Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Tedirginlik artıyor

Kürtçülük hareketleri, Orta Doğu’daki karmaşadan da yararlanmaktadır. Dört parçadan oluşturulmasına çalışılan Kürdistan’ın sözde parçaları da, ortaya çıkan boşlukları doldurarak ve fırsatları değerlendirerek varlıklarını güçlendirmeye, ya da oluşturmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda Suriye’nin kuzeyinde, KCK’ya bağlı PKK’nın bir kolu olan PYD de, bölgedeki hâkimiyetini güçlendirmek ve özerk bir Kürt yönetimi kurmak için faaliyette bulunmaktadır.
PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde etkili olmasının, Esad güçlerinin Suriye’de duruma yeniden hâkim olmak maksadıyla güçlerini belirli yerlerde toplamasından dolayı kuzeye kuvvet tahsis edememesinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Bu arada kuzeydeki kontrolü de, radikal İslamcı gruplarla mücadele etmesini dikkate alarak, şimdilik PYD’ye bıraktığı, gelişecek duruma göre yeniden bir düzenleme yapabileceği anlaşılmaktadır. Ayrıca PYD’nin Türkiye’yi tedirgin etmesinden memnunluk duyduğuna da şüphe yoktur.


***


Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyindeki çatışmalardan vatandaşlarının gördüğü zararlar ve bütünlüğüne tehdit olarak algıladığı gelişmeler karşısında bir seri tedbirler aldığı görülmektedir. Bu kapsamda sınırdaki askeri tedbirlerin yanında, bölgedeki Kürt gruplarla görüşmektedir. Öncelikle PYD liderini Türkiye’ye çağırarak yaptığı görüşmede, Türkiye’yi rahatsız edecek hareketlerden kaçınmaları, özerklik ilanına teşebbüs etmemeleri tavsiyesinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan ÖSO’yla birlikte hareket etmelerinin de telkin edildiği söylenmektedir. Karşılığında da, bazı taleplerinin yerine getirildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere PYD, KCK/PKK’nın yanında Barzani tarafından da desteklenmektedir. Aynı kapsamda Irak’ı kuzeyindeki yönetimin başbakanı da Türkiye’ye davet edilerek görüşülmüştür. Görüldüğü üzere Türkiye, askeri seçeneği ikinci planda tutmaktadır. Bunun sebebini de, benzer durumun yıllar önce kırmızı çizgi olmasına rağmen Irak’ın kuzeyinde oluşan yapıya askeri müdahalede bulunmamış olmasına ve halen Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’yle işbirliğine yönelmişken, Suriye’nin kuzeyine bir müdahalede bulunmasının ikilem teşkil edeceğine bağlamak mümkündür. Ayrıca PKK’yla müzakere ederken, onun uzantısı PYD’yle savaşmanın anlamlı olmayacağı da düşünülmüş olabilir.
PYD, Türkiye’yi rahatsız edecek söylemlerden kaçınsa da, amacı açıkça bellidir. Kürt grupların kendi ülkelerinde özerklikler oluşturarak entegrasyona çalıştıkları bir gerçektir. Orta Doğu’da politikanın güce dayandığı dikkate alınmalıdır. Ancak askeri bir müdahalenin bölgede kaosa neden olacağı ve terör başta olmak üzere sıkıntılı durumlara yol açacağı da bilinmelidir. PYD’yle görüşüldüğünde, onunla çatışan El Kaide uzantısı El Nusra’nın, hatta ÖSO’nun ve hatta Esad güçlerinin memnun olmayacağı da düşünülmelidir. En önemlisi de PYD’yle görüşmek, onu ve onun üzerinden PKK’yı legalleştirilmek demektir. Görüşmeler devletler arasında yapılmalıdır.
Bu durumda Suriye’nin, rejimi ne olursa olsun, siyasi bütünlük içinde toprak bütünlüğü ve devlet kontrolünde olmasının ne kadar önemli olduğu bir kere daha ortaya çıkmaktadır.


***


Irak’taki Bölgesel Kürt yönetimi etkinliğini yaygınlaştırmaya çalışırken ve Suriye’nin kuzeyinde de yeni bir oluşum söz konusuyken, meydanı boş bulan Türkiye’deki bölücülerin/Kürtçülerin seslerini gittikçe yükselttikleri, pervasızca beyanlarda ve tehditlerde bulunduklarına da şahit olunmaktadır. Çözüm süreci kapsamında yönetimi, demokratik açılım adı altında kendilerini özerkliğe götürecek düzenlemeler yapması konusunda zorlamaktadır.
Her yönden atağa geçmiş olan bölücülere artık dur demenin zamanı gelmiş, hatta geçmiştir. Artık dikkatlerin ve yaptırımların, siyaseten iktidara tehdit olarak algılananlardan, ülkenin varlığına, bütünlüğüne ve güvenliğine tehdit olanlar ve Türk Milletini yok sayanlar üzerine çevrilmesi gerekir. Tedirginlik artmaktadır. Türk Milleti’nin onuruyla oynanmasına müsamaha edilmemelidir.

Yazarın Diğer Yazıları