Tüketicinin cebine uzanan el engellendi
Bankaların alabileceği ücret ve komisyonlara ilişkin yeni düzenleme dün itibariyle devreye girdi.
Bu sabah itibariyle gerek internetten gerekse ATM makinalarından yapacağımız havale ve EFT için 1-2 lira gibi cüzi bir ücret ödeyeceğiz.
Daha önce banka şubesine girdiğimizde cebimizden alınan 2 bin 400 adeta masraf ve komisyon sayısı 1 Mart itibariyle sadece 50'ye düşürüldü.
Bankalar sadece bu 2 bin 400 adet komisyon ve ücretlerden dolayı 2019 yılında cebimizden 106 milyar lira para aldı.
Bankalar 2019 sonunda 106,4 milyar TL Faiz dışı ücret ve komisyon geliri elde etti.
Bunun 16 milyar TL'lik kısmı Kredilerden faiz dışında elde edildi. 16 milyar TL'lik kısmın 7,8 milyar TL'lik bölümü faizlere ek "Nakit kredilerden" alınan ücret ve komisyon.
Bankalar, "Bankacılık Hizmet Gelirlerine" 49,6 milyar TL gelir yazdılar. Üzerine 34,2 milyar TL'lik Ücret ve Komisyon geliri yazacak yer bulamadıkları için "Diğer Faiz Dışı gelir" diye gösterdiler. Tekrar yazıyorum tamı tamına 106,4 milyar TL'lik ücret komisyon gelirinin 34,2 milyar TL'lik kısmını "Diğer" diye geçiştirmişler.
Ölçü yıllardır o kadar kaçtı ki en sonunda bu alanda Kamu otoritesi olan Rekabet Kurulu Sigorta uygulamalarından bazı bankalara maddi para cezaları kesmek zorunda kaldı. Bir bankanın 2 hafta sigorta acenteliğini askıya aldı. Bazı bankalardaki soruşturması devam ediyor. BDDK ve TCMB dayanamadı Ücret ve Komisyonları disipline etmek için tarifeler yayınlamak zorunda kaldı.
Bu gerekli bir düzenlemeydi. BDDK ve Merkez Bankası uzmanları bu ücretleri tespit edebilmek için bile aylarca çalışmak zorunda kaldılar.
Ortaya gerçekten kamu yararına bir düzenleme getirildi.
Bu düzenlemede imzası olan BDDK ve Merkez Bankası yetkilileri emin olun ki, çok hayırlı bir iş yaptılar.
Şimdi peki yıllardır neden yapılmadı diye bir soru sorabilirsiniz?
Hiç yapılmayabilirdi de. Çünkü karşıdaki banka lobisi çok güçlü. Türkiye'ye her anlamda tehdit edebilen bir güç.
Türkiye'nin yumuşak karnı ekonomi. Bankalar bunu çok iyi bildiği için hükümetleri çok rahat tehdit edebiliyor ve yönetebiliyor.
Şube kapatma
Geçen hafta bir bankanın üst düzey yetkilisi ile bir toplantıda bir araya geldim. Yabancı sermayeli bu bankanın yetkilisi yeni düzenlemeden hiç memnun olmadığını ve karlarının düşeceğini söyledi.
Kârlarının düşüşü ile şube kapatıp personel çıkartacaklarını da sözlerine ekledi.
Halen koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni tehdit etme gücünü bulabiliyorlar. Ellerindeki silah ise personel çıkartma.
Devlet ne yapmalı sizin personel çıkartmamanız için?
Vatandaşı soymanıza izin mi vermeli?
Kafanıza göre ücret ve komisyon belirlemenize ses çıkartmamalı mı?
2 bin 400 adet masraf ve komisyon dünyanın hangi yerinde var?
Dünyanın hangi ülkesindeki bankacılık sisteminde toplantı yapılıp "başka komisyon yaratmak" için fikir toplantısı yapılır?
Bankacılık sisteminde kamuları bir kenara koyarsak yabancı kontrolünde bir sektör çıkıyor karşımıza. Üst yönetime yıl sonu primlerle Türkiye'yi soyup soğana çeviren bir yabancı sermaye var ortada.
Personeline kriz var diye zam yapmayan bankaların üst yönetim ödemelerine baktığımızda bir önceki yıla göre yüzde 40 bile arttıran var. Ne yaptın ki bu kadar büyük prim alıyorsun?
Sonra cebine girecek prim kesilecek diye, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve otoritelerini personel çıkartmakla tehdit ediyorsun.
Zaten personel çıkartıyorsun. Bakın Türkiye Bankalar Birliği'nin bankacı sayısına. 3 yıl önce 205 bin olan bankacı sayısı 180 binin bile altına indi. Bankacılık sektörü saçma sapan hedeflerle yetişmiş o kadar insan gücünü heba etti ki!
Şimdi elinden oyuncağı alınmış çocuklar gibi bağırıp, cama taş atmakla tehdit ediyor.
Bugün itibariyle yeni bir dönem başlıyor.
Bankalar daha çok kazanmak istiyorlarsa daha çok koşturup daha çok çalışmak zorunda. Öyle elini milletin cebine atarak para kazanma dönemi bitti!