Statüko için “Evet” istiyorlar!..
AKP iktidara geldiği 8 yıldan bu yana Türkiye’yi hallaç pamuğu gibi dağıttı.
Adına “değişim” dediği her kökten dönüşüm ve geriye gidiş (siyasi irtica) için sürekli slogan üretti.
Bu sloganları kullandı kullandı, işi bitince fırlatıp attı, unutturdu.
Bunların en önemlilerinden biri de “statüko” idi.
Bertaraf etmek için...
Rakiplerini ve kendisinden olmayanları “bertaraf etmek” için ne diyorlardı,
hatırlayalım:
“Bunlar statükocudur!.. Değişim istemezler. Kendi koltuklarını korumak için değişime direniyorlar, vs, vs..”
Şimdi ise, hiç anmıyorlar ve hatırlatmıyorlar ama “statükoya sarıldılar.”
Kendi statükoları için referandumda halkın “evet” demesini istiyorlar!..
Yıllarca statükoculuğa karşı gibi göründüler, bu kavramla sürekli vurdular rakiplerine; şimdi iş tersine döndü.
Artık, referandumda “evet” diyen statükocu olacak!..
Kendi statükoları için buna ses çıkarmıyorlar, hiç akla gelmesin istiyorlar.
Kendi statükoları için...
Örnekler verelim.
Ahmet Necdet Sezer zamanından başlayarak, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı döneminde de sürekli olarak “cumhurbaşkanlarının yetkileri fazla” diyorlardı.
Oysa şimdi referandumda “evet” çıkarsa, cumhurbaşkanının yetkileri daha da fazlalaşıyor.
Yani, cumhurbaşkanının statükosu daha da kuvvetleniyor.
12 Eylül’de “evet” çıkarsa, cumhurbaşkanı mevcut yetkilerine ek olarak yeni yetkilerle donanıyor ve örneğin “yüksek yargıda” neredeyse “tek seçici” durumuna geliyor.
Statükoculuğu neredeyse lanetli bir sözcük durumuna getirmeye çalışan başbakanın durumuna bakalım.
Başbakan Erdoğan, yeni çıkardığı bir yasa ile, cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacak, seçilemezse başbakanlığını kaybetmeyecek ve o koltuğa geri dönecek!..
Böyle şey olur mu?
Başbakanlık kanunla Erdoğan’da kalacak!..
Nerede demokrasi, nerede eşitlik, nerede hukuk?..
Bu da başbakanın “statükosu!..”
Bir de hükümetin durumuna bakalım.
12 Eylül referandumunda “evet” çıkarsa, hükümetin statükosunda da hiçbir değişme olmuyor, aksine onun statükosu daha da güçleniyor. Örneğin, toplu sözleşmelerde tıkanıklık olduğunda hükümetin atadığı adamlar (güya, Kamu Kurulu) son söz sahibi olacak ve yargı yolu kapanacak.
Statükoya bakar mısınız?
12 Eylül’de referanduma sunulan 26 madde içinde hiçbiri statükoyu kaldırmıyor, tam tersine cumhurbaşkanının, başbakanın ve hükümetin statükosunu (mevcut durumunu) daha da güçlendiriyor..
8 yıl boyunca statükoculuğu lanetleyerek, muhaliflerine karşı silah olarak kullananlar, şimdi bu referandum ile kendi statükolarını perçinliyorlar.
Sonuç olarak, referandumda “evet” derseniz statükoculuğu, özellikle de iktidarın statükosunu (koltuğunu) onaylamış
olacaksınız.
Tıpkı, darbeci Kenan Evren’in statükosunun 1982 anayasası referandumunda onaylanması gibi.
Karar sizin...