekrar gündeme getireceği düşünülmektedir. Tatbikattan geri dönüş görüntüleri, siyasi/stratejik bir aldatma tedbiri olarak nitelendirilebilir.

Kısmi işgal kapıda

Taraflar isteklerinde esneme yapmamıştır. Rusya''nın durum üstünlüğünü kullanarak, öncelikle Rus yanlısı ayrılıkçı güçler tarafından zaten kontrol altında olan Dombas bölgesini işgal edeceği düşünülmektedir. Bu işgalde, bölgede çatışma beklenmemektedir.

Hatta Rusya''nın bu işgali, eski Sovyet Rusya''sının başvurduğu yöntem olan, Luhansk ve Donetsk Özerk Cumhuriyetlerini önce tanıyıp, sonra da onların çağrısıyla yapması da ihtimal dahilindedir.

Duruma göre işgalin, kuzeyden Belarus üzerinden kuşatma desteğiyle, Dinyeper Nehri''ne kadar ilerlemesi de mümkündür.

***

İşgale karşı Batı''nın fiili güç kullanmayacağı, bunun yerine Rusya''ya ağır yaptırımlar uygulayabileceği beklenmektedir. Ancak Avrupa''nın, ticari kaygıları ve enerji bağımlılığından dolayı, yaptırımlarda da hesaplı davranacağı düşünülmektedir.

Türkiye, ulusal çıkarları gereği;

* NATO üyeliğinin gereklerinden imtina etmemeli, Montrö uygulamasındaki hassasiyetine özenle devam etmelidir.

* Rusya''yı dışlayıp, ABD/NATO eğilimli bir politika izlemek zorunda olmadığı bilinciyle hareket etmelidir.

* Rusya''nın Türkiye''ye verdiği önemde, Türkiye''nin NATO üyesi olmasının ciddi bir katkısı olduğunu da unutmamalıdır.

* Ukrayna politikasını da gözden geçirmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları