Siz hangisisiniz?

Diri diri yakabilmek her işgalcinin, her saldırganın, her katilin yapabileceği iş değildir. Bunun için ya Ortaçağ Avrupa'sından hortlamış bir engizisyon hakimi olmanız gerekir, ya "İnsan yakmak caizdir" fetvasına tutunmuş bir IŞİD'li, ya bir Menemen, Madımak kalıntısı, ya PKK'lı, ya "soykırım"dan haz alan bir Taşnak militanı… Günlerdir, "seyirci kalmak" yöntemiyle ağaçları, kuşları, keçileri, tavşanları, yılanları, envai çeşit börtü böceği, sincapları, tilkileri, ceylanları, daha yumurtalarındaki doğmamış canlıları hatta belki insanları diri diri yaktığınıza göre siz hangisisiniz?

Zira, "insan" varsaydığımız hiçbir canlı girişemez böyle bir caniliğe…

***

Yaşadığı ülkenin ciğerlerini sökebilmesi, kendisini nefessiz bırakabilmesi için intihar eylemcisi olması gerekir kişinin; ya hain, ya tasallut altında iradesi…

Hangisinin esirisiniz?

Aksi halde, saç baş yolduran bu sorunun muhataplığı seviyesine düşmezdiniz:

"Katil" dediğiniz, "terörist" dediğiniz İsrail'e bile gönderdiğiniz yangın söndürme uçaklarını neden İzmir'den esirgiyorsunuz; yoksa daha mı "gavur(!)" sayıyorsunuz "İsrail"den de!!!!

***

Gazeteci arkadaşımız Tuncay Mollaveisoğlu, alevlerin Muğla semalarını sardığı günden bu yana zaten peşin peşin yazıyor; Orman Bakanlığı ile Türk Hava Kurumu arasındaki kavgayı sormuyorum ben… Uçak almak yerine etkisini trajik şekilde tecrübe ettiğimiz helikopterlerin sayısını arttırdığınız ihaleyi sormuyorum… Temmuz ayında en üst perdeden, burnunuzdan kıl aldırmadan yaptığınız kibir ve bilmişlik manzumesi açıklamanızı önünüze fırlatıp da "hani orman yangınlarına müdahale gücünüz gazetecilerin iddia ettiği gibi yetersiz değildi" diye de sormuyorum…

Orman Bakanlığı ile anlaşmış olsun yahut olmasın, vatan toprağı yanarken, THK'nın hangarlarında da bu yangını söndürme kabiliyetine sahip uçaklar tabiri caizse "yatarken", neden İsrail için verilen o "talimat" İzmir için verilmiyor diye soruyorum?

THK Başkanı'nı arayıp da "Havalandırın uçaklarınızı" deseniz, "İhaleyi bize vermediler" deyip "Olmaz" mı diyecek yani size?

***

İsterse dünyanın bütün altınları çıksın daha kazmayı vurduğunuz ilk günde… İsterse on yedi yıldız layık görsün otoriteler hela taşından, yatak başına her yanından sonradan görmelik akan otellerinize… İsterse dolarla yeşillensin sırça köşkleriniz sadece… İzmir'e yaşattığınız "cehennem"in rantını yol yapıp gidebilir misiniz sanıyorsunuz gerçekten "cennet"e?

Öyleyse ya dini bilmiyorsunuz, ya da biz aynı dine inanmıyoruz sizinle?

Kuldan utanmadığınızı, kanunu tanımadığınızı, bu ülkenin her karışına 100 yıllık bir hesaplaşmanın intikam duygularıyla yaklaştığınızı biliyoruz da, Allah'tan da mı korkmuyorsunuz acaba?

SORU-YORUM

Evli, iki çocuk annesi ve çalışan bir kadın olarak Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevgi Kurtulmuş, aynı üniversitedeki mevkidaşı Prof. Dr. Ali Güneş'in "çalışan kadın sayısı arttıkça doğum oranının düştüğü gerekçesiyle ev kadınlarına devlet memurluğu" önerisi hakkında ne düşünüyor?

KAYYUMA KAYYUM…

Ben demiyorum, Sayıştay'ın Kamu İdareleri Denetim Raporu diyor;

Üçü büyükşehir olmak üzere kayyuma devredilen 13 belediyede 100'den fazla usulsüzlük tespit edilmiş…

Velhasıl;

Biz size -ilkesel olarak- kamu kaynaklarını amacı dışında kullanan, hele hele terör örgütlerinin emrine sunan, devleti dolandıran yahut sırtından vuran kurumlara kayyum atamayın demiyoruz… Yönettikleri belediyelerde doğrudan mal ve hizmet alımlarından, kamu taşınmazlarının tahsisi ve bunlara biçilen bedellere kadar birçok usulüne uygun olmayan, muhasebe kayıtlarıyla tutmayan işe imza atan kayyumlara da kayyum atamayı ihmal etmeyin diyoruz!

Çağlayan ile Güler'i de atayın

Günün önerisi MHP eski İstanbul Milletvekili Atila Kaya'dan:

Dışişleri atamalarında, liyakat çıtasını "Bakara-makara" ile 'çikolata kutusu' arası bir yere sabitlediniz madem; Egemen Bağış'ın büyükelçi olarak atandığı yere Zafer Çağlayan maslahatgüzar, Muammer Güler de katip olarak atansın; maksat, takım bozulmasın!..

Başsağlığı…

Ali Sirmen ile söyleşi için gittiğim evlerinde, kırk yıl hatıra saydığım bir fincan enfes kahvesini içmişliğim olan Mine Sirmen'e rahmet, Ali Bey'e sabır diliyorum… "Hanımefendi" neslinin tükenişi adına ayrıca üzüntü duyuyorum…

Yazarın Diğer Yazıları