Türkiye'de tazminat almak
İsveçli mobilya devi, ABD'nin California eyaletinde üzerine çekmeceli dolap düşmesi sonucu hayatını kaybeden iki yaşındaki çocuğun ailesine 46 milyon dolar tazminat ödeyecek. Bunun ABD tarihinde, kusur sonucu çocuk ölümlerinde ödenen en büyük tazminat miktarı olduğu belirtiliyor.
Son bir haftada en çok okunan haberlerden oldu...
Sosyal medyada tartışma konusu oldu.
Bu olay Türkiye'de olsaydı ne olurdu?
Çıkan sonuç; Türkiye'de de tazminat kazanırdı aile. Yaklaşık 10 yıllık bir hukuk mücadelesinden sonra eğer o firma halen faaliyetteyse yaklaşık 3 bin lira tazminat alırdı.
Bunun üzerinde tazminat alma olasılığı yok çünkü mahkemeler haksız zenginliğe yol açacağı nedeniyle reddediyor.
Yani bir kişi, sizin çocuğunuzun ölümüne neden oluyor ama mahkeme sizin buradan alınacak tazminatla zengin olmamanız için sınırlama getiriyor gibi bir düşünce çıkıyor ortaya.
Nitekim mobbing davalarında da böyle oluyor.
Türkiye bankacılık tarihinde iki önemli mobbing davası görüldü.
Bankacı Arzu Yılmaz'a, çalıştığı bankada yöneticisi tarafından sistematik mobbinge uygulandı. Psikolojik şiddet artınca konuşma yeteneğini kaybetti ve 6 ay tedavi gördü. Şahitler ve raporlara rağmen mahkeme, Arzu Yılmaz'a sadece ama sadece 9 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.
Mahkeme daha fazla tazminatı haksız servete sahip olacağı düşüncesi ile reddetti. Arzu Yılmaz aradan geçen 5 yıla rağmen halen tedavi görüyor ve işsiz.
Dev banka ise 9 bin lira verdi kurtuldu.
Yine aynı bankada Saime Bazarbaşı da, sistematik mobbinge uğruyor. Genç kadının sağlığı bozuluyor ve banka işten atıyor. Uzun bir dava sürecinden sonra gerek bilirkişi gerekse raporlar bu duruma mobbing diyor ve banka 3 bin lira tazminat ödemeye mahkûm ediliyor.
Saime Bazarbaşı'da tıpkı Arzu Yılmaz gibi şu anda işsiz. Ona da mahkeme 3 bin liradan fazla tazminatı haksız zenginliğe neden olmaması için vermiyor.
Hasta olabilirsin, fakirleşebilirsin ve işsiz kalıp ekmeğe muhtaç olabilirsin ama zenginleşemezsin.
İki genç kadının çalınan hayatları ve verilen tazminat cezası ortada.
Saime Bazarbaşı, kararan hayatına karşılık 3 bin lira alacağının kesinleştiği gün bu tazminat haberleri çıktı.
Küçük bir çocuğun ölümü ve 46 milyon dolarlık bir tazminat!
Kanunları insanlar yapar insanlar yorumlar.
Türkiye'de de kanunlar var ama yorum farkı.
İşverenin hatası nedeniyle kolu kopan işçiye tazminat verilirken, kalan ömründe ne kadar para alacağı ve ailesine ne kadar katkı sağlayacağı hesaplanıyor. Bu hesaptan ailenin maliyeti de düşülüyor ve ortaya çıkan komik bir para tazminat olarak ödeniyor.
Şimdi gözler Çorlu'daki tren kazasında hayatını kaybeden o insanların alacağı tazminatta. Emin olun ki, alınan paradan çok bilirkişi raporları o insanların canını yakacaktır.
Ortalama kaç yıl yaşayacak, aile ne kadar para harcayacak ve o aileye ne kadar kazandıracak formülü ile hazırlanan utanç tazminatı…
Türkiye'de de artık bir şeylerin değişme zamanı gelmedi mi?