Türklerin taşımakta iyi olduğu başka şeyler de var!

Kaz Dağları'nda siyanürle altın aramaya hazırlanan şirketin risk analizine göre, "İzinde gecikme olabilir ama bu çözülebilir"miş, "İnşaata su tedariki ek maliyet getirebilir ama bu halledilebilir"miş, "Türk inşaat şirketinin verimliliği ek maliyet çıkarabilir ama o da hallolur"muş, "Su rezervuarında gecikme ve işletme suyu tedariki gecikmeye yol açabilir ama hiç problem değil"miş… Ve… "Toplumun projeyi desteklememesi gecikme yaratabilir ama olumlu halkla ilişkiler faaliyetiyle bunun da üstesinden gelinir"miş…

***

Sırf bu yüzden, yani Türk toplumunun "vatan toprağı"na sahip çıkmaya dönük iradesini, peşin peşin "Biraz mırın kırın ederler sonra nasıl olsa susarlar" diye yorumladıkları için bile, bizi, sizi "çantada keklik", "kolay lokma" saydıkları için bile öyle olmadığını göstermek lazım bu azgın emperyalistlere!

Sırf bu yüzden, yani birkaç iş vaadi, birkaç bağış, birkaç süslü yardım şovuyla bizi, sizi "satın alabileceklerini" düşündükleri için bile hiç öngörmedikleri o kararlılıkla pahalıya patlatmak lazım bu cüretlerini!

***

Hoş, sayıları onbinleri de, yüzbinleri de bulsa direnişçilerin, ciddiye almamak için nedenleri de yok değil hani;

Daha önce de bu ülkede, siyanürle altın işlemeciliği yapacak olan şirkete karşı birleşen halkın her şeyi göze alarak giriştiği mücadeleye rağmen, bilim dünyasının itirazlarına ve yargının "dur" ikazına, "ruhsat iptali"ne rağmen, siyasi iradenin "Anayasal suç işleyerek" söz konusu şirkete nasıl yol verdiğini, 8 yıl açık kalacağı söylenen madenin 15 yılda, bölgeye üç siyanür barajını nasıl inşa ettiğini duymuşlardır illa…

Fatsa'yı duymuşlardır… Cerrattepe'yi duymuşlardır… Nükleer tehdidi altındaki Sinop'a, Akkuyu'ya yapılanları duymuşlardır; ve yapılmayanları da duymuşlardır aynı zamanda!..

Budur belki hadsizliklerinin kaynağı da…

***

Ve işte sırf bu yüzden bile aslında…

Tabiri caizse "hem ağlayıp hem giderler" diye, onurumuza, arkamızdan teneke bağladıkları için bile hatırlatmak lazım Çanakkale'ye "geldikleri gibi gidenler"in kimler olduğunu bu modern zaman işgalcilerine!

"Türkler taş taşımakta çok iyiler" diye sözüm ona alttan alta Türkleri aşağıladıklarını, kafa bulduklarını zannedenler unutmuş belli ki…

Var mısınız;

Köpeksiz sandıkları, kafalarına göre cirit atmaya çalıştıkları o toprakların, bulunduğu tabyada top mermisini taşıyan vinç parçalanınca, Ocean'ı vurarak, Nusret'in döktüğü mayınların üzerine sürüklenmesini sağlayan 215 kiloluk o mermileri top kundağına sırtında taşıyarak yerleştiren Seyit Onbaşı'nın doğup büyüdüğü bu topraklar olduğunu hatırlatmaya…

Öyle ya…

Madem "tekerrürden ibaret"; bir kere de Türk'ün lehine tekrar eder belki tarih; sayenizde…

İddia olunan KATÖ (!)

Yukarıda "belki" diye yazmıştım ama duymuşlar, duymuşlar; Kaz Dağları'na musallat olanlar Türkiye'de geçmişte yapılan benzer direnişlerin nasıl bertaraf edildiğini duymuşlar. Bu ülkede, siyasi iktidarı arkana alıp "hukuka rağmen" iş yapmanın en kestirme yolunu kavramışlar;

Bu nedenledir ki, hem doğal hem de kültürel miras niteliğindeki bölgenin katlini durdurmak üzere yollara düşenlerin eylemlerini "çevrecilikle örtbas edilmiş siyasi saldırı" olarak tanımlıyorlar. Bir adım sonrası artık hepimizin malumu olduğu üzere, "Bunlaaaar, terör örgütlerinin değirmenine su taşıyanlaaaaar" diye başlayacak olan "beka" nutukları…

Ve bir kere daha dumura uğrayacak "işgalcisi" değil de "vatansever"i "terörist" ilan edilen Türk insanının algısı…

Ne dersiniz, mevzu, bir "KATÖ" iddianamesine kadar uzar mı?

Peki, buna şaşıran çıkar mı?

SORU-YORUM

Bugün Abdullah Ağar soruyor:

"Güvenli Bölge'de ABD'nin Türk görüşüne yaklaştığı ifade ediliyor.

1-Ne kadar yaklaştı?

2-Ne kadarını SONUÇ ALACAK ŞEKİLDE ve SÜREÇTE uygulayacak?

3-Süreç YPG/PKK'nın önce ötelenmesi sonra dağıtılması olarak mı tecelli edecek, yoksa kalıcılığının perçinlenmesini mi sağlayacak?"

Köy yanar…

En düşük bilet fiyatının 7 bin, loca fiyatlarının 200 ve 300'er bin TL olduğu Jennifer Lopez konserini, 2 bin kişilik salonda 2 bin 500 kişi izlemiş… Acaba diyorum, köy yanarken delinin taranması da böyle bir şey mi?

Yazarın Diğer Yazıları