Türk Dünyasının Manevi Başkenti
Geçmişe yaslanıp geleceğe bakan kadim şehir, Türkistan…
Hoca Ahmet Yesevi’nin nefesiyle mayalanmış, Türk dünyasının gönül coğrafyasındaki en özel noktalardan biridir.
Kazakistan’ın Meclisi öyle bir adım attı ki, yankıları sadece Asya bozkırlarında değil, bütün Türk dünyasında hissedilecek.
Türkistan, "Türk dünyasının manevi başkenti" unvanıyla özel bir statüye kavuşuyor. Evet, bu sadece bir yasa tasarısı değil; bir ruh, bir vizyon, bir yeniden diriliş projesidir.
Bir düşünün… Kadim Türkistan, Ahmet Yesevi Türbesi’nin etrafında şekillenen, tarihle iç içe bir kent. Öyle sıradan bir şehir değil burası; Türk kültürünün, inancının ve ortak mirasının ana damarlarından biri.
Bir başka güzel gelişme de, zanaatkârların desteklenecek olması. Düşünsenize, Türkistan’ın sokaklarında dolaşırken el işi yapan ustaları izleyebileceğiz; onların ürettiklerini görmek ve Türk kültürünü yaşamak, sadece turistler için değil, bizler için de büyük bir kazanç.
Üstelik ustaların masraflarını devlet karşılayacak. Yerel kültürü yaşatmanın en güzel yolu.
Şimdi biraz hayal kuralım. Türkistan’a bugünden bakıyoruz ama ya 5-10 yıl sonra? Milletvekili Temir Kırıkbayev’in dediği gibi, burası modern altyapısıyla ama özünden bir gram kaybetmeden Türk dünyasının parlayan yıldızı olabilir. Yılda 1,5 milyon turist geliyor, daha da artacak.
Sadece turistik bir hareketlilik değil; Türkistan’ın kültürel özgünlüğünü dünyaya taşıma fırsatı.
Türkistan Valiliği'nin yetkileri de genişletilecek. Yani sadece yasa tasarısıyla sınırlı kalmayacak, uygulamaya dökülecek. Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakanı Nurlan Baybazarov’un Meclis’te sunduğu yasa tasarısı, bir kentin hem tarihi dokusunu koruyup hem de ekonomik kalkınmasını sağlayabileceğinin en somut örneklerinden biri olacak.
Peki, bizim için neden önemli?
Çünkü Türkistan sadece Kazakistan’ın değil, bütün Türk dünyasının ortak değeridir. Bu yasa tasarısıyla biz, köklerimize, geçmişimize sahip çıkıyoruz.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Türkistan’ı koruyarak geliştirmek sadece Kazakistan’ın değil, bütün Türk dünyasının sorumluluğudur. Bizim ortak mirasımız, ortak geçmişimiz ve geleceğe dair ortak ülkümüzdür.
Bugün Kazakistan adım atıyor, yarın biz de bu heyecana ortak olmalıyız. Unutmayalım, Türkistan Türk’ündür, Türk dünyasınındır!
Kazakistan'ın güneyindeki bu şehir, 2021 yılında Türk Devletleri Teşkilatı’nın Devlet Başkanları Zirvesi’nde "Türk dünyasının manevi başkenti" ilan edilmişti. Şimdi bu unvan, Kazakistan Parlamentosunun alt kanadında kabul edilen yasa tasarısıyla resmiyet kazanıyor.
Peki, yasa tasarısı ne getiriyor?
Kısaca şöyle özetleyelim: Türkistan, Kazakistan’ın "manevi, tarihi, kültürel ve turizm merkezi" oluyor. Ve en güzeli, bu statü sadece kağıt üzerinde kalmayacak. Kentin tarihi dokusu, kültürel mirası ve Ahmet Yesevi Türbesi’nin manevi atmosferi korunacak.
Türbe’nin etrafında 7 metreden yüksek ve tarihi dokuyla bağdaşmayan binalar inşa edilemeyecek. "Ne var bunda?" demeyin, bu çok büyük bir adım. Çünkü pek çok tarihi şehir, modernleşme uğruna ruhunu kaybediyor. Türkistan bu hataya düşmeyecek.
Şimdi diyeceksiniz ki, "Türk dünyasının manevi başkenti ilan edilmek ne kadar önemli olabilir ki?"
Şunu unutmayalım: Maneviyat, milletleri ayakta tutan en güçlü unsurlardan biridir. Türkistan gibi şehirler sadece taş binalar ve yollarla ölçülemez. Burası, Türk dünyasının tarihine, kültürüne ve inancına can veren bir mekândır.
Ahmet Yesevi, Türklerin bozkırdan başlayan destanının ölümsüz bir yankısıdır. Atalarımızın yüreğinde yanan kutlu bir ateştir; Türkistan o ateşi bin yıl boyunca kor gibi taşıyan bir ocaktır.
Yesevi’nin nefesi, sadece kendi çağını değil, Türk milletinin geleceğini de yoğuran bir kudrettir. Köksüzlüğe inat bir ağacın toprağına sımsıkı sarılışıdır. Bu yüzden, Türkistan sadece bir şehir değil; o, bizim kim olduğumuzu bize hatırlatan kutsal bir coğrafyanın adıdır!..
