Türkiye’yi buharlaştırma belgesi!

Eğitimci kalem Mahiye Morgül Hanım aşağıda söylediklerinde haksız mı?
“Bir iktidar nasıl bu kadar gayrimillî olabilir? Bir millet geçmişine bu kadar sünger çekip geleceğini elinden alanlara bu kadar nasıl teslim olabilir?
TCDD Amblemi nasıl ve neden buharlaşır?
Ankara tren garındaki TCDD amblemi artık yok, lütfen herkese anlatın.
Bu yönde yapılan ilk değiştirmeyi 5 Ağustos 2010 tarihinde gar binasında bulunan Atatürk Evi’nde Fikriye Hanımefendinin anılarını çekmeye gittiğimde fark etmiştim. Kırmızı-Beyaz olan şeritler gitmiş, eğri büğrü mavili tuhaf çizimler öne çıkartılmıştı.
İçine mavi giren her şeyden huylanıyordum, çünkü bana AB Hıristiyan birliğini, Yunan ve İsrail bayrağını, İngiliz sömürgeciliğini çağrıştırıyor. Garın temizlikçilerine sordum, çok kısa süre önce tuvalet yoluna kadar her yeri bu şekilde boyadıklarını öğrendim.
O sabah Amerikan Ulaştırma Bakanı bir zat heyetle gelmiş, burayı incelemiş, garın giriş çıkışları ziyaret sebebiyle kapatılmış, Amerikan heyeti müzelere kadar gezdirilmişti. Bu heyet bir gün önce Eskişehir tesislerini incelemişti. Bu iki günlük üst düzey Amerikan ziyareti basında hiç yer almadı, bu çok daha önemlidir. Halktan gizlendiğini gösterir.
Ziyaretin sebebini anlamak zor değil. Satış öncesi hazırlıkları kontrol yaptılar.
Onlara bizi hatırlatmayacak şekilde istedikleri değişiklik yapılmış mı ona baktıklarını düşündüm, üstelik yenileme masrafları bize yüklenmişti.
Başta sembollerimizi buharlaştırdılar. Bunun iki anlamı var.
Birincisi; bizi kendi tarihimizden kopartmak.
İkincisi; kendi egemenlik sembollerini koymak.
Tipik İngiliz sömürgeci mantığıdır. Zaten Türk sembollerinin ne zaman en yukarıya çıktığını, ne zaman aşağıya indiğini ve ne zaman tamamen buharlaştırıldığını görmeniz, bizi nasıl sömürgeleştirdiklerini anlamanız için yeterlidir.
Yakında her tren hattı bir başka renkte boyanacak, Alman Siemens şirketine verilmiş bile. Adresi var, siz de görün:
Bu bağlantıda haber veriliyor; Konya-Ankara hattı mavili (turkuaz) boyandı. Her hat ayrı satılacak, bunun da işaretidir.
1856’da demiryollarını ilk İngilizler yaptığı zaman Bağdat yolunu kendilerine ayırmışlardı. Ankara tren garında bir İngiliz karakolu vardı, işte o karakoldaki İngilizleri oradan çıkartan Mustafa Kemal’dir. Adı Direksiyon Evi’ydi. Atatürk ve koruma askerleri buraya yerleşti, sonra ” askerin anası “ Fikriye Zeynep Hanımefendiyi, yanına aldı, ilk eşidir.
Osmanlı dönemine dönersek, İngilizler bir hat, Almanlar bir başka hat, Fransızlar bir başka hat, İtalyanlar bir başka hat yaptılar ve buralardaki madenleri toplayıp götürmeye başladılar. Yani Sevr’in haritasını kendi demiryollarıyla çizmişlerdi.
Sevr’i parçalayıp kendi haritamızı çizdiğimizde sömürge olmaktan çıktık, demiryolları da bizim oldu, sömürgecilere parasını ödedik ve tren yollarımızın adını TCDD koyduk ve bu adı en yukarıya yazdık.”
Evet, eğitimci yazar Mahiye Morgül bunları aktarıyor. Eskiden “Cambaza bak” denir cep boşaltılırdı. Aynı hikâye devam ediyor. Cambaz’ın yerine “Paralel yapı” koymuşlar, “bak” diyorlar, bakıyoruz, bakıyoruz ki cepler boşalmış..

Yazarın Diğer Yazıları