Avrupa ülkelerindeki tüketici haklarına yönelik hikayeleri yıllar yılı efsane gibi dinleyip duyduk.
2 yıl sonra yenisi ile değiştirilen ürünler, iade edilen paralar...
Bizim ülkemizde neden olmuyor?
Mesela satın aldığınız ürünü beğenmediniz. Bir hafta içerisinde neden iade etmeyesiniz?
Oysa Türkiye’de yıllarca mağazaların duvarlarını “satılan mal geri alınmaz” levhaları süslemedi mi?
Bugün Türkiye, tüketici hakları konusunda belki bir Almanya veya Amerika seviyesine gelmedi ama artık bizde de güzel şeyler oluyor.
Geçen hafta General Mobile marka bir telefonun dört kez arıza sebebiyle tamire gitmesine rağmen değişmemesini eleştirerek yazmıştım.
Pazartesi sabah saat 09.00’da General Mobile şirketinin yetkilileri bana ulaşarak sorun hakkında bilgi aldılar ve Savaş Atalay’ın sorununu çözdüler.
Burada arızalı telefonun yenisi ile değiştirilmesi çok da takdir edilecek bir davranış değil. Bu zaten tüketicinin var olan hakkını kullanması.
Ancak takdir edilmesi gereken en önemli konu, bir şirketin genel müdürünün kendi şirketi ile ilgili bir şikayeti daha yazının çıktığı gün sabah saat 09.00’da görüp ona müdahale etmesidir.
Savaş Atalay’ın sorunu, General Mobile Genel Müdürü Muzaffer Gölcü’nün, şikayeti erkenden görüp müdahale edilmesi ile çözülmüştür.
Bu nedenle hiç karşılaşmadığımız bu hassasiyetten dolayı General Mobile Genel Müdürü Muzaffer Gölcü’yü tebrik edip diğer şirketlerin de bu güzel davranışı örnek almasını diliyoruz.
İlk çift sim kartlı telefona imzasını atan General Mobile şirketinin kısa sürede Türkiye’nin Nokia’sı olmasını umut ediyoruz.
MNG Kargo
Yine bir başka tüketici sorununun çözümünde gösterdiği çabadan dolayı MNG Kargo’ya da buradan takdir yollamak istiyorum.
Yurtdışından Fedex aracılığı ile gelen ve yanlış beyandan dolayı 75 euro üzeri olması nedeniyle gümrüğe takılan paketin geri alınmasında MNG Kargo’nun çabasına bizzat şahit oldum.
Müşteri memnuniyeti adına 150 TL’lik masrafı dahi almayan MNG Kargo gümrük yöneticisi Şenel Geniş, bu konuda MNG Kargo’nun gülen yüzü olmuştur.
Bitkisel ilaçlar
Son dönemin kanayan yarası bitkisel destekler. Aslında bunların adı destek, kendisi resmen ilaç olarak satılıyor.
Son olarak piyasada kalp damar açıcı özelliği olduğu iddia edilen ürünler patlamaya başladı. Kardiyologlar adeta isyan ediyor. Bu tür ilaçların kesinlikle işe yaramadığını belirtiyorlar. Üstelik bunların büyük bir bölümü de merdiven altı işletmelerde üretiliyor ve piyasaya lüks ambalajlarda satılıyor.
Sadece bu değil, artık her türlü bitkiler film kapsüllerin içine konularak tıpkı ilaç gibi satılıyor.
Sağlık Bakanlığı bu konuda halen bir çalışma yapmadı ve büyük bir vurguna göz yumuyor.
Türk-Sat uydusunda sırf bu tür ilaçların reklamını yapan 50’ye yakın kanal var. Kimi dini yayın yapıyor, kimi ise müzik yayını yapıyor ama asıl amaç bu ilaçları pazarlamak.
Bu ilaçların yasaklanması için Sağlık Bakanlığı, daha çok insanın ölmesini mi bekliyor, merak ediyoruz.
