Taliban'la ilişki kurma yarışı
Küresel güçler, Afganistan''ın, bir terör örgütü olan Taliban''ın kontrolüne geçmesinden tedirgin olurken, kendisi dışındaki ülkelerin ön alarak Taliban''la ilişki kurmasından da çekinmektedir.
Bu güçler, Taliban''ın atacağı adımları değerlendirmeye çalışırken, diğer ülkelerin tutum, davranış ve beyanlarını kollayıp, çok istekli olmasalar da Taliban''ı birbirlerine kaptırmamaya çalışmaktadır.
Taliban da, bir taraftan Talibanlığını yaparken, diğer taraftan ülkede bir kaos olmadığını, halkın yönetime itaat ettiğini ve memnun olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Şeriattan taviz vermeden ılımlı mesajlar vermeye özen göstererek hükümeti biran önce kurmak ve meşruiyet kazanmak için ülkelerle diyalog yolunu açık tutmak istemektedir.
Ülkelerin yaklaşımı
ABD dışişleri, Afganistan''la diplomasi trafiğini sürdüreceğini, ilk şartlarının da Taliban''ın kadın haklarına saygı duyması olduğunu, müteakip tutumlarının duruma bağlı olacağını ifade etmiştir.
Rusya dışişleri, Afganistan''da tüm siyasi, etnik ve dini grupların katılımıyla gerçekleşecek kapsayıcı bir ulusal diyaloğun başlatılmasını desteklediklerini açıklamıştır.
Rusya, Taliban''ı başka ülkelere kaptırmamaya, kendi içindeki bazı toplumları ve bölgesinde yakın ilişki içinde olduğu ülkeleri şer-i yönetim anlayışından etkilenmelerini önlemek için de Taliban''ı diyalogla kontrole önem vermektedir.
Çin ve Pakistan ilişkilerini devam ettireceklerini açıklamıştır. Pakistan, Suudi Arabistan ve BAE, Taliban''ı önceden tanıyan ülkelerdir. Taliban sözcüsü de, Çin''in Afganistan''ın yeniden inşasında büyük rol oynayabileceğini söyleyerek Çin''e adeta davet çıkarmıştır.
İngiltere Başbakanı, gerekirse Afganistan için bir çözüm bulmak adına Taliban''la çalışabileceklerini beyan etmiştir. İngiliz Daily Mail gazetesi de Çin, Rusya, Pakistan ve Türkiye''nin, Taliban yönetimini resmen tanımaya hazırlandığını iddia etmiştir.
AB Komisyonu Başkanı, "Taliban''ı tanımıyoruz, siyasi temasımız yok" dese de, sadece insan hayatı için operatif temaslarının olduğunu söyleyerek diyalog içinde olduklarını ortaya koymuştur.
NATO Genel Sekreteri de NATO toplantısının ardından "NATO olarak yeni yönetimle diplomatik bağlantı kurup kurmayacağımız, Taliban''ın davranışına ve verdiği sözleri tutmasına bağlı" demiştir.
Anlaşılan o ki, güçler birbirini kontrol eden bir arayış içine girmiştir.
Türkiye ne yapacak?
Türkiye, Taliban için olumlu temennilerde bulunmakta, hatalarını tekrarlamamasının ve herkesi kucaklamasının önemine değinmektedir. Taliban''ın ılımlı mesajlarının şimdilik müspet karşılandığı, ancak Taliban''ın sözlerinin değil eylemlerinin önümüzdeki sürecin şekillenmesini sağlayacağı belirtilmektedir.
Kabil Hava Alanı güvenlik ve işletmesinin, uygun şartlar olması halinde devam ettirileceği söylense de Taliban''ın, güvenliği kendisinin sağlayacağını açıklamasıyla durum değişmiş, Türk askeri Afganistan''dan dönmeye başlamıştır.
Taliban''ın Türkiye yaklaşımı genelde olumludur. Taliban sözcüsü, Afganistan İslam Emîrliği olarak tüm ülkelerden daha çok Türkiye''nin dostluğuna, desteğine ve iş birliğine ihtiyaçları olduğunu, sağlık, eğitim, ekonomi, inşaat ve enerji alanında ve bâkir yer altı zenginliklerinin işlenmesi konusunda işbirliği yapmak istediklerini söylemiştir. Sözcünün, Türkiye''nin çok hevesli olduğu bir noktadan girerek, Türkiye''ye (asker hariç) davet çıkardığı gözden kaçmamıştır.
Türkiye''nin, ilişkilerini gelişmelere bakarak şekillendireceğini söylese de, içinde bulunduğu sıkıntıları aşmak ve çıkarlarını da dikkate alarak birkaç adım önden gidip, kilit rol oynamak istediği anlaşılmaktadır. Gelişecek duruma göre yakın gelecekte bazı teknik desteklerde bulunmaya başlayabilir.
***
Taliban, ülkede yabancı asker kabul etmediği için Türk askerinin çekilmesi, risk faktörü itibariyle isabetli olmuştur. Taliban''dan davet gelse ve bu da TBMM''de kabul edilseydi, bunun anlamı, maalesef Taliban yönetimini resmen tanınması olurdu.
Taliban birçok ülkenin terörist listesindedir. Söylenenin aksine, Türkiye''nin Taliban''ın inancıyla ters bir yanı da vardır. Hatta yan yana anılması bile sakıncalıdır. Söylemlerde, ilişkilerde ve davranışlarda, laik, demokratik, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olma bilinciyle hareket edilmelidir.