Suzan Teyze ve vicdan

Bu mektup geçen hafta sözünü ettiğim, müşterisini kandıran bankanın bir şube müdüründen geldi:

"Suzan teyzenin çok güvendiği bir bankacı tarafından nasıl kandırıldığını ve parasının faiz verilmeden kullanıldığını anlattığınız yazıyı okudum.

70 yaşında bir kadının "kızım" dediği, torunları tarafından yapılan kurabiyeyi bile yemeden o bankacıya getirmesi ve sonunda bu güzel insanın aldatılması gerçekten bankacılık sektörünün içinde bulunduğu o rezil ve dayanılmaz durumu anlatıyor.

24 yıllık bankacıyım ve 6 yıldır da o bahsettiğiniz ailenin bankasında şube müdürü olarak çalışıyorum.

Türkiye'nin en iyi üniversitesinden birincilikle mezun olup, çocukluk sevdam olan bankacılığı seçtim. Eğitimin gereği vali, diplomat ve birçok önemli devlet görevinde olabilirdim ama ben sevdamın arkasından gittim.

Büyük idealle girdiğim mesleğimden şimdi utanır oldum.

Evet Suzan teyzeyi ve onun gibi yüzlerce insanı her gün kandırıyoruz. Kandıramadıklarımıza da onurumuzu ayaklar altına alıp yalvarıyoruz.

Neden mi? Sırf parasını faizsiz bir iki gün hesapta bıraksın diye.

O köklü bankamın üst düzey yöneticileri daha sabah evden çıkmadan başlıyorlar vadesiz baskısına. Nedir bu vadesiz?

Müşterinin parasını bedava kullanmak. Banka, o koca markaya güvenerek parasını getirenlerin sırtından hiçbir maliyet ödemeden para kazanması demek. Aylardır işimiz müşteriyi aldatıp parasını bedava kullanmak.

Hiç koskoca banka kendine güvenen müşterilerinin parasına göz diker mi? Evet dikiyor!

Ve bunu da bize adeta mobbing uygulayarak yapıyorlar.

Gencecik çocuklar artık müşterilerinin yüzüne bakmaya utanıyorlar. Çünkü parasını boşta bırakmak için o kadar çok yalan söylüyorlar ki!

Bunu bilinçli müşterilere yapamıyoruz. Sadece Suzan teyze gibi yaşlı ve bize güvenen insanlara. Çünkü bilinçli bir müşteri piyasadaki oranları biliyor ve o 4 günde ne kaybedeceğini çok iyi biliyor.

Artık yeter! Lütfen BDDK bu konuya el atsın. Bunu en azından şu zavallı insanları korumak adına yapsınlar. 3 tane müşteriye sorsunlar, paranızı her ay neden 3-4 gün boşta bırakıyorsunuz diye. Piyasada yüzde 13 faiz var iken bu insanlara yüzde 9 faiz deyip 4 gün sonra yüzde 11 vereceğimizi söyleyip aldatıyoruz. "

***

Ben buradan ismini vermesem de kendini bilen o bankanın genel müdürüne seslenmek istiyorum:

Bu mu sizin bankacılık başarınız?

Dünyanın hangi ülkesinde vadeliden vadesiz yaratmaya bankacılık deniliyor. Vadeliden vadesiz olmaz!

Tamam! Vadesiz bankalar için önemli bir kaynaktır ama bu bireysel tasarruflarla yapılmaz. Yaptığınız bankacılık değil gayri ahlaki bir ticarettir.

Aslında ticarette değil! Çünkü ticarette her iki taraf kazanır. Siz hakkınız olmayan bir parayı size güvenen insanları aldatarak kazanıyorsunuz. Bunu yaparken de personelinizin psikolojisini bozup, kendilerinden utanır hale getiriyorsunuz.

Yılların markasını halkın gözünde bitirdin şimdi de personelin onurunu yerlerde süründürüyorsun.

Son bir sözüm de bunu vicdansızca yapan bazı bankacılara.

Tamam senin vicdanın yok ve sana güvenen insanları kandıracak kadar vicdansız ve yüzlerine bakacak kadar yüzsüz olabilirsin. Ancak senin ve senin gibiler bankacılık sektörünün itibarını ayaklar altına alıyor. Çünkü kendini yönetici diye gören şahsiyet yoksunu bazı bölge müdürleri, "Yapan nasıl yapıyor" diyerek namuslu insanları da bu ahlaksız oyuna katmak için baskı yapıyor.

Bu ahlaksız ticareti ancak Bakan Beraat Albayrak bitirebilir.

Bu ahlaksızlıktan rahatsız olan tüm bankacılara yaşadıklarını banka ismi vererek, korkmadan Albayrak'a yazmalarını tavsiye ediyorum. Her şeyi kaydedin ve vicdanınız için, helal bir kazanç için yazın!

Ahlaksız ticareti alışkanlık haline getiren o bankayı yazmaya devam edeceğim. Bana her türlü şikayet ve yazışmaları yollayın ki, bu ahlaksız ticareti gözler önüne serelim.

Yazarın Diğer Yazıları