TSK’nın durumu ve Türkeş’in kızına yakışan bir tavır

“AKP, TSK’yı Yeniçeri Ocağı’na çeviriyor!” başlıklı yazımda “Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, üstün başarılı yüzbaşı ve binbaşılar ile üstün başarılı kıdemli üstçavuş ve başçavuşları terfi ettirme yetkisinin ilgili kuvvet komutanlarından alınarak doğrudan bakanlıklara verildiğini açıkladı. Dünyanın en disiplinli ordusu olan; bunu da hiyerarşik sistemiyle sağlayan TSK’yı terfi sistemini bozarak Yeniçeri Ocağı’na çevirmeye çalışıyorlar!” ifadelerini kullanmıştım.

Meclis’teki görüşmeler sırasında İYİ Parti grubu adına Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş da bir konuşma yaptı. Konu hayati derecede önemli olduğu için bu konuşmayı kısaltarak bilginize sunuyorum...

***

Öncelikle güçlü orduya sahip olmanın önemi üzerinde duran Ayyüce Türkeş Taş özetle şöyle dedi:

*Bir ordunun başarısının birçok unsuru vardır. Bunların en önemlilerinden biri de onun emir komuta yapısıdır. Bilindiği gibi 15 Temmuz’un ardından yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Genelkurmay Başkanlığı Cumhurbaşkanından alınıp Millî Savunma Bakanlığı’na bağlanmış, Genelkurmay Başkanlığı makamına atanmak için kuvvet komutanlığı yapma şartı kaldırılmıştır.

*Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı ile Kuvvet Komutanlıkları da ayrı ayrı Millî Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştır. Burada hiyerarşik bir sıkıntı oluştuğu görülmektedir çünkü Genelkurmay Başkanlığı açısından aynı makam üzerinde iki ayrı makamın emir ve talimat verme yetkisine sahip olması, karışık bir durum olmasının yanında askerî teamüllere de aykırı bir durumdur.

*Genelkurmay Başkanlığının nasıl harp hazırlığı yapacağı belli değildir. Bugün içinde bulunduğumuz düşük yoğunluklu harp ortamında bu zafiyet açıkça görülmeyebilir. Ancak, Allah korusun, genel bir harp durumunda bu açıkça ortaya çıkabilme riski yüksek bir durumdur.

*Teklifin 8'inci maddesiyle üstün başarılı yüzbaşı ve binbaşıları terfi ettirme yetkisinin ilgili kuvvet komutanlığından alınarak bakanlıklara verilmesi amaçlanmaktadır.

*Yine, teklifin 10'uncu maddesiyle üstün başarılı kıdemli üstçavuş ve başçavuşları terfi ettirme yetkisinin kuvvet komutanlığından alınarak bakanlıklara verilmesi amaçlanmaktadır.

*Bu tekliflerle kuvvet komutanlıklarının yetkilerinin bir bir elinden alındığı da açıkça görülmektedir. Subay, astsubay ataması bile yapamayan kuvvet komutanlıkları ve Genelkurmay Başkanlığı’nın nasıl harp hazırlığı yapacağı tam bir bilmecedir.

***

*Bu noktadaki dikkat çekmek istediğimiz en önemli konu ise Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine hiç olmadığı kadar siyasetin sirayet etmesidir.

*Bu yetkilerin Genelkurmay Başkanlığı’nın ve kuvvet komutanlıklarının elinden alınarak Millî Savunma Bakanlığı bünyesindeki sivillere verilmesi personel alımı, sınav, mülakat, tayin, terfi gibi hususlarda Silahlı Kuvvetler personelinin siyasilerden referans aramasına, siyasi partilerle içli dışlı olmasına, oradan bir koruma ve kollama beklemesine neden olmaktadır.

*Ayrıca, bu durum Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmaya çalışan tarikat ve cemaatlerin de işine gelmekte, işlerini kolaylaştırmaktadır.

*Asıl gövdeden koparılan Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının da yeniden asıl gövdeye bağlanması gerektiğini düşünüyoruz.

***

*Önemli ve kamuoyunda büyük beklentiye sebep olan bir konu da askerî personelle alakalıdır. Astsubaylara, emekli astsubayları da kapsayacak şekilde makam, görev tazminatı verilmelidir. Askerlerimizin tazminat talebi yıllardır iktidar tarafından karşılanmamaktadır.

*Komisyon görüşmelerinde verdiğimiz önergemizle muvazzaf kıdemli binbaşılar ile 24'üncü hizmet yılını tamamlamış muvazzaf subay ve astsubayların aylıklarında iyileştirme yapılarak tecrübeli personelin meslekte kalmalarının sağlanması, ayrıca adi malul veya vazife malulü aylığı bağlanmış emekli subay ve emekli astsubayların emekli aylıklarında iyileştirme yapılması amaçlanmıştır.

*Ancak Komisyon görüşmeleri esnasında teklife ek bir madde eklenmesi ve özellikle astsubaylara defalarca söz verilen makam ve görev tazminatının verilmesi hakkındaki önergemiz ne yazık ki reddedilmiştir.

***

Alparslan Türkeş’in kızına da böyle bir konuşma yakışırdı. Tabii, atı alan yine Üsküdar’ı geçiyor. Bana göre başta ordu ve yargı olmak üzere devletin ve kurumlarının yeniden toparlanması için AKP’nin açtığı yaraları tedavi edecek, yeni bir parti değil ama yeni bir siyasi organizasyon şarttır.

Yazarın Diğer Yazıları