Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Türk milleti ve devleti tehdit ediliyor

Bölücü başı İmralı’dan, milleti ve devleti çekinmeden tehdit ediyor, bütün kesimlere mesajlar gönderiyor.
Bölücü başı; Türk halkına gönderdiği mesajda, devletle görüştüğünün altını çiziyor, Kürt sorununa demokratik anayasal çözüm aradıklarını, çözüm olmazsa herkesin kaybedeceğini ifade ederek Türk milletini şiddetin geri gelmesi ile tehdit ediyor.
Devlete gönderdiği mesajda, demokratik anayasal çözümün son şans olduğunu, çözüm olmazsa topyekûn savaş döneminin başlayacağını, kızılca kıyamet kopacağını ve bu durumun sözün biteceği yer olacağını söyleyerek devleti de tehdit ediyor.
Kürtlere gönderdiği mesajda, devletle yaptığı müzakerelerle, bölücü siyaset yapan siyasi partiye ve Kandil’e diyalog zemini yarattığını ve kendi cephelerinde sorunun çözümü için fırsat sağladığını belirtiyor. Önlerinde birkaç ay kaldığını, zamanın iyi kullanılması gerektiğini, hatta bunun son şans olduğunu söylüyor. PKK terör örgütünden de seçimlere kadar eylem yapmamasını istiyor.
Burada sorunu, tehdit edende veya mesaj gönderende değil, ona bu cesareti verenlerde, bu konumu ve imkânı ona sağlayanlarda aramak gerekir. Konu, “Bizden öncekiler de görüşmüştü, biz görüşünce mi kabahat oluyor” demekle geçiştirilemez.
Yetkili ve görevli kişiler, hapishanedeki teröristle, istihbarat elde etmek maksadıyla veya günlük yaşantı ile ilgili çeşitli görüşmeler yapabilir. Ancak bu görüşmelerin, terörist başını, Kürtçülük ve bölücülük konusunda yetkili ve etkili konumda kabul ederek, çözüme katkıda bulunacak lider beklentisi ile yapılması, hatta onunla müzakere ve bir noktada pazarlık edilmesi, devlet için acizliğin ifadesi, Türk Milleti için de bir zül olarak kabul edilir.
Tekrar tekrar üstünde duruyorum. Bölücülerin hedefi yeni anayasadır. Bölücülüğün propagandası yapılmaktadır. Değişik kesimlerden bazı kişiler, bu propagandaya alet edilmektedir. Konu sürekli kamuoyu gündeminde tutularak halk alıştırılmaya çalışılmaktadır. Yapılmakta olan müzakerelerin, sivil itaatsizlik eylemlerinin ve propagandaların amacı, bu hedefe ulaşmayı sağlamaktır.
Bölücüler, seçim arifesinde, demokratik anayasal çözüm olarak dayatmaya çalıştıkları ve demokratik özerklik olarak adlandırdıkları ulus devlet ve üniter devleti ortadan kaldırmak ve bölünmenin önünü açacak süreci harekete geçirmek istemektedirler. Bunun gerçekleşmesine ilişkin bir gelişme olmaması halinde devleti ve milleti şiddet olaylarının başlaması ile tehdit etmektedirler. Diğer bir ifade ile isteklerinin gerçekleşmesini terörle desteklemektedirler.
Maalesef bazı siyasi partilerimiz de oy alabilmek için, bu konunun savunuculuğunu yapanları seçimler için aday göstermişlerdir. Bu adayların birçoğu kamuoyu tarafından tanınmaktadır. Tanıtımı da, tarafsızlık düşüncesiyle, bu kişilere ekranlarda yer vermek suretiyle bir kısım medyamız yapmıştır. Böylece bölücülük propagandası yapılmasına da imkân sağlanmıştır.
Kendi doyumsuz ikballerini düşünenlerin ve fikirlerini uygulama imkânı arayanların da yeni bir anayasa istedikleri dikkate alındığında, ortaya bir pazarlık tehlikesi de çıkmaktadır. Yeni anayasa ile mevcut anayasanın başlangıç bölümünün, değiştirilemez maddelerin ve ona uyum sağlamak durumunda olan diğer maddelerin ortadan kaldırılması ve sistemin değiştirilmesi hedeflenmektedir.
Demokrasi ve özgürlükler, hiçbir şekilde ülkenin varlığı, bütünlüğü, güvenliği ve kurulu düzenini tehlikeye atacak şekilde kullanılamaz. “Yeni Türkiye” vaadiyle ülkenin şekli ve sistemi değiştirilemez. Türkiye Cumhuriyeti değişime ve dönüşüme tâbi tutulamaz. Ancak gelişimi sağlanır.
Türkiye Cumhuriyeti 1923’te ortaya konan kuruluş felsefesiyle şekillenmiştir. Varlığını, gittikçe gelişerek 88 yıldır sürdürmektedir. Gelişmek ve ilerlemek zaten cumhuriyetin ruhunda vardır. Başka arayışlar içinde olmak yanlıştır. Anayasal bütün kuruluşların, siyasi partilerin ve Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan her Türk’ün, anayasa başta olmak üzere bütün söylemleri, niyetleri, eylemleri, dikkatle ve hassasiyetle değerlendirmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine, cumhuriyete ve Türk Milletine sahip çıkması gerekmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları