Türkiye/Suriye ortak hareketi
Terör örgütü PYD, ABD desteğinde Cezire Kantonu 21 Ocak 2014'te, Kobani Kantonu 27 Ocak 2014'te ve Afrin Kantonu 29 Ocak 2014'te ilan ettiğinde AKP iktidarı olanı biteni yalnızca seyretmişti. Hatta AKP iktidarı Kobani olayları sırasında Peşmerge'yi Türkiye üzerinden geçirerek PYD'ye yardım yapmıştı. Daha da kötüsü Süleyman Şah Türbesi'ni bölgeden taşıyarak PYD'yi hem cesaretlendirmiş hem de önünü açmıştı.
AKP iktidarı, bugünü dünden göremeyen stratejik bir körlük içinde hareket etmişti. Suriye'nin kuzeyinde PYD'nin devletleşmesini de AKP iktidarının Esed takıntısı kolaylaştırmıştır. Gelinen aşamada ABD'nin okyanus ötesinden gelerek Türkiye'nin sınırında devletçikler oluşturması AKP'nin Esed takıntısını terk etmesini zorunlu kılmaktadır. Ortaya çıkan tehdit hem Türkiye hem İran hem de Suriye için ortaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Esed" ile ilgili görüşlerini yeni duruma göre değiştirerek Rusya'yı Türkiye'nin operasyonu konusunda ikna edebilir. Suriye devletini PYD karşı harekete geçirebilir. Meşru hükümetin meşru sınırlarını güvence altına almasını sağlamaktan daha akılcı yol yoktur. Türkiye'deki mülteciler de (savaşacak durumda olanlar) örgütlenerek topraklarını savunmak için sınırın Suriye tarafında ÖSO ile birlikte mevzilendirilmelidir.
ABD Suriye'yi parçalamak istiyor!
ABD, "Esad'ı devireceğim" diye başladı, sonra bütün faaliyetlerini DAEŞ'i yok etme sözde meşru amacı üzerine oturttu, gelinen aşamada PKK'nın Suriye kolu PYD'ye Kürt devleti kurdurmaya çalışıyor. İsrail'in güvenliğini sağlamak, enerji kaynaklarına, petrol/su yollarına hâkim olmak, Türkiye/İran/Irak/Suriye'yi istikrarsızlaştırmak ABD'nin bugünkü amacıdır.
CIA'nın eski Başkanı John Brennan, 2016 yılında Suriye ve Irak'ın bölünme ihtimaline dikkati çekerek şunları söylemişti; "Suriye ve Irak'ın yeniden bir araya getirilip getirilemeyeceğini bilmiyorum. Her iki ülkede de adil bir şekilde yönetecek merkezi hükümet oluşturulabilir mi emin değilim. Merkezi hükümet ve özerk bölgelerden oluşan federal bir yapı olabilir. Bu tabii ki önümüzdeki 3-4 yıl içinde neler olur, ona bağlı."
CIA başkanının açıklamalarından anlaşılacağı üzere ABD açıkça Suriye'yi önce parçalamak sonra da gevşek bir federal yapı altında birleştirmek gibi bir strateji izliyor. Türkiye/Irak sınırını da terör örgütünün koruduğu, ABD/İsrail hamiliğinde bir Rojava devleti kurmayı amaçlıyor.
İran, Irak, Suriye ve Türkiye!
Bu durum İran, Irak, Suriye ve Türkiye için aynı ölçülerde tehdittir. Dört ülke de Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmak zorundadır. Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmak Şam rejiminin ülkenin topraklarına hâkim olmasını savunmak anlamına geliyor.
Olgu İran yönünden daha da ilginçtir. İran'daki son halk ayaklanmasını açıktan destekleyen İsrail/ABD ikilisinin, İsrail'in güvenliği amacıyla İran'daki rejimi yıkmak için her yolu deneyeceğinin kanıtıdır. Suriye'de ABD himayesinde PYD kontrolündeki devletçiklerin Türkiye ile birlikte İran'a yönelik saldırı için üs olarak kullanılacağı açıktır.
Suriye Dışişleri Bakanlığı durumu anladığını gösteren şöyle bir açıklama yapmıştır: "Amerikan yönetiminin yaptığı şey, ülkeleri parçalamak ve krize yönelik çözümleri engellemek için bölgedeki yıkıcı politikası bağlamında ortaya çıkıyor. Suriye ordusu, ülkedeki herhangi bir ABD ve onun araçlarının varlığına son vermeye kararlıdır."
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuştu: "Amerika 11-12 bin kilometreden gelecek, burada kendisine bir ordu oluşturacak ve adını da ne koyacak? 'Sınır güvenliği.' Neyin sınır güvenliği? Bakın şu anda Suriye'de rejim, 'Bu bizim için bir tehdit oluşturur' diyor ve kesinlikle böyle bir oluşuma onlar da sıcak bakmıyor."
Suriye yönetimi PYD'yi "hainlik yapmakla" suçluyor. Türkiye, İran ve Rusya da aynı görüştedir.
Türkiye Cumhuriyeti, Rusya'nın bilgisi dâhilinde Suriye devletiyle iş birliği içinde Afrin'e ve PYD kantonlarına derhal müdahale etmelidir. Gecikmenin faturası ağır olacaktır.