Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

"Türkiye'yi imha etmek"

Türkiye'nin dış ilişkileri tarih, kültür ve jepolitikten, diğer bir çok ülkeden daha çok etkilenmektedir.

Hepsi bir yana tarihte Avrupa'nın içlerine doğru yapılan akınlar ve 1915 olayları şu veya bu biçimde Türkiye'yi bugün de meşgul etmektedir. Türkleri tarih gölge gibi takip etmektedir.

Boğazları kontrol eden bir jeopolitiği ve İslam dinine mensup Türk milletini İslam'ı kullanmak isteyen şer güçler her zaman bir tehdit unsuru olarak görmektedir.

İsrail çıkarı üzerine strateji!

Büyük güçler uluslararası ilişkilerde hiç bir zaman söylemek istediklerini açık ve doğrudan söylemezler. Onların söylediklerinden sakladıklarını, gösterdiklerinden gizlediklerini çıkarmak için jeopolitik, kültür, ekonomi ve tarihi verilere vakıf olmak gerekir.

ABD'nin Orta Doğu'daki stratejisinin temelinde Türkiye'nin sahip olduğu jeopolitik, demografik, tarihi ve kültürel faktörler yer alıyor.

ABD'nin karar vericileri çok açıktır ki Orta Doğu stratejilerini yalnızca İsrail çıkarlarını koruması üzerine bina etmişlerdir.

"Middle East Forum" tarafından düzenlenen İsrail sempozyumunda Gregg Roman'ın sözleri dikkat çekicidir. Roman şunları söylüyor; "Artık Netanyahu'nun Kudüs'te Suudi yetkililer ile bir dizi toplantı yaptığı bir dönem yaşıyoruz. (...) Bütün bunlar, İsrail'in en büyük düşmanları İran ve Türkiye'nin oluşturduğu vahşi ormanın bağlamında yaşanıyor. İsrail için İran, bugünkü tehdittir, Türkiye ise yarının tehdidir". Adam "biz İran'la baş ederiz, esas Türkiye'yi imha edelim..." diyor.

Middle East Forum'un yöneticisi de olan Gregg Roman, Beyaz Saray'a akıl vermeyi de ihmal etmeyerek şöyle diyor; "Bence Trump, Türkiye'nin Güneydoğusu'ndaki Kürt liderleri Beyaz Saray'da ağırlamalı. (...) Hatta daha fazlasını yaparak, Erdoğan'ın 2016 Temmuz ayında darbenin arkasında olmakla suçladığı Gülen ile bire bir Beyaz Saray'da görüşmeli."

Deli saçması diyerek bu sözleri geçiştirmek mümkün değildir.

Daniel Pipes ne diyor?

Pipes, ABD'nin muhafazakar NeoCon kanadının önde gelenlerinden birisidir.

O, Orta Doğu'yu ABD ile İsrail'in ihtiyaçlarına uydurmak için Büyük Ortadoğu Projesi'ni ortaya atan grubun içindedir.

Pipes, İslam'ı zemininden koparmak için "Ilımlı" ve "Ayarlı" İslam projesinde de görev almıştır.

Türkiye ile İran arasındaki ilişkileri bozmak için özel çaba gösterdiği de bilinmektedir.

Türkiye bakımından on elinde on bir marifet (!) olan bir adamdır.

İşte o, 15 Temmuz darbe girişimi için şu itirafı yapmıştı: "Türkiye'de büyük bir öfkeye neden olan 15 Temmuz darbesini destekledim. İşte bu nedenle Türkiye'ye geri dönmeye cesaret edemiyorum."

6 Nisan 2009 tarihinde bir makale yazıyor, başlığı "Türkiye, hâlâ NATO'nun bir parçası mı?"

İşin garip yanı NATO'nun, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı NATO tatbikatında düşman olarak hedefe koymuştu. Bu durum NATO aklı ile Pipes gibiler arasında doğrusal bir ilişki olduğunu göstermiştir.

Çünkü NATO'nun düşmanının kim olduğunu Pipes, "Middle East Forum" adlı düşünce kuruluşunda şöyle ifade etmişti: "NATO'nun 60. kuruluş yıldönümünde tamamıyla alışılmamış, tokat gibi yeni bir sorunla, kendi safındaki Türkiye Cumhuriyeti tarafından temsil edilen radikal İslam ile karşı karşıya."

Bu adamın başında bulunduğu kuruluşun NATO'ya çizdiği hedef, NATO tarafından aynen dikkate alınıyor.

Trump'ın bu Türkiye aleyhtarı politikalara verdiği destek dikkat çekicidir.

Unutmamak gerekir ki ulusları uzun vadede üzerinde yaşadıkları jeopolitik, sahip oldukları ekonomik kaynaklar, din ve tarih karşı karşıya getirir. Jeopolitiği, ekonomisi, dini ve tarihi çelişki içinde olan ulusların çatışmadan barış içinde birbirleriyle yaşamaları çok zordur.

Türkiye, tarihi/dini ve coğrafi olarak onlarca iç ve dış stratejik tehdidin hedefidir. Türkiye'de ve çevresinde meydana gelen olaylar bu faktörlerden bağımsız olarak izah edilemez!

Yazarın Diğer Yazıları