Sizin yüzünüzden!
Çıkın sokağa, seçmece değil, rast gele, önünüze çıkan ilk 10 kişiye sorun:
- Neyin kökünün kazınmasını istersiniz?
O 10 kişiden, en az 9 tanesi kayıtsız şartsız "PKK" diyecektir -hâlâ-.
PKK, Cumhuriyet tarihinin son 40 yılındaki "en ortak" acımızdır bizim. Geride bıraktıkları, en ortak yaralarımızdır. Bu milletin bağrından, o damsız, derme çatma ocaklardan, çilekeş ama mermer gibi anaların kucağından söküp aldıkları, en ortak kayıplarımızdır.
***
Ve bu halde olağan olan;
"Kuzey Irak'a hava ve kara harekatı…"
"PKK hedeflerine operasyon…"
"İnlerine girdiler…"
"Komandolarımız Kuzey Irak'ta…"
"ATAK helikopteri vuruyor…"
Haberleri karşısında millet olarak topyekün gururlu bir telaş içinde olmaktır; her şeyden önce yeniden millet olmaktır. Milletin ordusuna "ama"sız destek çıkmaktır. "Allah, Mehmetçiğimizin ayağına taş değdirmesin"den ötesini sayıklamamak; bütün diğer "meseleleri" sonraya erteleyebilip "bir" olmaktır.
***
Eğer biz dün sabah, öz evlatlarımızın, sınır ötesinde, o hain ve cani sürüsüne karşı, kelle koltukta vatan savunmasına giriştiklerini öğrendiğimiz anda, öğrendiğimiz halde bir milim yaklaşamadıysak bu "bir"lik ruhuna…
- "Zamanlama manidar…"la başlayan,
- "Tam da seçimden önce…"yle başlayan,
-"Öcalan açılımının gazını almak için…"le başlayan,
-"Bayram arifesinde kim bilir kaç ananın yüreğini yakacaklar…"la başlayan cümleler, "Allah yardımcıları olsun"la başlayanlardan önce karıştıysa memleketin havasına…
Eyyyyyy iktidar sahipleri;
Sizin yüzünüzden!
***
Sair zamanda "Kandil'e bir daha inmemek kaydıyla Türk bayrağı dikilmeli" çağrısına "Böyle saçmalık olmaz" diyen bir zihniyetiniz olduğu için sizin yüzünüzden!
Türkiye'nin Ege'den, Doğu Akdeniz'den, Batı Karadeniz'den "kuşatılmasını" ısrarla yok saydığınız, ısrarla görmezden geldiğiniz için sizin yüzünüzden!
Zaten bitmiş, sıfırlanmış haldeki terör örgütünden bir "muhatap" yaratıp, "müzakere"ye girişerek yeniden var ettiğiniz ve Türkiye'ye terörle mücadele ettiği yıllardakiyle yarışır oranda şehit verdirdiğiniz için sizin yüzünüzden!
Analar, en çok, siz "analar ağlamasın" dedikten sonra ağladığı için sizin yüzünüzden!
Öcalan'ı, yeniden "PKK'yı yöneten lider" konumuna kavuşturucu adımları atıyor olduğunuz için sizin yüzünüzden!
Hiç ders almadığınız, aslında hiç "konjonktür hazretleri"nin emrinden çıkamadığınız, misal "PKK'nın siyasi uzantıları"na atıfla, "Ben de olsam dağa çıkardım" diyen zatı pekala daha yeni "Yüksek İstişare Kurulu"nuza atayabildiğiniz için sizin yüzünüzden!
***
Belki de yaptığınız en milli işi bile "seçim malzemesi mi", "siyasi çıkar için mi" diye sorgulattığınız, bizi, evlatlarımıza dua etmemiz gereken anda "işin içinde iş aramak" durumunda bıraktığınız, bu kirli şüpheye mahkum ettiğiniz için bile af edilmezsiniz!
SORU-YORUM
"Millete ve devlete hizmeti geçmiş, bilgi ve birikim sahibi kişilerin -elbette ücreti mukabilinde- bu kazanımlarından istifade edilebilmesi amacıyla" oluşturulan Yüksek İstişare Kurulu'na atananlar arasında Bülent Arınç'ın da yer aldığını görünce, haliyle merak ettim.
Fetullah Gülen'i "Muhteşem insan, hayatını iman ve Kuran'a hizmet etmeye adamış, eğitim hizmetlerine gönül vermiş, fedakarlık ve feragatı öğretmiş güze insan, büyük mütefekkir, büyük dava adamı, muhterem insan" diye tanımlamış, Kandil'deki terör kamplarından TBMM'ye transfer olmuş kişilerin tercihlerinde "haklılık payı" olduğunu gösterircesine "Ben de olsam, ben de dağa çıkardım" demiş, tam çözüm sürecinin göbeğinde, Abdullah Öcalan'la sınıf arkadaşı olduklarını, üniversitede, sınıfta namaz kılan üç kişiden biri olduğunu filan anlatarak muhafazakar kesimin gözünde "sevimlileştirmeye(!!!)" çalışmış, "suikast" iddiasıyla "Kozmik Oda"nın kapısının "FETÖ"ye aralandığı senaryonun kahramanı olmuş, "Milli orduya kumpas"ı, "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" olarak yorumlamış birinin hangi tecrübesinden faydalanmak niyetinde devletimiz?
Sonra, "magazini geç Selcan" dedim; "büyük resme odaklan".
Bülent Arınç'la birlikte kimlere teklif götürülmüş bu kurul için?
İsmail Kahraman, Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin…
TBMM Başkanlığı yapmış olmak dışında ortak özellikleri ne?
Milli Türk Talebe Birliği'nden beri beraber yürüyor olmaları siyasette!
Dönem dönem usulde ayrışsalar da "esas"taki ittifakları devam ediyor göründüğüne göre, cevabını aramamız gereken asıl soru budur belki:
Devletin zirvesinde, neden, ilk çağrışımı "Kanlı Pazar" olan "MTTB"yi adeta küllerinden doğuran bir kurula ihtiyaç duyulur ki!..