Suriyeliler böyle gi-de-cek-2
Dün Suriyelilerin nasıl gönderileceğinin ilk kısmını, yani geçici koruma sonlandırılmasıyla yolculuk süreci arasında kalan kısmı yazmıştım.
Bugün ise güvenlik, yolculuk ve diğer işlemler kısmını sizlerle paylaşacağım.
Stalin’leşmeden yani tren vagonlarına sığınmacıları doldurmadan, ‘insan onuruna yaraşır’ bir geri dönüş süreci izlenmelidir.
Bu süreçte izlenebilecek en etkili süreç, karayolu ve denizyolu kullanımıdır.
Karayolu ile otobüslerde içerisinde kolluk kuvvetleri de olacak şekilde, güvenlik önlemlerinin en üst düzeyde alındığı güzergahlar tercih edilmelidir. Şu anda uygulanan geri gönderme işlemlerinde bir otobüs içerisinde en az 10 kolluk kuvvetine yer verildiği bilinmektedir. Bu sebeple ciddi bir personel sayısına ihtiyaç duyacağımız kesindir.
Sevkiyatı sağlanacak sığınmacılar için büyük bir otobüs sayısı gerekecektir. Bu sebeple önce fiziki şartlar sağlanmalı, otobüs sayıları tespit edilmelidir.
Konvoyların geçtiği her ilde güvenlik önlemleri en üst düzeyde olmalıdır.
Ayrıca her türlü oluşabilecek duruma karşı sağlık personeli de hem konvoyda hem de geçilen illerde hazır bulundurulmalı, en hızlı şekilde müdahale edilebilmelidir.
Sığınmacı yükünün en ağır olduğu İstanbul’da Pendik ve Yenikapı limanları sığınmacılar Suriye’deki Tartus ve Lazkiye limanlarına götürülmelidir. İDO’ya ait yüksek kapasiteli feribotlar bu anlamda kullanılabilir. Böylece süreç hem daha hızlı hem de güvenilir olacaktır.
Süreç başladığında, sayının büyüklüğünden dolayı oluşabilecek kaosun önüne geçmek için bazı istasyon ve çıkış kampları kurmak gerekecektir. Kamplarda çalışacak personelin sayısı, kampların yerleri özenle belirlenmeli, özellikle çıkış kamplarında parmak izi alınmalıdır.
Bu noktada özel güvenlik sertifikası olanlardan da faydalanılmalıdır. Özel güvenlikler, Geri Gönderme Merkezlerinde veya istasyon kamplarında kolluk kuvvetlerine destek olarak görevlendirilebilir.
Lübnan’daki geri gönderme süreci incelendiğinde ülke içerisinde bir takım problemlerin oluştuğu görülüyor. Bu sebeple Türkiye de polis ve jandarma personeli sayısının artırılması gerekmektedir.
Şehirlerde yaşanabilecek yağma, şiddet olayları gibi durumlara karşı hazır güç olarak çevik kuvvet personeli sayısının ciddi oranda yukarıya çekilmesi gerekecektir.
Sığınmacıların sayısı ve uzun süredir Türkiye’de yer aldıkları düşünüldüğünde zor bir sürecin bizi beklediği ancak üstesinden gelinemeyecek bir durum olmadığı görülmektedir.
Suriyelilerin vatanlarına ‘insan onuruna yaraşır şekilde’ geri dönüşü, ekonomik darboğazın eşiğindeki Türkiye için seçenek değil zorunluluktur.
Bu arada bütün bu süreç içerisinde ilk yapılması gereken şeyi tekrar hatırlatmak isterim. Suriyelileri göndermek Suriyelilerin gelişini durdurmakla başlar. Her şeyden önce sınır güvenliği şarttır.