Türklükte hayır vardır!
Daha dün partisini eleştirenlere “Kanı bozuklar” saldırısı yapıp “Kanını tahlile yollamak gerekir” diyerek muhalefete Hitler gibi laboratuvarı adres gösteren Çorum eski AKP milletvekili Ahmet Aydoğmuş, tekvandocu olduğundan mıdır nedir; klavyeye her dokunuşta, ağzını her açışta kavramların kafasını yarmaya devam ediyor.
Erdoğan’ın “Demokratikleşme Paketi” dediği ve bize göre “mozaiklik”ten “kum” laşmaya doğru en büyük adım olan açıklamaları sonrası sayın eski vekil o günkü “ırkçılık” tan “İslâmcı”lığa ışık hızı bir geçiş yapmış olmalı ki...
“Andımız”ın kaldırılması konusunu eleştiren sosyal paylaşım sitesindeki takipçisine özetle, “Ben seni Müslüman olduğun için sevdim. Bugüne kadar Türklüğümün hiçbir faydasını görmedim” deyiverdi...
İnsan “ırkçı” dâhil, ister “İslâmcı” olur, ister başka bir şey. Her ne oldu ise, olduğu şeyin bedelini her iki dünyada öder. Anlaşılması zor hatta imkânsız olan, o gün revaçta olan ne ise kişinin işte o olmasıdır. Buraya kadar da tahammül edilebilir, lâkin o kişi bir dönem milleti temsil etmiş ise işte o zaman söylediği söz ve sergilediği davranış toplum, tarih ve savunduğu inancın mihengine vurulur.
Bütün bunlara rağmen Sayın Aydoğmuş’un söyledikleri bu köşe açısından yazı konusu olmayacak bir “oldu-bitti” idi.
Fakat aynı paylaşım sitesinde 3. Boğaz Köprüsü’ne verilen Yavuz Sultan Selim adını içine sindiremeyenleri toplumun önüne atarak kendini savunmaya kalkışması, toplumsal sorumluluk adına, bardağa düşen son damla gibi oldu.
Son haliyle İslâm dinini referans aldığı anlaşılan, “Bugüne kadar Türklüğümün hiçbir faydasını görmedim” diyen sözün sahibine, “Fetva” değil amma “Takva” noktasında, “Bırakın Türklüğü, Araplığı, Acemliği, koltuğunuzun altındaki kıl için bile, ‘Bugüne kadar ne faydasını gördüm ki’ dediğinizde siz, ‘Allah’ı abesle iştigal etmekle’ suçlamış olursunuz.”
Allah(c.c.) bir şeyi yarattı ise mutlaka bir hikmeti, bir faydası vardır. “Türklük” de Allah’ın ayetlerinden biridir.
Nitekim Yüce Rabbim:
“Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır. (Hucurât: 13)”
Buyurur.
Kaldı ki siz “Türklüğün, bizim görmediğimiz kadar faydasını görmüş, en azından Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı” olarak Meclis’e girmiş yüksek maaşlar almış ve sosyal haklar kazanmışınız...
Gerçek bu iken Allah’ın kuluna “Türk” kimliği altında verdiği nîmetleri inkârı gerekmez. Hatta şükretmek nîmetin sahibini daha
hoşnut kılar.
Üstelik “Türk” denildiğinde dünyanın “Müslüman” bir kişi anladığını ve Haçlıların Müslüman olanlara “Türk oldu” dediğini bilmeyen mi var!
“Türklüğün” faydası vardır. “Türklük” şemsiyesi kalktığı için bugün İslâm dünyası Haçlıların şamar oğlanı haline gelmiş; “Türklük” zarardır diyenler ise camilerin Haçlı kışlasına çevrilmesinde koçbaşı olma görevini gururla üstlenmişlerdir.