Tagumi Ogawa ve onurlu olmak!
Sabaha karşı yataklarından savruldular, topraktan gelen sarsıntının şiddetiyle. İnsanlar daha ne olduğunu anlamamıştı ki şehrin önemli bir bölümü darmadağın oldu.
Alt yapı çöktü. Su ve gaz boruları depremin şiddetiyle patladı.
1995 yılının 17 Ocak günü sabah 07.46...
Japonya tarihinin en şiddetli depremlerinden biri, 1,5 milyon nüfuslu Kobe şehrini vurmuştu. Depremin şiddeti 7.2 idi.
6.200 kişi öldü.
Japon merkezî yönetimi kente 2 gün sonra yardım elini uzatabildi.
Acımasızlığıyla ünlü Japon mafyası ’Yakuza’ bile yardım çalışmalarına aktif olarak katıldı, para desteği verdi..
Şehre bir süre su verilemedi, çünkü alt yapı çökmüştü.
Depremin üçüncü günü belediye başkanı şehre su veremediği için intihar etti.
Aradan 14 ay geçti, Kobe’de zayıfça bir adam arabasıyla benzin istasyonunda durdu.
Elindeki bidona kerosen doldurduktan sonra tekrar arabasına binerek Kobe şehrine hakim bir tepeye çıktı.
Dizlerinin üzerine çöktü, iki elini birleştirip yıkılmış ve toparlanmaya çalışan şehirdeki Kobelilerden özür diledikten sonra bidondaki keroseni üzerine döküp kendisini yaktı.
Bu kişi Kobe Belediye Başkan Yardımcısı Tagumi Ogawa’ydı.
Topluma hizmet etmeyi onur sayan Tagumi Ogawa, imar işlerinden sorumluydu. 14 ayda yeni evler inşa ederek, tüm Kobelileri içlerine yerleştiremediği için kendini yaktı.
***
Birden yerlerinden fırladılar, yoğun bir duman hızla galerilere dolmaya başlamıştı.
Güçlükle nefes alıyorlardı. Çaresizlik içinde küflenmiş oksijen maskelerine sarıldılar, maskeler işe yaramadı, 787 kişiydiler.
13 Mayıs 2014 saat 15.10’du.
Yerin 400 metre altında günler önce çıkan ve görmezden gelinen yangının aniden büyümesi sonucu boğucu sıcak gaz, duman, oksijeni bitirdi. Tırnaklarıyla kazıdılar galerilerin duvarlarını can verirken. Bir kısmı kaçabildi.
301 kişi öldü.
*
Onlar ölene kadar madendeki usulsüzlük ve aksaklıkları seyreden kamu görevlileri, seyretmeye devam ettiler yeni maden faciaları yaşansın diye.
Soma cinayetinden sonra hemen o gün iyi giyimli üzgün bir kişi gazetecilere açıklama yaptı ve onu, bunu, şunu kendi hariç herkesi suçladı sonraki günlerde.
Taner Yıldız’dı açıklamayı yapan Türkiye Cumhuriyeti Enerji Bakanı.
Maden ruhsatlarından sorumlu olan bakanlığın bakanıydı, halen de öyle.
*
Üzgün, temiz giyimli bir başka kişi çıktı gazetecilerin karşısına bir kaç gün sonra, biraz gecikerek çünkü sağlık sorunları vardı.
O da onu, bunu, şunu kendi hariç herkesi suçladı sonraki günlerde.
O da Faruk Çelik idi. Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı. Madenlerdeki insanların çalışma koşullarını denetleyen bakanlığın bakanıydı. Halen öyle.
*
22 Ekim 2014 günü saat 12.15’de Karaman Ermenek’te yerin 750 metre altındaydılar; birden duvar patladı, kara çamurla karışık su, tahta, taş üzerlerine çullandı. Ciğerleri çamurlu suyla doldu anında.
18 kişiydiler, imdat bile diyemeden öldüler.
Cesetleri günlerce çıkarılamadı.
*
İki temiz giyimli, üzgün bakan yine oradaydı. Çok üzgündüler.
Gerçekten.
Derinden üzgün açıklamalar yaptılar. Aynı Soma’daki gibi. Sonraki günlerde onu, bunu, şunu kendileri hariç herkesi suçladılar.
Bu madende de bir çok kusur vardı resmi kurumların görmezden geldiği.
Biri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı diğeri Enerji Bakanı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanları.
Botswana veya Yeni Zelanda’nın bakanları değil.
İstifa etmediler, Enerji Bakanı istifa eder gibi yaptı, Başbakan kabul etmez gibi yaptı ..
Tagumi Ogawa intihar etmişti utancından.
Dinimizce intihar haram biliyorsunuz.
İntihar etmek haram da, istifa etmek, istifayı kabul etmek, kabul edilmeyen istifada direnmek, ya da çekip gitmek haram değil dinimizce!