Sosyal sorunlar büyüyor!
Uzun süreden bu yana Türkiye'de toplum, gerçek sorunlarından kopartılmıştır. Siyaset toplumun her kesiminin en fazla üzerinde yoğunlaştığı bir alan olmuştur. Televizyonlarda siyaset konuşmaktan toplumun can yakıcı sorunlarını konuşmaya yer kalmamaktadır.
İlginçtir Türkiye'de özel sorunlarını çözemeyenler genel sorunlara, bireysel sorunlarını halledemeyenler toplumsal sorunlarla ilgili çözümlere yöneliyor. Atması gereken küçücük adımları atamayanlar başkalarının atması gereken büyük adımların neler olduğunu söylüyor.
Günlük yaşamda olup bitenlere bakıldığında toplumun ciddi bir alarm verdiği görülür. Hemen her gün sosyal medyaya bir çok boşanma, intihar, cinayet, taciz haberleri düşmektedir. Bu olgular sanıldığı gibi intihar, cinayet, boşanma ve taciz olaylarından ibaret değildir. Bu olgular aynı zamanda toplumsal sağlık konusunda çok ciddi mesajlar da içermektedir.
Aslında bu kriminal olaylar güncel olarak yaşanan yapancılaşma, iletişimsizlik, eğitim, ruh sağlığı, inanç sapkınlığı ve sosyal denge bozukluklarını göstermektedir. Bu yönü itabarıyla üzerinde durmayı, düşünmeyi ve yoğunlaşmayı hak etmektedir.
İlginçtir bilim adamları, akademisyenler, yazarlar televizyonlarda seçim, sayım, mazbata konusunda konuştukları kadar toplumsal sorunlar konusunda konuşmamaktadır. Halbuki Türkiye'nin sorunu geçersiz oyların sayılması, mazbatanın erken ya da geç verilip verilmemesi, seçimlerin yenilenmesi değil gündeme düşen ve alarm veren sosyal vakalardır.
Bir kaç gün içinde medyaya düşen kriminal olaylardan bir kaç tanesine bakalım:
-Kendisinden boşanmak isteyen eşi ile kayınbiraderiyle baldızını öldürüp, kayınvalidesini de yaraladıktan sonra kaçan koca, cinayet büro amirliği tarafından kurulan özel ekip tarafından arkadaşının evinde yakalandı.
-Dini nikâhlı eşinin boğazını keserek öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan şahıs eşinin Facebook'ta başka erkeklerle konuştuğunu gördüğünü ileri sürerek, "ilk önce elime geçen merdane ile vurdum. Aklını başına alsın istedim, hakarete devam edince elime geçen bıçakla hallettim."
-Adı lazım değil bir şahıs telefonda konuştuğu eşiyle tartışınca yaşadığı evi yakıyor. Yangına müdahale etmek isteyen itfaiye ekiplerine de 'Bırakın yansın, neden geldiniz?' diyerek tepki gösteriyor.
-Eşini katleden bir sanığın yargılanması sırasında Mahkemede 'eşini kendisini aldattığından şüphe ettiği için' öldürdüğünü söylüyor. Mahkeme başkanının bu savunma üzerine 'seni kimle aldatıyordu' sorusuna sanık, "Kimle aldattığını bilmiyorum, bakışlarından şüphelendim. Pişmanım" yanıtını verir.
-İŞKUR ile Adıyaman Belediyesi arasında imzalanan Toplum Yararına Programlar (TYP) kapsamında belediye bünyesinde istihdam edilmek üzere 350 kişinin 6 ay süreyle işe alınacağı duyuruldu. Alım için 7 bin 441 kişi başvuru yaptı.
-İzmir'in Buca ilçesinde, 13 yaşındaki kız çocuğu boynunda iple asılı halde ölü bulundu. Polis, olayın Mavi Balina adlı oyundan kaynaklanmış olabileceği şüphesiyle, genç kızın tablet bilgisayarını incelemeye aldı.
Münferit olaylardan genelleyici sonuçlar çıkarmak doğru olmaz. Ancak bu olaylar sanıldığı gibi münferit değil. Hemen her gün gazeteler bu vakalarla ağzına kadar doludur. Bireysel sanılan vakalar sosyal olgulara dönüşmüş durumdadır. Bugün neredeyse huzur içinde aile kalmamış gibidir.
Bu vakalardan şu çıkarımları yapmak mümkündür:
-Bu işlenen suçlar gerçekte birer sonuçtur. Bu vakaların sebebi ise yaşamın henüz cevap bulamamış sorularıdır.
-Bu vakalar insanların çok kolay hem de kitlesel cinayet işler hale geldiğini göstermektedir.
-Bu sonuçlar sosyal medya ile teknolojinin insanları birbirlerine ve kendilerine nasıl yabancılaştırdığının delilidir.
-Kontrolsüz kullanılan her aygıt çıldırtan, yabancılaştıran, intihar ettiren bir mekanizmaya dönüşebilmektedir.
Bu vakaların olabilir ya da bu suçların işlenebilir olması bile vahimdir.
Kim ne düşünür, bilmem ama bize göre intihar, cinayet, boşanma, taciz, işsizlik, üretimsizlik Türkiye'nin en önemli sorunlarıdır.
Üzerinde düşünülmeye ve kafa yormaya değer!