Enerji Bakanı Taner Yıldız, “Mersin civarında petrol aramaya başlamak üzereyiz” deyince hatırladık...
Amerikan Noble Engerg Şirketi üst düzey bir yetkilisi Rum-İsrail birlikteliği ile petrol ve doğal gaz aramaya başladıkları Kıbrıs’ın ekonomik sahasındaki enerji miktarı için, “Avrupa’nın 100 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede” açıklamasında bulunmuştu.
Sondaj için düğmeye basıldığında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkilileri bu gaspa şiddetle karşı çıktı. Rumların cevabı ise, “Kıbrıs Türk yetkilileri hiçbir devleti temsil etmiyor ki, söz sahibi olsun” karşılığını verdi. Kıbrıslı Türkleri kimse dinlemeyince devreye Enerji Bakanımız Taner Yıldız girmiş, “Bu bir gasptır. Maksat petrol ve doğal gaz aramak değil, Rumların Kıbrıs’ın tek devleti olduğunu yapılan anlaşmalarla pekiştirmektir” mealinde bir çıkış yapmış, “Buna asla müsaade etmeyeceğiz” falan demişti.
Lâkin arkasına Amerikan şirketi ve İsrail’i alan Rum Kesimi, Türkiye’yi “kendi söyleyen kendi dinleyen” durumuna düşürdü. Buna kızan Hüseyin Çelik, “Donanmadan, Hava Kuvvetlerinden” falan bahsetmiş, sonunda devreye en yetkili isim, Dünya Lideri Sayın Erdoğan girmiş ve bakınız neler demişti:
“O bölgeye sondaj yapmak için Donanmaya ait yeteri kadar hücumbot ve savaş gemisi eşliğinde bir gemimizi gönderiyoruz. Bu gemiye Hava Kuvvetlerimize ait savaş uçakları da refakat edecektir.”
Türk F-16’ları havalandı, Deniz Kuvvetlerinin en vurucu gücü Kıbrıs’a doğru yola çıktı ve sonra ne oldu dersiniz? Sahi ne oldu... Bir şey oldu mu? Olsaydı duyardınız. Tek bir şey oldu. Rumlar doğal gazı buldu. Şimdi bulunan doğal gazın Türkiye’ye uzanacak boru hattıyla mı yoksa başka bir yolla mı aktarılmasının çalışmaları yapılıyor. Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos bile kilisenin doğal gaz işine girmek için bazı İsrail şirketleriyle görüşmeler yaptığını açıkladı. Ekim ayının ilk haftasında ABD’li, Yunanlı ve Rum yetkililer bu konuları karara bağlamak için İsrail’de olacak.
Yani önümüzdeki günler Türkiye’nin esip gürlediği ve fakat hiçbir şey yapamadığı Kıbrıs doğal gazının Rumlara peşkeş çekildiğinin tartışılacağı günler olacak. Enerji Bakanı da bu konuların konuşulacağını o günleri milletin gözünden kaçırabilmek için, “Mersin ve açıklarında petrol arayacağımızı” söylüyor.
Senin Mersin açıklarında petrol araman, Rum’un, Kıbrıs’ın iki halka ait olan doğal gaz rezervlerine el koymasının karşılığı mıdır?
Üstelik Türkiye, Rumları ikna edebilmek için, “Çıkan her ne ise onu nüfusa göre bölüşelim” dedi. Rum kesiminin nüfusu yaklaşık 673 bin, Türk kesiminin nüfusu 295 bin olmasına, yani Türkiye’nin, gelirin yüzde 72’sini kendilerine terk etmesine rağmen, Rumlar bunu bile kabul etmedi.
Galiba Rumlar, Sayın Erdoğan’ın “Dünya Lideri” olduğunun farkında değil. Yoksa böyle tehlikeli işleri yaparlar mıydı hiç?!..
