Suriye'nin yolları, maymunun kolları!..
Konu tek başına insanlığı birbirine düşüren, darbelerle ülkeleri karıştıran ve kendi çıkarı için ulusları yakıp yıkan, yok eden o meşhur emperyalizm değil aslında...
Konu; "Büyük" ya da "Genişletilmiş Ortadoğu Planı" denilen sinsi "böl-parçala-yönet" stratejisinin en önemli ayağının hiç beklenmedik zamanda, artık kırılmaya başlamasıdır...
Velhasıl bir kez daha üzerine basa basa söylemek lazım ki; hem de sınırımızın yanı başında bu kez sert kayaya çarptı o "estiğim estik-kestiğim kestik" emperyalizm...
Belliydi aslında, 6 yılı aşkın süredir devam eden bir kanlı serüvenin kaosla beslenen o karanlık ve o sinsi gidişatı!..
Belliydi zaten, bir zifiri tuzağın ve on binlerce insanın ölümüne yol açan "iç savaş" kışkırtmacılığının önünde-sonunda nereye varacağı...
Adına "koalisyon güçleri" denilen onlarca Avrupa ülkesi; ABD'nin öncülüğünde, BOP'un şimdilik son ayağını da çökertmeye çalışırken, derin plan şaşırtıcı biçimde ters yüz oldu, beklentiler çöktü ve yavaş yavaş yenilgi su yüzüne çıkmaya başladı Suriye'de...
Hem de devasa bir askeri güç, milyarlarca dolarlık bütçe, savaş uçağı filoları ve kullanılmaya alışmış yerli iş birlikçilerin desteğine rağmen, yenilgi kendini iyice göstermeye başladı ki, yaşananlar artık herkes için şaşkınlık vericidir...
Çünkü ezeli komşumuz Suriye ne ilginçtir ki, kan deryasıyla boğulan ve bir türlü huzura kavuşamayan yanı başımızdaki Irak olmadı... Herkese kolaylıkla boyun eğdirmeye çalışan emperyalizm orada büyük hayal kırıklığı yaşıyor...
Suriye ne şaşırtıcıdır ki, Kaddafi'nin Bedevi barbarlarca linç edildiği ve her gün bir başka vahşete sahne olan Libya da olmadı... İşte bu yüzden de ne yapacağını bilemez halde, tüm stratejileri çökmeye başlıyor emperyalizmin...
Ve baştan beri de belliydi ki; Suriye 6 yıldır dayatılan vahşete, barbarlığa, zulme ve insanlık dışı işkencelere rağmen teslim olmadı, bu gidişle de teslim alınamayacak gibi...
***
Esad direndikçe!..
Şam'ın hedef alınmasından bu yana, emperyalizmin bu kez duvara toslayacağı konusundaki görüşümüz hiç değişmedi...
Esad'ın yıkılacağına inananlar da şimdilerde görüş değiştirmeye başladı... Çünkü Irak ve Libya'nın kan ve karmaşayla, katliam ve zulümle teslim alınmasının ardından sıranın Suriye'ye geleceği belliydi de, kuşatmanın sonunu kimse böylesine ilginç bir manzaraya konduramıyordu!..
Evet; Herkes farkındadır; "Arap Baharı" adı altındaki yağma tuzağına sahne olan Cezayir, Ürdün, Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan ve Fas gibi ülkelerde yaşanan küçük çaptaki eylemlere sahne olmadı Suriye...
Suriye; Saddam ve Kaddafi'nin ülkelerinden sonra kanlı baharın baskısıyla teslim olan Mısır, Tunus, Bahreyn ve Yemen gibi, liderlerini koltuklarından ederek BOP'a boyun da eğmedi!..
BAAS rejiminin son kalesi işte beklenmeyen bir direniş sergilediği için yıllarca bombalandı, emperyal ajanlar kışkırtma için Şattülarap kıyılarında cirit attı, yüz binlerce kiralık savaşçı durmadan kan akıttı ve Şam'ın bağrına çokça ihanet hançeri saplandı ama beklenen olmadı!..
Tablo artık nettir; Ne yapılırsa yapılsın, önce kendi vatanlarında kiralık olan aşiretler yenildi Suriye'de...
Paraya tapan terör gruplarının Esad rejimine karşı kışkırtmaya çalıştığı aşiretler, memleketin elden gideceğini anlayınca, El Kaide'ye de, IŞİD'e de ve son olarak PKK ve türevlerine de prim vermedi...
Birlik-bütünlük için milyonlarca insanın defalarca rejime destek ve işgalcilere protesto yürüyüşü yaptığı topraklarda, terör unsurları ne yaparsa yapsın, Suriye halkının vatanlarına sahip çıkan kararlı duruşu da değişmedi...
İşte bu saptamalar sırasında, ülkelerinde iç savaş ve katliam varken, memleketlerinden kaçan korkak zavallılardan söz etmiyoruz tabii ki!..
Ve sonra El Kaide ve IŞİD gibi Selefi gruplar da yenilmeye başladı Suriye'de... Sokaklarda, meydanlarda ve çöllerde on binlerce insanı kurşuna dizen, binlerce masumun başını kesen, insanlık tarihinin görmediği işkence yöntemleriyle bölgeyi insansızlaştırmaya çalışan dinci terör de yavaş yavaş kaybetti Suriye'de...
Bu şok edici yenilgi zinciri; savaş kışkırtıcılığı yapan taşeronluğun kaçışıyla mı yaşandı, yoksa bu işten sonuç çıkmayacağı anlaşıldı da mı iş birlikçiler kaybetti, işte onu zaman gösterecek...
Ama tüm bunlardan daha ilginci de, taşeronlardan sonra onları kullananlar da artık pes etmeye başladılar ki, Suriye'de son günlerde yaşanan en ilginç gelişme bu olsa gerek...
Söyler misiniz, Suriye'den neden çekilme kararı aldı acaba koalisyon güçlerinin ebedi muhtarı Amerika?..
***
Nöbet değil teslimiyet...
ABD Başkanı Trump'ın, "biraz da başkaları uğraşsın" diyerek Suriye'den çekileceklerini açıklaması hiç kuşkunuz olmasın, yalnızca Şam'da değil, Orta Doğu'da da yeni bir sürecin başlangıcıdır...
İşte bu süreçte, ABD'nin PKK/PYD denetimindeki bölgelerin yeniden inşaası için ayırdığı 200 milyon dolarlık bütçeyi iptal etmesi de düşündürücüdür!..
Bu süreç yalnızca kan ve kaosla girdaba sürüklenen bir işgalci bıkkınlığın ve şiddet yorgunluğunun teslimiyeti zorunlu kılmasını dışa vurmuyor aslında...
Aynı zamanda bu gidişat, Orta Doğu'nun bundan böyle düzelmeyeceğinin, buradan çıkacak her gerginliğin Batı'yı daha fazla yoracağının nihayet anlaşılmasını da tarif ediyor...
Evet; emperyalizm iştahı tükenmeyen bir maymundur, bir dala tutunmadan diğerini bırakmayabilir ama hiç kuşkunuz olmasın El Kaide, IŞİD ve PKK'nın da yenilmesinin ardından işgalciliğin tutunacak pek dalı da kalmamıştır Suriye'de ve Orta Doğu'da...
Yerel figüranları açısından beklenmedik hayal kırıklıkları yaşayan ABD, istediği kadar Fransa ve benzerlerini "nöbet değişikliği" adı altında cepheye sürsün ama koalisyon güçleri, Çin ve Rusya'nın "ileri karakol" kavgasında savaşı kaybettiklerini iyice anlamaya başladılar...
Peki, sonu ne mi olur Suriye'deki kavganın?.. Hiç kuşkunuz olmasın, orası siyasi açıdan ne Irak olur ne de Libya... Ama aynı zamanda hiç unutmayınız ki, Suriye artık eski Suriye de olmayacaktır!..
Esad işgale karşı zafer kazanırsa; Suriye ayağa kalkarak, Çin, İran ve Rusya'nın da desteğiyle Orta Doğu'da tüm dengeleri sarsacak bir konuma gelirse kimse sakın ola şaşırmasın...