Türkmen'in kölesiyem

Harman Yeri bu defa hem zirve yaptı, hem beni ağlattı. Ömer Hayri Uzun yönetimindeki Yurttan sesler Korosu ile başlandı. İyi seçilmiş repertuar ve mükemmel icra ile ilk bölüm tamamlandı. İkinci kısımda Fatih Kısaparmak-Türkü Baba- izledik. "Kerkük'ün Galasıyam" türküsünün "Bu da Burhan Ayeri'ye gitsin" şeklinde anons edilmesi gözlerimi doldurdu. Tam bu sırada Bahçelievler Belediyesi Basın Danışmanı Mustafa Holoğlu'ndan mesaj geldi. Zaten TRT Müzik'te idim. Kendisine daha sonra teşekkür ettim.

Kerkük konusu içimin yarasıdır. En zor şartlarda gittim. Saddam Hüseyin döneminde yaşadıklarımı anlatmaya kelimeler yetmez. Türkmen Dairesi Başkanı Atıf Benderlioğlu rahmet istedi.

"Gürgür Baba ver ataşın yer yansın / Gürgür baba bizi satanlar utansın" şeklindeki dizeleri ilk onun ağzından duydum. Bu, Türkiye'deki gelmiş geçmiş siyasilere mesajdı. Bir de bebek katili Abdullah Öcalan'ı Şam'da kaldığı otelde tam hallederken bir arslanı hatırladım; "Tuzhurmatulu Mehmed". Dualarım onlara gitti. Kısaparmak'ın türküye eklediği gibi; Türkmen'in kölesiyem...

Baba-oğul

Programın ikinci yarısında en önemli sürpriz "usta-çırak" geleneğinin "baba-oğul" olarak devamıydı. 12 yaşındaki Kaan Kısaparmak sazıyla babasına eşlik etti. Olay muhteşemdi, ayakta alkışlandı. Eski dostumuz yönetmen Mukaddes Mut'u da atlamayalım. Arada babanın oğluna sevgiyle bakışını öyle bir yakaladı ki övecek kelime bulamıyorum. Anlayacağınız ne varsa öz müziğimizde var. Hele böylesi olursa.

Son notum stüdyoda bulunan Erkan Durdu başta, TRT Genel Müdür Muavinlerine. Böylesine desteklerini hiç eksik etmesinler

***

Man, aman!..

Şimdilerde bir grup türedi. Daha man demeden, aman diye bağırıyorlar. Bu yeni yüzler sanki bir merkezde eğitilip ekranlara salınmış gibiler. En yeni örneklerinden birini Tarafsız Bölge'de gördüm; İsmail Öz. Ağzına geleni söyleyen ama konuşması dinlenilecek biri değil. Kendisi gibi düşünmeyenlere müdahale edip durdu.

Konu başlığı tansiyonu düşürmekti. Saatler boyu tam tersini izledik. Nedim Şener'in yakıştırmasıyla bu işe katıldığı programdan başlanmalıydı. Av. Salim Şen'e göre eski bakanlardan söz etmek yasak, rüşvetten bahsetmek yasak. 5 Türk lirası karşılığında kurulan şirket nasıl oluyor da 14 milyon dolar getiriyor? demek de kabahat. Başta da dedik ya, ellerinden gelse MAN kamyonlarının sembolünü dahi karartacaklar

Prof. Dr. Gaye Usluer'in teşhisine katılmamak mümkün değil: Her suç duyurusu fezleke olup Meclis'e geliyor. Cenaze namazında bile el sıkmaz hale geldik. Bu gidiş hayra alamet değil!

Tuhafıma giden konulardan biri Ahmet Hakan Coşkun'un tutumuydu. O kadar taraflı müdahalelerde bulundu ki, şaşırdık. Mümkün olsa Man Adasını haritadan silecek. Bu konuyu açana abartılı müdahalelerde bulundu. Hatta saygı kurallarını ihlal etti diyebilirim. Bu panik niye idi? Uyarıldığı kesin.

Özetle "sansürcübaşı" rolünü sonuna kadar sürdürdü. Bu haliyle de hiç çekilmedi. Önerim kendisiyle ilgili organizasyonlara başlaması. Kaybettiği sempatisini belki böyle toplayabilir

***

Morali bozuk

NTV'nin akışında %100 Futbol gözüküyordu. Bu yüzden Doğrudan Siyaset'e kısa yer ayrılmıştı. Oysa Simge Fıstıkoğlu'nun programı 23:00'e kadar devam etti. Tuhaflığı farkettim ve arada NTV Spor'a döndüm. Fenerbahçe-Karabük maçının yorumu yapılıyordu ama Rıdvan Dilmen'i orada da göremedim. Kısa bir araştırmadan sonra durumu öğrendim. "Erdoğan parkasız Deniz Gezmiş" benzetmesine tepkiler çığ gibi. Rıdvan bundan oldukça rahatsız. Bundan sonra gelişmeleri bekleyip göreceğiz.

---

Yine Doğrudan Siyaset'e dönecek olursak Doç. Dr. Burak Küntay'ı dinlemeye doyamıyorum. Pek çok dışişleri bakanına tur atar. Olaylara bakışı müthiş. Trump'un güvenlik stratejisini açıklayışı ve BM'deki ABD vetosunu sakin bir şekilde yorumladı. Cumhurbaşkanı'nın yerinde olsam Küntay'ı danışmanlar listesine hemen alırım. Böylece doğruları anlatan birine kavuşmuş olur.

---

ABD'nin tam 68 sayfalık stratejisini bir kaç cümle ile özetleyebilirim; "Kahrol düşman" diye bağırılan 4 ülke var. Bunlar İran, Kuzey Kore, Rusya ve Çin. Trump'un en fazla diş bilediği Tahran yönetimi. Size bir şey söyleyeyim. Trump da gider, İran kalır. Tam 5 bin yıllık Devlet. İşte bu kadar. Görünen o ki Washington'un sadık müttefiki Suudiler. Ayak işlerini gördürdüğü Kahire'yi Riyad'ın yanına ekleyebilirsiniz. Siz bakmayın BM'ye verilen Kudüs teklifine. Bu işi Mısır'ın yapması prosedür gereğiydi. Nasılsa veto edileceğini biliyorlardı. Bir yerde al gülüm-ver gülüm paslaşması.

Yeni bir değer

Ekran tartışmalarına katılan SETA tartışmacılarına hep şüpheyle yaklaştım. Bu defa biri çıktı ve beni gerçekten mahçup etti. Ufuk Ulutaş'ı çok beğendim. Herkes Beyaz Saray açıklamasının yapılacağı saati beklerken "Şu anda metni okuyorum" diye lafa girdi. Kısa cümlelerle tercüme bile yaptı. Ulutaş'ı tüm tartışmacılara tavsiye ederim.

Yazarın Diğer Yazıları