Tamam mı? Devam mı?
Hissikablelvuku diye AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha kolay anlayacağı bu Arapça kelime ile başlamamın elbette bir nedeni var.
Bu kelimenin Türkçesi şudur: Önsezi…
Yazımın başlığı dün, “Kılıçdaroğlu’nun hedeflerini uygular mısın Erdoğan?”, konusu ise cumhurbaşkanı adaylığı döneminde halka sunduğu Bay Kemal’in ekonomik vaatleri idi.
Dün sabah Erdoğan’ın attığı şu Tweet dikkatimi çekti;
“Biz Avrupa Birliği’ne verdiğimiz her sözü tuttuk ama onlar bize verdikleri sözlerin neredeyse hiçbirini yerine getirmediler.
Türkiye olarak demokrasi, adalet ve özgürlükler noktasında Kopenhag Kriterleri’ni gerekirse Ankara Kriterleri yapar, yine yolumuza devam ederiz.
Yönetimler değişse de Avrupa Birliği’nin ülkemize yönelik adaletsiz ve ahde vefa ilkesiyle bağdaşmayan tarafgir tutumunda bir değişiklik olmadı.
Kâğıt üzerinde ortaya koydukları ilkeleri, kuralları, süreçleri hiçe sayan bir yaklaşımla ülkemize haksızlık üzerine haksızlık yaptılar.
Türkiye olarak 60 yıldır kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliği’nden herhangi bir beklentimiz yok.
Şayet bize karşı örtülü bir yaptırım gibi kullandıkları vize dayatması başta olmak üzere haksızlıklarından geri dönerlerse kendi yanlışlarını düzeltmiş olurlar.
Yapmazlarsa siyasi, sosyal, ekonomik ve askerî olarak bizden herhangi bir beklentiye girme hakkını tümüyle kaybederler.
Eğer artık iyice lafta kalan tam üyelik sürecini sonlandırmak gibi bir niyetleri varsa işin o tarafı da kendi bilecekleri iştir.”
Şimdi gelelim neden, “Hissikablelvuku” yani “önsezi” diye yazıma başlama gerekçeme.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 4 Haziran 2022’de düzenlenen, İstanbul Maltepe Forumu'nda “Yeni Dönemde Avrupa Birliği ve Türkiye” konulu toplantı aklıma geldi.
Kılıçdaroğlu, “Avrupa Birliği yol haritası” için yapılacakları 9 madde ile şöyle anlatmıştı:
“Bir; vize serbestisi sürecinin hız kazanması gerekmektedir.
İki; Türkiye Yeşil Mutabakatı öncelikli hedef olarak belirlemelidir.
Üç; 23’üncü yargı ve temel haklar ve 24’üncü adalet, özgürlük ve güvenlik, bu fasıllara konulan blokaj kaldırılmalıdır. Bu konuda Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi muhalefetine karşı Türkiye’nin yalnız bir ülke olarak bırakılmaması gerekmektedir. Kuşkusuz bunun için Türkiye’nin yani bizim bu fasılların gerekliliğini yerine getirmemiz gerekir, bunun da bilincindeyiz.
Dört; terörle mücadele yasası, uluslararası hukuk normlarına göre yeniden şekillendirilmelidir.
Beş; kamuda şeffaflık öncelenmeli, bunun için de gerekli altyapı oluşturulmalıdır.
Altı; kişisel verilerin korunması ve kişisel verilerle ilgili kurulan kurulun tam yetkin ve bağımsız olması sağlanmalıdır.
Yedi; Gümrük Birliği’nin modernizasyonu için Türkiye ve Avrupa Birliği karşılıklı olarak kendilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmelidir.
Sekiz; enerji güvenliği konusunda, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yalnızlaştırılmasının önüne geçecek dış politika hamleleri yapılması gerekmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın güdümünde hareket etmemelidir. Haklı olarak sormamız gerekiyor, Doğu Akdeniz Doğalgaz Forumu’nda neden Türkiye yer almıyor? Türkiye bu sorunun yanıtını almak zorundadır.
Dokuz; mülteci ya da sığınmacı konularında, Türkiye sığınmacıları tutmak zorunda olan bir ülke konumuna sokulmamalıdır. Biz, Türkiye’yle Avrupa Birliği’nin sığınmacılar sorununa ortak sorumluluk ve külfet paylaşımı üstlenerek yaklaşmalarını beklerdik.”
Değerli okurlarım,
Erdoğan anlaşılan o ki Kılıçdaroğlu’nun önerdiği, “Avrupa Birliği’ne tam üyelik” yol haritasını kopyalamış.
Cumhurbaşkanlığının üçüncü döneminin yol haritasına AB’ye tam üyelik için yukarıda okuduğunuz mesaj ile başladı Erdoğan.
Türkiye’nin 12 Eylül 1963 tarihinde Avrupa Birliği ile imzaladığı Ankara Antlaşması’ndan bu yana “tam üyelik” için tam 60 yıl geçti.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında 60 yıllık rüya için Türkiye karar vermeli;
-Tamam mı?
-Devam mı?
“Aklın yolu birdir” denir. Önsezim inşallah gerçek olur.