Suriyelileri Türkiye'de bırakma projesi!

Mülteciler Derneği…

Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıları "mülteci" olarak tanımlıyorlar. Bunu bilinçli bir şekilde yapıyorlar. Çünkü sığınmacıların statüsü ile mültecilerin statüsü arasında çok önemli farklar var.

Türkiye'ye gelen Suriyelilerin statüsünü mülteci olarak konumlandırdığımızda uluslararası hukuk devreye giriyor ve birçok hak getiriliyor. Bu durum, Türkiye'de Suriyelilerin kalıcı olmasına yol açabilir. Suriyelilerin "mülteci" statüsünde tanımlanması durumunda, Suriye'deki şartlar olgunlaşsa bile istemedikleri takdirde Türkiye'de kalabilmelerinin önü açılıyor.

Mülteciler Derneği tam da böyle bir amaca hizmet ediyor.

Peki, Suriyeli sığınmacıların insani sorunlarıyla, yaşantılarıyla, geri dönüş çabalarıyla, karşılaştıkları problemlerle ilgili bir çalışmalarını duyduk mu? Hayır.

Peki bu dernek ne iş yapıyor?

İzah edelim.

Suriyeli sığınmacılarla ilgili;

Asayiş ve güvenlik endişeleri,

Sağlık sisteminde oluşan büyük maddi kaybı,

Geleceğe dönük planlamaları,

Suriyelilere özel olarak yapılan hastane, okul ve Suriyeli mahallesi gibi konularda ne haber yaparsak hemen ortaya çıkıveriyorlar.

Dayanaksız sözlerle haberi çürütmeye çalışıyorlar. Sosyal medyada etkinlik kurabilmek için epey bir yatırım yaptılar ama seslerini duyan yok. Hükümet medyasında yer alsalar bile özgül ağırlıkları olmadıkları için kamuoyu oluşturamıyorlar.

Anlaşılan o ki bu derneği destekleyenler "performanstan" memnun değil.

Yeni bir yöntem buldular.

Habercileri, gazetecileri ve siyasetçileri hedef almaya başladılar.

Sanki bir basın kuruluşu, sanki uluslararası bir gözlem merkezi, sanki etik ihlaller komisyonu gibi medya ihlalleriyle ilgili bir rapor hazırlamışlar.

"İhlal" dedikleri de yalanlayamadıkları, mesnetsiz cevap bulamadıkları haberlerden oluşuyor.

Raporun içerisinde "radara takılanlar" diye bir başlıkla bizi ve birçok gazeteciyi hedef göstermişler.

Yeniçağ internet sitesinde çıkan "Suriyelilere Özel Doğum Servisi" haberimizi "Nefret söylemi ve düşmanlaştırıcı ifade" olarak yorumlamışlar.

Bakın bu sözde kuruluş bizi nasıl hedef gösteriyor:

"Haberde Suriyeli mültecilerin doğum oranının yüksekliğinden ve bu durumun ekonomik ve sosyal açıdan vatandaşı zorladığından bahsedilmiş, 'İktidarın görmezden geldiği sorun ekonomik ve sosyal açıdan vatandaşı içinden çıkılmaz bir duruma sürüklerken, Suriyeli sığınmacıların doğum oranının Türk vatandaşları geride bırakması da dikkat çekici bir başka detay.' ifadeleriyle içeriğe taşınmıştır.

…SGK prim borcunu ödeyemeyen milyonlarca vatandaşın sağlık hizmetlerinden ücretli yararlanıyor olmasına rağmen, mültecilerin ücretsiz tedavi ve ilaç ihtiyacını karşılaması iddiasına yer verilmiş, sağlık hizmetlerindeki değişimlerin sorumlusu olarak mülteciler hedef gösterilmiştir.

Suriyeli mültecilerin doğum oranının fazlalığına, uyuz, verem gibi hastalıkların başlatıcısı ve taşıyıcısı olmalarına, hastanelerde yaşanan yoğunluğun sebebinin mülteciler olduğuna dair şikayetleri sıklıkla haberlerine taşıyan yenicaggazetesi.com.tr, mültecilerin sağlığına yönelik yapılan olumlu girişimleri de düşmanlaştırıcı ifadelerle platformuna taşımaktadır."

Haber doğru mu? Doğru.

O zaman susacaksınız! Bunun yerine hedef gösteriyorsanız, ben sizi sorgularım.

Bakalım bu raporu kimler hazırlatmış:

"Bu yayının tasarımı, Etkiniz AB Programı kapsamında Avrupa Birliği finansal desteği ile üretilmiştir."

Türk vatandaşlarıyla ilgili tek kuruş yatırım yapmayan AB, Suriyeliler üzerinden bize saldırmak için bu derneği tutmuş anlaşılan.

Derneğin sitesinde iş birliği yaptıkları kurumları da inceledim.

Türkiye'den, "Milli Eğitim Bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Sultanbeyli Belediyesi, Sultanbeyli Kaymakamlığı, Marmara Belediyeler Birliği, İstanbul Kalkınma Ajansı…" gibi kurumlarla çalışıyorlar.

Gelelim en kritik bağlantılara, yani Türkiye'ye nizam vermek isteyen milyonlarca sığınmacıyı Türkiye'de tutup, vatandaş yapabilmek için gece-gündüz çalışan STK'lara…

Mülteciler Derneği yurtdışı ortakları: "Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GİZ), Avrupa Birliği Türkiye, Consience International, Europen Commission, Giz GMBH, Hanan Foundation, IBC, Limbs International, Relief International, Reslog, SPD, Türk-Alman İşbirliği Mesleki Beceri Geliştirme Projesi, Sequa gmbh, The UN Refuugee Agency, United Work, ZGeMı…"

Raporu hazırlayanları da araştırdım. PKK'nın yan kuruluşu olan Halkların Demokratik Kongresi'nin (HDK) tüm faaliyetlerinde varlar. LGBTİ için tüm dış destekli projelerin içindeler, cezaevindeki PKK'lı teröristlerin sağlık sorunlarıyla da yakından ilgililer!

Şimdi tek bir soru…

Türkiye'deki sığınmacıların kalıcı hale getirilmesinden başka amaç gütmeyen bu STK'lar neden Mülteciler Derneği'ne bu kadar destek veriyor?

Dahası Türkiye'deki bakanlıklar gazetecileri hedef gösteren bu derneği hangi kapsamda onaylıyor?

Türkiye'ye tarihin en büyük demografik operasyonunu Suriyeli sığınmacılar üzerinden yapan uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçileri, ipliğinizi pazara çıkarmaya devam edeceğiz, merak etmeyin!

Yazarın Diğer Yazıları