Türk mü Türkiyeli mi?
Yakasında Türk Bayrağı taşıyan Erdoğan, “Türkiyeliyim” diyor. Yani kendini tanımlarken mensubu olduğu soy ve kültürü değil, yaşadığı ülkenin adını söylüyor.
Doğru mu yapıyor? Bilmiyoruz.
Soru şu: Erdoğan, kader bu ya, bazı işçilerimiz yahut ilim adamlarımız gibi Almanya’ya, ABD, yahut Kanada’ya yerleşseydi ve orada kendisine, “Siz hangi millettensiniz?” diye sorulsaydı, “Almanyalıyım, Kanadalıyım” mı diyecekti?
Hadiseyi çarptırma, niye öyle söylesin, doğduğu yeri söyler, yani yine “Türkiyeliyim” derdi diyenleriniz olabilir. Pekiyi, aynı Erdoğan o zaman Kanada, Almanya yahut ABD’de doğan çocuklarına, çocukların Türkiye ile hiçbir ilgileri bulunmadığına göre, “Kanadalıyım, ABD’liyim, Almanyalıyım” mı dedirtecekti?
Bütün bunları da geçelim..
Bugün elhamdülillah yeryüzünde tam yedi Türk devleti var. Azerbaycan’ın nüfusu 9 milyonun üzerinde. Ülkenin kapladığı alan 86 bin kilometrekare; Kazakistan’ın nüfusu 16 milyondan fazla ve ülkesinin genişliği tam 2 milyon 900 kilometrekare; Kırgızistan’ın nüfusu 6 milyona yakın, ülke genişliği 197 bin kilometrekare. Türkiye’nin nüfusu 76 milyondan fazla, 783 bin 562 kilometrekare’lik bir vatanda bulunuyoruz. Türkmenistan’ın nüfusu 5 milyondan çok, 491 bin kilometrekare vatanları var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin nüfusu 210 bin, topraklarının genişliği 3 bin 555 kilometrekare.
Bitmedi...
Afganistan, Altay Cumhuriyeti, Astrahan ve Başkurdistan isimleri altında bir milyon kilometrekarelik bir alanda yaşayan 36 milyon Türk var. Kırım Özerk Cumhuriyeti gibi tam 14 cumhuriyet var şu küçücük dünyada.
Sözü uzatmayalım Çin ve Afganistan’dan Asya ve Amerika’ya kadar 300 milyona yakın insan, 4 milyon 295 bin 627 kilometrekarelik sınırları belli bir alanda yaşıyor ve devlet ve özerk cumhuriyet, her ne ad altında yaşıyorlarsa, bütün dünya bunlara “Türk” diyor bunları “Türk” biliyor.
Siz şimdi tutar Öcalan’ın hatırına Türkiye’deki Türk’e “Türk değil, Türkiyeli” derseniz, dünyanın başka coğrafyalarındaki Türkleri, Türk olmadıklarına nasıl ikna edeceksiniz? Hadi onları ikna ettiniz, dünyayı, “Türkler, Türk değildir” diye ikna edebilecek misiniz? Diyelim ki böyle bir gücünüz var, Allah’ı iknâ etmeniz mümkün mü? O mu bilecek yarattığının Türk olup olmadığını, siz mi bileceksiniz?
Onun için bir kavim olarak Türk’ü inkâr ederken, milletin galeyanını söndürmek için Türklüğün karşısına İslâm’ı koymanız, Allah’ı Allah’la yalanlamaya kalkışmak gibi çok tehlikeli bir fiil olmaz mı? Elbette “Üstünlük takva iledir.” Elbette, Türk’ün Türk olmayana haksızlık yapma hakkı yoktur.
Amma el insaf...
Almanya’sından ABD’sine, Fransa’sından diğer Avrupa ülkelerine, Afganistan’ından Çin’ine velhasıl dünyanın hemen her yerinde Türk mü zulüm yapmaktadır yoksa Türk’e mi zulüm yapılmaktadır? PKK’nın yaptığı Türk’e zulüm değildir de Türk’ün devlet ve milletini koruması, Türk’ün PKK’laşmamış Kürt’ü koruması mı Türk’ün Kürt’e zulmüdür?
Bu millete bu kadar töhmet, bu kadar itham, bu kadar haksızlık hangi okullarda öğretilmiştir, hangi çarklardan geçerek bu meleke kazanılmıştır? Üç dönem milletvekili seçilen ve AKP’nin en ağır toplarından biri konumunda olan Dengir Mir Mehmet Fırat, “Ben Kürt’üm, eşim Alman, çocuğumuz şimdi Kürt mü Alman mı?” demişti. Bugün bu Türk’üm yahut Kürt’üm diyen herkes için geçerlidir. Kaç kişi üç metre uzunluğunda bir soy ağacına sahip. Ve böyle bir soy ağacına sahip olanlardan bir tek kişi bile söyleyebilir mi, o ağacın bütün dal ve yapraklarının aynı soydan olduğunu?
Öcalan, “Annem Türk” diyor. Ve Öcalan’ın Ermeni kökenli olduğuna dair ciddi durumlar var ve zaten kendisi Kürtçe bile bilmiyor amma bugün Kürtçülüğün lideri durumunda. Öyleyse bu milleti Türk-Kürt diye bölmek, etle kemiği ayırmak için yapılan bir kasap operasyonudur.
Göreceğiz, kasapların dediği mi olacak; sağduyu, ilim ve bin yıllık geleneğin dediği mi?