Süleymaniye gerçekten Katarlılara satılmış
İstanbul Suriçi'ni bilmeyenler için anlatayım.
Süleymaniye, yer aldığı tarihî dokusu ile inanılmaz güzel bir yerdir. Kanuni Sultan Süleyman ve Mimar Sinan gibi eşsiz kişilerin türbeleri bu semtte yer alıyor. Hatta bu semt 1977 yılında SİT alanı ilan edilmiş, 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmış.
Peki biz ne yaptık?
Katarlılara beton döksün diye peşkeş çektik.
İlk defa bu köşede okuyacağınız skandalı anlatayım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir televizyon programında "Tarihî eserler Katar-Türkiye iş birliği ile yıkılıp inşa edilecek" dedi. İzlediğimde "Nasıl yani?" dedim.
Bir tarihî eser neden yıkılır?
Yıkılıp yerine yapılan yapı nasıl tarihî eser olur?
Tarihî kültürü olmayan Katarlılar binlerce yıllık tarihî eserleri nasıl yeniler?
Biraz araştırmaya başlayınca şoke oldum.
Gerçekten Cumhurbaşkanı'nın söylediği yenilenme Süleymaniye'de başlamış. İşi de Katarlılar almış.
Süleymaniye çevresindeki bu yenilenme için KİPTAŞ yıllarca semtte alımlar yapmış. Süleymaniye ve Vefa'da yaşayan, evlerini KİPTAŞ'a satan 40 kişinin açtıkları davada ortaya koydukları iddialara göre KİPTAŞ yetkilisi H.P., pazarlık yapmaya zabıtalar eşliğinde gelip, "elektriğinizi, suyunuzu keseriz" gibi tehdit ederek korkuttukları vatandaşların mülklerini satmaya razı etti.
Bakanlar Kurulu'nun kararı ile yenileme alanı ilan edilen Süleymaniye-Vefa-Küçükpazar bölgesi bu tarihten itibaren parsel parsel toplandı. İBB-KİPTAŞ, semti adeta savaştan çıkmış hayalet bir semt haline getirdi.
5366 sayılı yenileme yasası gereği proje alanındaki parsellerin %66.4'ünü elinde bulunduranlar diledikleri projeyi yapabiliyorlar.
Projeye katılmamayı tercih eden semt sakinlerini iki tür baskı altına almış. İlki evlerini KİPTAŞ'a satmak zorunda bırakılmaları, ikincisi ise buna da razı olmazlarsa "acil kamulaştırma" kapsamında belediye tarafından uygun görülen bedel karşılığında mülklerini terk etmeleri.
Gelelim "ipin inceldiği" yere...
Hep "tanıdık, bildik"ler
KİPTAŞ proje kapsamında yenilenme (Bana göre rantsal dönüşüm) projesi işinin Proje Yöneticisi olarak ABD'li Hıll International Proje Yönetimi firması, Mimari Projesini HE Mimarlık, Yüklenici olarak da Diar Süleymaniye Gayrimenkul adlı firmanın yaptığı görülüyor. Proje maliyeti 2.9 milyar lira ve üç yılda tamamlanması planlanıyor.
Kim bu firmalar diye araştırdım...
Diar Süleymaniye Gayrimenkul firması 2014 yılında kuruldu. Al Rayyan Hospitality Gayrimenkul A.Ş. ile kurulan şirket 2015'te isim değiştirdi ve Diar Süleymaniye Gayrimenkul adını aldı. 532.5 milyon TL'lik sermayesi olan şirketin yönetiminde tamamı Katarlı 5 yönetici var.
Şirketin Türk ortağı kim dersiniz?
Türkiye'nin önde gelen gayrimenkul firmalarından ve Cumhurbaşkanı'nın hemşerisi olan, AKP döneminde aldığı birçok ihale ile büyüyen Gökçen Kuzu'nun yönetim kurulu Başkanı olduğu Kuzu Grup.
Dahası var...
Projede yer alan HE Mimarlık'ın sahibi ise Halil Onur ve Erol Kuzubaşoğlu. Halil Onur, Gezi Parkı'nda yapılmak istenen Topçu Kışlası'nın da mimarıydı aynı zamanda. Erol Kuzubaşoğlu da yıkılıp yeniden yapılan Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Kasımpaşa Stadı, İDO Karaköy iskelesinin mimarıydı. Albayrak, Çalık ve AKP'li Belediyelere ait işleri yapması ile tanınıyor.
Yani her projede olduğu gibi bu projede de yabancı kimse yok. Proje tamamen "tanıdık, bildik" kişilerde.!
Kimlerin vakıfları?
Süleymaniye semti zaten daha öncesinde de AKP'ye yakınlığı ile bilinen vakıfların yerleştiği bir semt haline gelmişti. Süleymaniye Camisi'nin çevresindeki eski medreseler, Cumhurbaşkanı'nın oğlu Bilal Erdoğan'ın Mütevelli heyetinde, kızı Esra Albayrak'ın ise yönetiminde bulunduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı TÜRGEV'in kurduğu İbn Haldun Üniversitesi'ne tahsis edilmişti.
Ekmeleddin İhsanoğlu, Korkut Özal, Numan Kurtulmuş gibi isimlerin kurucusu olduğu İslami İlimler Araştırma Vakfı (İSAV)'na ait yerler de bu semtte yer almaktadır. Yenilenme çalışması kapsamında İSAV binalarının genişletildiği de iddia ediliyor.
İlim Yayma Cemiyeti'nin de Süleymaniye'de öğrenci yurdu bulunuyor.
UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Süleymaniye Camii ve külliyesinin hemen yanında yer alan 102 bin metrekarelik alanda ise 733 parsel üzerindeki 5 mahallede 327'si tescilli 707 bina yenilenecek.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi emekli öğretim üyesi ve Kültür Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nur Akın proje ile ilgili açıklama yapmış; "Osmanlı ahşap mimarisinin en güzel örneklerinin bu projeyle birlikte tamamen ortadan kaldırılacağını, Türkiye'nin de altında imzasının bulunduğu 2005 tarihli Viyana Sözleşmesi'ni hatırlatarak yapıların yıkılıp yeniden yapılmasının söz konusu olamayacağını" belirtmişti.
Kime dinleteceksiniz.
Katar sevdası yetkililerin gözünü öyle bürümüş ki hiç kimseyi dinlemiyor ve Katarlıları övmek için sıraya giriyorlar.
Hatta proje ile ilgili konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Qatari Diar firması bu projenin proje ortağı. O anlamda ben kendilerine teşekkür ediyorum projeye dahil oldukları için. Eminim ki bu projeye girmekle birlikte yurt dışında yaptıkları, finanse ettikleri birçok projeden daha çok memnun olacaklar" diyor.
Nasıl bir Katar sevdası hâkim görüyorsunuz değil mi?
Lafa gelince ecdadımızı ağızlarından düşürmeyen çok değerli yetkililerimiz ecdadın bıraktığı tarihî eserlerin rant uğruna zarar görmesini ya da yok edilmesini Katarlıların menfaatlerinden önemsiz görüyorlar.
Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy, sizden rica ediyorum ve uyarıyorum. Süleymaniye'de bulunan binaların birçoğu tarihî eserler üzerine kaçak yapıldı. Bu binaların altları tarihî sarnıç ve kemerler ile dolu. Lütfen bu binlerce yıllık kültürün ve tarihin bilerek ya da bilmeyerek yok edilmesine engel olun. Yenilenme çalışmaları tabii ki yapılsın. Lakin, eğer tarihî yapılarda onarılamayacak bir durum söz konusu ise, tarihî eserlerin aslına uygun olarak onarılabilmesi için KİPTAŞ gibi inşaat firmaları ve Türkiye'deki tarihî eserlerle herhangi bir ilgisi olmayan Katar gibi ülkelerden gelen finansör firmalar ile değil, millî olan restoratörler, arkeologlar, mimarlar ile çalışılarak bu sorun çözülmelidir.
Emin olun ki Katarlıların milyar doları Süleymaniye'de bulunan tarihî eserlerin bir tek taşından daha değersizdir.