Suriye'de İsrail'e hizmet etmek!
Suriye, petrol yatakları olmayan, askeri, iktisadi ve ticari ağırlığı bulunmayan az gelişmiş kategorisinde bir ülkedir. Mantıklı düşünülürse böyle bir ülkenin küresel güç olan ABD ve Rusya'nın hedefi haline gelmemesi için hiçbir neden yoktur.
Suriye'yi ABD ve Rusya'nın hedefi haline getiren iki neden var: Birincisi coğrafya yani jeopolitik, ikincisi ise kültür yani Suriye halkının İslam olmasıdır.
ABD'in küresel siyasetinin odağında İsrail vardır. ABD'nin bütün başkanları aynı zamanda İsrail'in de hamisidir. İsrail'in Filistin'e ait topraklarda devlet haline gelmesinde Yahudilerden daha fazla ABD'nin gayretleri vardır.
Rusya'nın da Karadeniz'de tutunması Kırım'ı işgal etmesine, Akdeniz'de var olabilmesi ise Suriye'ye bağlıdır. Rusya'nın Türkiye'nin operasyonlarına tahammül etmesi Türkiye'nin ABD'yle açılan mesafenin daha da artırılması içindir.
Her iki ülke de Suriye'de kendi amaçları için bilek bükmeye çalışmaktadır.
İran ise Şii Hilali yaratmak için durumdan vazife çıkarıyor.
ABD yönünde Suriye'de iç çatışmanın, göçün, yıkımın sürmesi daha doğrusu Suriye'nin parçalanması İsrail'in istiklal ve istikbal sorunudur. İsrail'in işgal altında tuttuğu Golan tepelerini ilhak edebilmesi ancak zayıf ve parçalanmış bir Suriye'yle mümkündür.
İsrail'in ihtiyaçlarına uygun Suriye!
Gerçekçi ve akılcı yaklaşım sorunları önce anlamayı sonra çözmeyi zorunlu kılar. Bu bağlamda bir sorunu anlamak yarı yarıya çözmektir. Sorunların tek boyutlu, tek nedenli olmadığından çözümler de tek boyutlu, tek hedefe yönelik olmadığının altını çizerek Suriye'de yaşananların ne anlama geldiğini söyleyelim.
Suriye'ye müdahil olan hemen herkes farkında olarak ya da olmayarak İsrail'in ihtiyaçlarına uygun bir Suriye'yi inşa etmeye çalışıyor. Bu durumun farkında olan İsrail, pusuya yatmış olanı biteni ellerini ovuşturarak izliyor.
İşin özetini başında yapalım: Suriye'de her şey, her olay, her gelişme İsrail'e hizmet ediyor.
Irak'ta ABD, Saddam'ı önce şeytanlaştırıldı sonra Irak'ı işgal etti ardından da idam etti. Böylece Irak fiilen parçalandı ve İsrail'i tehdit edecek bir güç olmaktan çıkarıldı.
Şimdi sıra Suriye'ye geldi. Suriye'de iç savaş başladı, Esad "kimyasal silah kullandı" saikiyle Suriye'nin elindeki kimyasal silahlar elinden alındı. İsrail derin bir oh çekti. Şimdi Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad üzerinden Suriye'nin toprak bütünlüğü hedefe konuldu.
İsrail'e hizmet!
Irak'a "nükleer, biyolojik silah var" diyerek müdahale eden ABD, Suriye'ye ise "IŞİD var" diye müdahil oldu. Ancak IŞİD'e karşı değil, Türkiye'ye ve Suriye'nin bütünlüğüne karşı PYD adlı terör örgütünden altmış bin kişilik güç meydana getirdi. Onlara sınırlarda kanton yönetimler kurdurdu ve otuz bin kişilik sınır birliği oluşturdu.
ABD, Türkiye'nin sınırında oluşturduğu ve himayesi altına aldığı PKK terör kantonlarını Türkiye'nin görmesini istemiyor. Türkiye'ye "cambaza bak cambaza" der gibi "bırak PYD'yi IŞİD'e bak" diyor. ABD Savunma Bakanı, utanmadan
"Türkiye'nin Suriye'deki operasyonları, IŞİD'in yenilmesinin garantiye alınması çabalarından dikkati dağıtıyor" diyor. Sanki ABD, 30 bin kişilik sınır gücünü Türkiye sınırı için değil de IŞİD sınırı için oluşturdu!
Suriye'de ABD ve Rusya'nın bütün operasyonları, muhaliflerin başkaldırıları sonuç itibarıyla ülkeyi zayıflatıyor, toprak bütünlüğünü bozuyor ve güçten düşürüyor. Bu durum doğrudan doğruya İsrail'e yarıyor.
Hangi amaç ya da niyetle olursa olsun Suriye devletini zayıflatan her girişim İsrail'i güçlendirmektedir. Suriye'nin gerilemesi İsrail'in ilerlemesi, Suriye'nin güçsüzleşmesi İsrail'in güçlenmesi sonucunu doğurmaktadır. Suriye'de devlet otoritesine saldırmak İsrail'e askerlik yapmak anlamına gelmektedir.
Suriye'deki kaosa dahil olan her grup belki birbirini yenmekte kendine göre ilerleme sağlamakta ama sonuçta İsrail'e hizmet etmektedir.