Terör kadar önemli bir tehlike
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, cezaevindekilerin üçte birinin uyuşturucu suçlusu olduğunu belirtti, “Önümüzdeki dönemde 106 cezaevi sadece uyuşturucu suçluları için ayrılacak. Burada kalacak olanlar bir yandan cezalarını çekerken diğer yandan uyuşturucudan kurtarılmaları için tedavi edilecek” dedi.
Ülkemizde uyuşturucu sorununun hangi boyuta ulaştığını, bölücü terör kadar büyük bir tehlike oluşturduğunu göstermesi açısından önemli bir açıklamaydı bu.
...
Sayın Bakan’ın uyuşturucu suçlularına yönelik “ceza-tedavi” yaklaşımı doğrudur ancak sorunun çözümüne yetmez.
Kanımca şu adımların da atılması gerekir:
-Esrardan eroine, kokainden ekstaziye, captagondan marihuanaya kadar çeşitli uyuşturucuların çoğu ülkemize Irak ve Suriye’den gelmektedir. Uyuşturucu üretimi ve satışı terör örgütü PKK’nın da önemli gelir kaynaklarından biridir. Uyuşturucu girişlerini engellemek için sınır güvenliğine özel önem verilmelidir.
-Limanlarımıza gelen gemiler yoluyla da uyuşturucu trafiğinin yaşandığı bilinmektedir. Buna karşı limanlarda modern tespit araçları kullanılmalı, personel sayısı artırılmalıdır.
-Uyuşturucu tacirlerinin hedefinde öncelikle çocuklar ve gençler bulunmaktadır. Bu nedenle ilkokuldan üniversiteye tüm okulların çevresinde emniyet güçlerinin denetimi büyük önem taşımaktadır.
-Uyuşturucu kullananların başlangıç aşamasında tespiti ve tedavilerinin sağlanması hayati değerdedir. Anneler ve öğretmenler eğitilerek çocukların hâl ve hareketlerindeki hangi değişikliklerin uyuşturucuyla bağlantılı olduğu konusunda bilinçlendirilmelidir. İçişleri Bakanlığı tarafından birkaç yıl önce başlatılan “En iyi narkotik polis anne” uygulaması, “En iyi narkotik polis anne ve öğretmen” şeklinde geliştirilerek yaygınlaştırılmalıdır.
-İlk adım sağlık hizmeti veren aile hekimleri uyuşturucu kullananların tespiti konusunda psikiyatri uzmanlarınca eğitilmelidir.
-Çocuklara ve gençlere rutin sağlık taramaları yapılarak uyuşturucu kullanıp kullanmadıkları belirlenmelidir.
-Uyuşturucu üretimi ve satışında bulunanların mal varlıklarının kaynağı araştırılmalı, yasal bir kaynak bulunamazsa mallarına el konulmalıdır.
-Yaptığı ihbarla uyuşturucu çetelerinin yakalanmasını sağlayanlara cazip ikramiyeler verilmelidir.
-Uyuşturucu suçlarıyla ilgili davalar kurulacak ihtisas mahkemelerinde görülmelidir.
-Büyük kentlerde uyuşturucu trafiği yaygın biçimde motokuryeler vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Bu kuryelerin takip ve denetimi daha sıkı yapılmalıdır.
-Çocukların ve gençlerin uyuşturucuya yönelmelerinde karşılaştıkları sosyal ve ekonomik zorlukların rolü de yadsınamaz. Merkezi iktidar söz konusu sorunların giderilmesi için kendisine önemli görevler düştüğünü bilip buna göre davranmalıdır.
-Uyuşturucu satışı ve kullanımından cezaevine düşenlerin bir yandan tedavileri yapılırken diğer yandan kendilerine tahliye olduklarında yaşamlarını yasal şekilde sağlamaları için mutlaka bir meslek öğretilmelidir.
- Uyuşturucu üretimi, satışı ve kullanımını önlemek için İçişleri, Millî Eğitim, Sağlık, Maliye ve Aile bakanlıkları iş birliği içinde çalışmalıdır.