SPK’da yeni dönem

Sermaye piyasalarında ilginç gelişmeler oluyor. Her şey o kadar hızlı yaşanıyor ki yetişmek mümkün değil.
Kendilerini yenileyemeyen kurumlar, gelişmelere ayak uydurmakta zorlanıyor.
İlgi çekici olan; sermaye piyasalarında yaşanan yeniliklerin çok zorlayıcı olmaması. Aksine, alınan kararların hayatın gerçeklerini yansıtan gecikmiş kararlar olması.
Daha açık anlatım ile Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı’nın yatırımcılar ile piyasalar arasında oluşturulan derin uçurumu engellemek için düğmeye basması.
Düne kadar, SPK’nın başında piyasalara yabancı başkanlar vardı. Kararları başkandan ziyade kurum içindeki ve dışındaki kişiler alırdı. Örnek mi; Türkiye Sermaye Piyasaları Aracı Kuruluşlar Birliği “TSPAKB” piyasalarla ilgili karar alır (nedense bu kararları borsacılar ve yatırımcılar pek onaylamazdı), SPK da bu karar doğrultusunda çalışma yapardı. Yahut tam tersi olur, SPK içinde bir karar alınır, TSPAKB bu karar için lobi çalışması yürütürdü.


Akademik çalışma
Her iki şekilde de ortaya; borsa ve yatırımcıları ilgilendiren, onların hakkını gözeten, sermayenin tabana yayılmasına imkan sağlayan kararlar değil, akademik çalışma örnekleri çıkardı. 2000 yılında hem İMKB hem de SPK yöneticilerinin hataları sonrasında yatırımcılar dolandırılıp büyük zararlara uğratıldılar. Tahtalar kapandı. Hisse senetleri duvar kâğıdı oldu.


Facianın hesabı sorulmadı
Bankaların ve şirketlerin sahte bilançoları sonrasında yatırımcılar büyük zarara uğradılar. Hiç bir yönetici ya da uzman, bu facianın hesabının sorulması için parmağını kıpırdatmadı.. Yöneticilerin büyük ihmalleri sonrasında yatırımcıların uğradığı büyük zararlar her nedense hiç gündeme getirilmedi. Yöneticiler, geçmişte büyük patronların bilinçli, koordineli bir şekilde gerçekleştirdikleri manipülasyonların tekrarlanmaması için küçük yatırımcılara ve küçük oyunculara piyasaları dar ettiler. SPK bülteni her hafta ceza bülteni gibi çıktı.


Manipülatif fırtına estirildi
Ancak bu bültende büyük oyunculardan hiç birisine ya korkudan ya da nüfuzdan ve özel ilişkilerden dolayı yer verilmedi. Patronlar tahtalarda manipülatif fırtınalar estirirken, fatura küçük oyunculara kesildi.
Göstermelik cezalar ile piyasaların denetlendiği izlenimi yaratıldı. 3-5 kuruşluk işlem yapan Mecnur Çolak, Yaşar Kaya gibi isimler İMKB’nin günah keçisi ilan edildiler.
Ceplerinde para olmadığı için kendi girdikleri tahtalarda boğulan, tahtanın altında kalmamak için yakın çevrelerini dolandıran bu oyuncular; bilinçli olarak piyasalarda deprem yaratan, borsa endeksini değiştiren kişiler olarak gösterildiler.


Kapalı tahtaların açılması
Ne zaman kadar?..
SPK’da yeni yönetim iş başına gelene kadar.
Profesör Vedat Akgiray ayağının tozu ile piyasaların beklediği cesur kararları alıp, zaman geçirmeden uygulamaya koydu. Yasaklı listesini sildi.
Manipülasyonu silmek için sistem geliştirdi. Mali cezaları uygulamaya koydu.
Piyasalar üzerinde polisin değil, kuralların etkili olmasına imkan sağladı. Yetmedi, siyasilerin tepkisini çekmeyi göze alarak kapalı tahtaların açılması, küskün yatırımcıların yeniden borsaya dönmeleri için çalışmalara başladı.


Para cezaları veriliyor
Bu arada borsanın en büyük oyuncularına da gereğini yaptı. Onların dokunulmazlığını kaldırdı.
Sözün özü, reklama kaçmadan yapılmayan, yapılamayanları yaptı. Ve de yapmaya devam ediyor.
SPK’nın haftalık bültenleri, bu nedenle küçük oyuncuların ceza haberleri ile değil, halka açılma haberleri, piyasalardaki etkin yeni gelişmeler ve de eski alışkanlıklarını devam ettiren, yatırımcıları yanıltan kurum ve şirketlere verilen para cezaları ile yayınlanıyor.
Vedat Akgiray, kısa sürede kaynaştığı piyasalar için büyük bir şans. Bu şans sadece piyasalar için değil, kapalı tahtalar nedeniyle yıllardır mağdur olan on binlerce yatırımcı için de büyük bir umut.

Yazarın Diğer Yazıları