Suriye, kamuflaj ve tehdit!!!
Orta Doğu''da ve tabii ki sınırlarımızın yanı başında, her şey kanlı bir girdabın çevresinde dönmeye başladı ki, şaşkınlık gerçekten dehşet verici!!!
Kanı kanla temizlemek desem değil, "düşmanımın düşmanı dostumdur" hastalığı desem değil, "kimin eli, kimin cebinde belli değil desem" o da değil...
Bir tuzak mı desem, bir kanlı satranç mı, bir pusu mu, ya da bir emperyal tezgah mı desem, o sorular bile şaşırtıcı bir paradoksun içinde parende atıp duruyor!..
Baksanıza; Türk Silahlı Kuvvetleri''nin son 10 yılda Irak ve Suriye''ye yaptığı 20 sınır ötesi harekâtın çok büyük bölümü PKK''yı hedef almışken, kaos neden bitmiyor çevremizde?..
Örneğin; 2011''de "Arap Baharı" teranesiyle Suriye iç savaşı kışkırtıcılığı devreye girince, PKK yetmezmiş gibi, bir zamanlar Irak''ın üçte ikisini ele geçiren El Kaide de kılık değiştirerek Halep ve çevresinde IŞİD adı altında ortaya çıktı...
Oysa Selefi dinciliğin tek hedefi Arap Baharı''nda tetikçilik yapmak değildi...
Dinci örgüt önce Irak''ta katliamlar yaparak, meydanlarda kafa keserek, vahşetin akıllara gelmeyecek saldırı yöntemleriyle Bağdat ve çevresinin kuşatılması ve Arap Baharı tiyatrosunun sergilenmesine zemin hazırladı...
El-Kaide, üçte ikisini işgal ettiği Irak''ta, Bağdat yönetimi ve koalisyon güçlerinin saldırıları ile zorlukla bertaraf edilince, önce Libya''da Kaddafi''nin linç edilmesinde boy gösterdi, daha sonra da Suriye''ye yönelerek, IŞİD adı altında insanlığı şoke eden kanlı eylemlere imza attı...
Peki, Türkiye bu girdaba neden sürüklendi?..
IŞİD ÜZERİNDEN NE DÖNÜYOR?..
Avrupa''daki birkaç eylemi saymazsanız, El Kaide ve IŞİD "Arap Baharı" kuşatması dışında en çok zararı Türkiye''ye verdi...
Sadece Ankara''da, Suruç''ta ve İstanbul''daki intihar saldırıları ile bombalama eylemlerinde yüzlerce masum yurttaşın öldürülmesi değil, aynı zamanda yurt içinde oluşturulan hücrelerin yaptığı yüzlerce eylem de El-Kaide''den sonra IŞİD''i de Türkiye içerisinde yeni bir terör tehdidi olarak öne çıkardı...
Ne şaşırtıcıdır ki; IŞİD''in eylemleri, El Kaide''nin 15-20 Kasım 2003''te İstanbul''da, iki Sinagog, HSBC Bank Genel Müdürlüğü ve İngiltere Konsolosluğuna gerçekleştirdiği bombalı saldırıda 60''tan fazla yurttaşın öldürülmesinden çok daha sarsıcıydı...
Ancak Suriye iç savaşı sırasında bir yandan Amerikalılarla, bir yandan PKK ile diğer taraftan da Türkiye ile çatışmaya giren IŞİD en büyük darbeyi TSK''dan aldı...
Ve Millî Savunma Bakanı Akar''ın da açıkladığı gibi kara harekâtlarında, Suriye içerisinde 4.500 IŞİD militanı öldürüldü...
Ancak sınır ötesinde IŞİD''e vurulan darbelere rağmen dinci örgüt hem Türkiye''ye sızmaları durdurmuyor, hem de yurt içinde hücreleşmeye devam ediyor...
İşte bu durum, neredeyse her gün yapılan ve son 6 yılda 1500''den fazla IŞİD yanlısının yakalandığı operasyonlarla da kanıtlanıyor...
Peki Türkiye, sınır ötesindeki PKK/ PYD yapılanmasına yönelik kara harekâtı hazırlığındayken, IŞİD''e neden mi dikkat çektik?..
CONİ ÜNİFORMALI TERÖR!..
Aslında hava harekâtından sonra kara harekâtı da gündeme gelince IŞİD''e biz değil, Suriye, Amerika ve Türkiye''nin yaptığı son açıklamalar dikkat çekiyor..
Çünkü Suriye''deki kaos ne tuhaftır ki IŞİD''in çevresinde dönüp duruyor!!!
Örneğin; ABD desteğiyle bölgede 130 bin kişilik ordu kurmaya çalışan PKK/PYD/YPG örgütleri, IŞİD''le mücadele ettiklerini öne sürerek, hem ABD''den hem Avrupa''dan destek almaya devam ediyor...
Tıpkı Rusya gibi, Suriye''de ileri karakol kurmaya çalışan Amerika da, PKK/PYD''ye verdiği desteği IŞİD ile mücadele ediyor gerekçesine dayandırıyor!..
Ne tuhaf ki, ayrılıkçı bir terör örgütünün, dinci terörle mücadele ediyor iddiasıyla hem örgütlenmesi, hem de ABD tarafından desteklenmesi, işte yazının başında dikkat çekilen o kanlı paradoksu açığa veriyor...
Peki; geçen hafta ABD''nin Suriye eski özel temsilcisi James Jeffrey''ye, PKK''ya "IŞİD''le mücadele bahanesi" de dahil olmak üzere, hiçbir gerekçeyle destek verilmemesini söyleyen Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar''ın "teröriste üniforma vermeyin" şeklindeki sarsıcı uyarısına ne demeli?..
Demiş ki Akar; "Müttefik ülkeleri, teröristlerden ayırt etmeyi zorlaştıracak şekilde, kendi bayrak ve üniformalarını kullandırmamaları konusunda uyardık..."
Meselenin özeti vahimdir; PKK ve ABD, Irak ve Libya''dan sonra Suriye''de de tek tip siyah kıyafetler giyen maskeli IŞİD''lilerle mücadele ettiğini öne sürerken, PKK/PYD militanlarının sınırlarımızda (kamufle edilmişçesine) koalisyon güçlerinin üniformalarıyla dolaşması nasıl bir oyundur acaba?..
O halde kara harekâtı da gündemdeyken, yazının başındaki soruyu (Suriye üzerinden) bir kez daha soralım... Neler oluyor sınırlarımızda;
"Bir tuzak mı, bir kanlı satranç mı, bir pusu mu, ya da bir emperyal tezgah mı?.."
Kara harekâtı bu sorulara yanıt aramayı da içeriyor olmalı...