Türkiye’nin kâbusu inşaat

1849 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde Sierra Nevada’nın dağlarında başlayan ’Altına Hücum’, etkisini yaklaşık 10 yıl sürdürmüştü.

Dünyanın her tarafından insanlar Amerika’ya Sierra Nevada’ya altın aramaya geliyordu. Kısa sürede zengin olanlar hep başarı hikayesi olarak yazıldı çizildi.
Öyle ki fabrikalar ve atölyeleri bile kapatıp altın aramaya, kısa sürede zengin olma arayışına girdi insanlar. Sonunda tabii ki büyük bir hüsran yaşandı. Ardından yaşanan kriz herkesin boyunun ölçüsünü almasına yetti. Amerika’nın dağlarında başlayan altına hücumun bir benzeri Türkiye’de yaşandı.
Bunun adı ranta hücum oldu. AKP’nin “hap yap para kap” mantığı ile yarattığı rant ekonomisi, Amerika’nın ucuz parası ile bir anda önlenemez bir çılgınlığın başlamasına neden oldu. Memlekette bulunan her boş alanı, parkları ve hatta cami alanlarını bile bir gecede imara açıp ya AVM ya da lüks rezidanslar yaptık.
Bir alan bir tane daha aldı. Bu çılgınlık tıpkı Amerika’daki gibi yeni zenginlerin türemesine neden oldu. Mesela Uludağ’da küçücük bir oteli varken Ali Ağaoğlu, Türkiye’nin en zenginleri arasına girdi. Sayısını kendisinin bile bilmediği lüks pahalı arabaları, yatları ve çok sayıda sevgilisi oldu. Gittiği barlarda garsonlara ve arabalarını park eden valelere 100’er dolar bahşiş verdi. Hatta oğluna kızıp lüks yatını bile parçaladı. Bütün bunlar sosyolojik olarak 1849 yılında yaşananlarla bire bir örtüşüyor. Türkiye’de rant ekonomisi ile sadece Ali Ağaoğlu zengin olmadı. Yüzlerce zengin çıktı. 10 yılda Türkiye’de tek bir fabrika açılmadığı gibi fabrika arsaları da lüks konut olarak yapılıp tanesi 1 milyon dolara satıldı. Türkiye’nin yaşadığı bu tehlikeyi ilk görenlerden biri İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince’dir. 2012 yılında gazeteci Kadife Şahin’e verdiği röportajda paranın sanayiye gitmesi gerekirken toprağa gömülmesinin tehlikelerine dikkat çekti.
Ersin Özince’nin bu uyarısı kimse tarafından dikkate alınmadı. Eminim ki kendi bankasında bile alınmadı ve para sanayiciye yatırım için değil de konut için verildi.
Babacan da gördü
Ersin Özince’den iki yıl 2 ay sonra ekonominin patronu Ali Babacan da buna benzer uyarı yaptı. Tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gören Babacan, adeta yalvardı.
Bırakın bu rant ekonomisini, parayı sanayiye üretime kaydırın dedi ama neredeyse günah keçisi ilan edildi. İlk tepki, 20 yaşındaki sevgilisi ile lüks yatında tatil yapan müteahhit Ali Ağaoğlu’ndan geldi. Tepkiler çığ gibi büyürken, konut kredileri bir bir patlayan bankalar da uyanmaya başladı. TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici de paranın artık sanayiye kayması gerektiğine dikkat çekti.
Sayın Genel Müdür bunları söylerken, personeline konut kredisi satın diye yapılan hedef baskılarını galiba unuttu. Ya da bu baskılardan haberi yoktu. Yine de Ümit Leblebici’nin yaptığı analiz Türkiye’nin gerçeğini çok iyi anlatıyordu.
Balon mu bomba mı?
Yaklaşık 9 aydır Türkiye’de konut satışları düşüyor. Her ay açıklanan rakamlara bir bahane bulundu. Kimisine yılbaşı denildi, kimisine 17 Aralık. Bazı kötü rakamlara ise seçimler bahane edildi.
Şimdi artık bahane kalmadı. İnşaat sektöründe önce balon var mı ile başlayan tartışmalar şimdi bombaya dönüştü. Bomba ne zaman patlayacak? Şimdi herkes pimi çekilmiş bombanın patlama süresini tartışıyor. Türk insanı maalesef finansal okur yazar değil. Tıpkı 2004 yılında Ache’de yaşanan tsunami gibi. İnsanlar önce seyretti sonra azgın dalgalarda yok oldu gitti.

Yazarın Diğer Yazıları