Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Terörle mücadelede polis

Esas itibariyle terörle mücadele İçişleri Bakanlığının görevidir. Bunu yerleşim bölgelerinde polis, kırsal alanda da jandarma vasıtasıyla yerine getirir. Ancak Türkiye’deki terör hadisesinin boyutu geniş, yapıldığı alan çok büyük, arazi şartları zorlu, bağlantıları uluslararası olduğundan ve ilgi sahası da sınır ötesine taşarak komşu ülkeleri de kapsadığından TSK, bu mücadeleye destek vermekte, yardımcı olmaktadır. Mevcut uygulama itibariyle kırsal alandaki mücadele, sorumluluk TSK’da olmak üzere, diğer güvenlik güçleriyle birlikte yürütülmektedir.
1990’lı yıllarda yapılan mücadelede, polis Özel Harekât Timleri de kullanılmış, TSK ile koordinasyon içinde zaman zaman iyi neticeler de alınmıştır. 1990’lı yılların sonlarına doğru terör gündemden düşmeye başladığından artık bu timlerden istifade durumu da söz konusu olmamıştır. Zaman içinde kırsal alanda görev almadıklarından bu timlerin özellikleri de diğer bölgelerde görev yapacak duruma getirilmiştir. Mevcutları da azaltılmıştır.
Terörün devam edeceği değerlendirildiğinden, bu timlerden yeniden istifade edilmesi düşünülebilir. Belli bölgelerde konuşlandırılabilir. Operasyonun durumu dikkate alınarak bu timler, eğitim ve özelliklerine uygun görevlerde kullanılabilir. Bu kullanma, jandarma dahil TSK ile birlikte olabileceği gibi şartlara göre müstakil olarak da yapılabilir. Ancak bu özel timler, alanda süreklilik yaratamaz. Sadece nokta operasyonlarında görev alabilir. Yeniden kullanılması durumunda, geçmişteki tecrübeden yararlanarak olumsuz sonuçların önlenmesi için bir takım tedbirlerin alınması da gerekir.
Bu yaklaşım, “Asker yapamadı; polise yaptırıyoruz” anlamında anlaşılmamalı, sorumlular ve medya tarafından yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek beyanlara yer verilmemelidir. Hele “askere karşı polis alternatifi” gibi tehlikeli düşünce ve yaklaşımlar, bazı ordu düşmanlarını sevindirse de ülkemize zarar verir. Konuyu asker-polis çekişmesi durumuna sokmak isteyenlere karşı dikkatli olunmasında fayda vardır. Kurumlar arası çekişmeye ve kutuplaşmaya sebebiyet verecek her türlü düşünce ve yaklaşıma asla müsamaha edilmemeli, buna ilişkin tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır.
Ülkenin varlığından, bütünlüğünden ve güvenliğinden asker kadar polis de sorumludur. Hatta bütün kurum ve kuruluşlar ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes sorumludur. Ülkesini seven herkes, kurumların başarısından kıvanç, vahim durumlarla karşılaşılmasından ise üzüntü duyar. Önemli olan ülke güvenliğinin tesisidir. Görevlerin icrasında istihbarat başta olmak üzere operasyonlarda tam bir koordinasyon ve işbirliği sağlanmalıdır.
Polis ve jandarma özel harekât birliklerinin valilerin kontrolünde, sorumluluk alanları içinde, özellikle şehirlerde ve varoşlarında, bölgedeki başta TSK olmak üzere diğer güvenlik güçleri ile koordinasyonda bulunarak görev yapması mümkündür. Ancak bu, bütün operasyonların valilerin kontrolünde yapılacağı anlamına gelmemelidir. Kırsal alandaki sorumluluk sahaları, TSK ile koordinasyon ve emir komuta durumu dikkate alınmalıdır. Gerekli hukuki işlemler önceden yapılarak, emir komuta birliği, tereddütsüz bir şekilde tesis edilmelidir. Halen kırsal alanda TSK, Jandarma da dahil, bu komutayı ve koordinasyonu sağlamaktadır. Kırsal alanda emir komutanın TSK’da olmasına devam edilmelidir. Aksi halde kaos doğar.
Terörle mücadele sadece operasyon demek değildir. Teröristin amacı, korku, panik, baskı yaratarak bölgede kontrolü sağlamak, hâkimiyet kurmaktır. Bu nedenle bölgede alan kontrolü şarttır. Güvenlik güçlerinin bölgede süreklilik sağlayarak alana hâkim olması ve devletin varlığını hissettirmesi gerekir. Bunu esas itibariyle yapan da, yapacak olan da TSK’dır.
Bu faaliyetler esnasında bazı terörist saldırılar olabilir. Bu saldırılarda, daha önce olduğu gibi şehit de verilebilir. Mücadelenin tabiatında şehit olmak da, gazi olmak da vardır. Ancak terörist saldırı olacak diye faaliyetlerin kısıtlanması, terör örgütünün bölgede etkinlik sağlaması anlamına gelecektir. Bu durum, ilan edilen sözde demokratik özerklikle birlikte mütalâa edildiğinde, onun pratik alanda hayat bulmasına imkân yaratacak bir yaklaşıma yol açacaktır. Bu nedenlerle ülke güvenliğinden sorumlu kurumların başında gelen TSK, kararlılıkla, terörle de mücadeleye devam edecek, bu mücadelenin içinde olacak ve bütün unsurları ile başat rol oynamaya devam edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları