Terörün psikolojisini ve mantığını anlamak
Efendim bizim allamelere göre, “PKK açılımı” akan kanı durdurmak, PKK’yı tasfiye etmek üzere hazırlanmış. Bunun için örgüt ve yandaşları açılıma karşı çıkıyorlarmış. Hani bir söz var, “deveye boynun neden eğri demişler de, o da nerem doğru ki” cevabını vermiş. Evet durum aynen böyle. Dahası, allame takımının söylediklerine inanan saf insanlarımızın sayısı da az değil.
Böyle olunca da “PKK açılımı” paketini bir daha açmak zorunda kalıyoruz.
Önce soralım, bu pakette neler var? Cevap, PKK’nın ve AB’nin istekleri. Nerden biliyoruz? Bunun gizlisi saklısı yok ki, her şey milletin gözleri önünde cereyan ediyor. Yine de açıklayalım.
Başbakan Erdoğan paketin kısa, orta ve uzun vadeli olarak üç safhada gerçekleştirileceğini, kolay konuların kısa dönemde, anayasa değişikliği gibi önemli ve zor konuların, orta ve uzun dönemde ele alınacağını söylüyor.. Kısa döneme ait pakette yer alan 26 konu, 19.9.2009 günlü Star gazetesinde şöyle açıklandı: “Başbakanlık, İçişleri ve MİT üyelerinden oluşan komisyonun, sivil toplum örgütlerinden ve partilerden gelen öneriler doğrultusunda yaptığı çalışmanın ana hatları belli oldu”. Bu 26 maddeyi görmek için; internete girip, “açılımın 26 maddesi” yazarak tıklamak yeterli olacaktır. Bu maddeler dikkatle incelendiğinde, tamamının PKK ve AB isteklerinden oluştuğu, milletimizin bir parçasına etnik bilinç aşılamaya, mahalli lehçelerden dil yaratmaya, kültür ve tarih eğitimiyle paralel bir millet/tüzel kişilik inşasına dönük olduğu görülecektir. Yine hapisaneler boşaltılarak, 30 yıl öncesinden yurt dışına kaçmış PKK’lılar (vatandaşlığı kaybedenler dahil) ve 16 yıldır Mahmur’da eğitilen 11 bin militan Türkiye’ye getirilerek örgütün eylem gücü akıl almaz boyutlarda artacaktır.
Aslında PKK, bunları kabul ettirmek için çok kan döktü. Nihayet açılım paketleriyle isteklerini topluca almaya, iki kimlikli ve iki dilli devlet yapısı yolunda hızla ilerlemeye başlamıştır. Hele orta ve uzun vadedeki, anayasa değişiklikleri de yapılırsa, “Türk” kimliğinin çıkarılarak yerine “vatandaşlık” kimliğinin konulması gibi, milli devlet yıkılarak iki ortaklı federasyona geçilecek demektir.
PKK hedefine doğru, hızla ilerliyorsa, bu onun tasfiyesi mi, yoksa sizin tasfiyeniz sonucunu mu doğurur? Bu işin hafife alınır bir yanı kalmamıştır.
Bu konuda bir de evlere şenlik, bir slogan daha var. “PKK, açılımı önlemek için provokasyon yapıyor” şeklinde. Bunu söyleyenler aklını mı kaybetti, yoksa milleti mi aldatıyor? PKK bu aldıklarıyla, düşman saydığı Türkiye’yi gerilettiğini, vura vura mevzileri bir bir düşürdüğünü, zafer üstüne zafer kazandığını hesap ettikçe, tam hedefe yönelmişken, niçin provokasyon yaparak açılımı durdurmak istesin?
Siz buna “provokasyon” diyerek, hem kendinizi aldatıyor, hem sanki bu terör saldırısı değilmiş algılamasını yaratıyor, hem de ülkeyi korunmasız hale düşürüyorsunuz. Terörle mücadele edecekseniz, bileceksiniz ki, kavramlar çok önemlidir.
Hatırlayalım, PKK’lılar TRT-6 yayına başladığında, özetle; “Şimdi vura vura dilimizi aldık. Yarın da toprağımızı alacağız” dememiş miydi? Örgütün mantığı böyle. Siz bunu anlayamazsanız, çok yanlış yaparsınız, çok kan akar.
PKK ve DTP’lilerin “Açılım” ı küçümsüyormuş, hatta alaya alıyormuş gibi davranmalarının gerekçesi açıktır. Demek istiyorlar ki; “Siz bunları bırakın, (sanki yıllarca bunlar için kan dökmemişler gibi) Siz genel af çıkarın, Anayasa teminatına bağlı 2 kimlikli, 2 dilli hukuki yapıyı kurun, özerkliğimizi kabul edin.” Aldıklarını çantaya atıp, daha ileridekileri, hedefdekileri istiyorlar. Kısaca tam anlamıyla psikolojik bir saldırı.
Buradaki mantıkta görülemeyen bir farklılık var. Siz tavize, ben veriyorum, örgüt ise ben alıyorum diye bakıyor. İşte bu farklı mantık sebebiyle terör örgütüyle pazarlık yapılamaz. Örgütle pazarlık ancak bir halde yapılabilir, o da terörün yenilmesi halidir. İngiltere’nin yaptığı gibi. Bugün bunun tam tersi yaşanıyor. Bu durumda terör de, akan kan da artacaktır.
Çünkü, terörle mücadelede taviz tedbir değildir. Terörle pazarlık yaparsanız, sadece örgütü güçlendirir, azgınlaştırırsınız..
Peki PKK projesi kimin? BOP haritasına bakınca belli olmuyor mu?