‘Sivil iteatsizlik eylemi’
Malum temmuz ayı geldi yılın ilk yarısı bitti enflasyon doludizgin artıyor, TÜİK bildiğini okuyor arka planda Recep Bey ön planda ise Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dediğim dedik öttürdüğüm düdük diyerek emekçiye, emekliye dul ve yetime zam yapmamakta direniyor.
Eh bu noktada halkın önünde iki seçenek var ya oturup milyonlardan alıp milyonerlere veren bu enflasyon vergisine tahammül edecek, kasabın bıçağını yalayan dana gibi şükredip oturacak ya da tepki koyacak.
Pekâlâ, tepki koyacak da ne yapacak?
Nasıl bir tepki koyacak?
Burası demokratik bir ülke, daha da doğrusu hala demokratik bir ülke anayasal haklarımızı ve üretimden gelen gücümüzü kullanacağız ve:
1-Siyasete ağır baskı yapacağız: Yapacağımız protestolarla ki bu bizim anayasal hakkımızdır iktidar mensubu politikacıları ve siyasi parti temsilcilerini sokağa çıkamaz, halkın içine giremez hâle getireceğiz. Girdikleri her kahvede, her dükkânda, her camide ve hatta düğün dernekte bile yoğun protesto eylemleriyle karşılaşıp girdiklerine gireceklerine pişman olacaklar. Paylaştıkları her sosyal medya mesajının altını protesto yorumları ile dolduracağız.
Meydanlara inip iktidarı insan ve izana davet edeceğiz, bıkmadan usanmadan her gün meydanlarda sokaklarda iktidarı protesto edecek belirli saatlerde balkonlardan tencere tava çalarak, ışıkları açıp kapayarak artık tahammülümüzün kalmadığını iktidara duyuracağız.
Ne yazık ki özellikle işsiz, emekli, dul ve yetimlerin bundan başka yapabileceği pek bir şey yok.
2-Genel Grev kartını masaya koyacağız: Hâlihazırda çalışan emekçi işçi ve memurlar ise anayasal haklarını ve üretimden gelen güçlerini kullanarak derhal genel greve gidecek, ülke çapında işi bırakıp üretimi durduracaklar.
Bu şekilde hem hükûmete ve hem de patronlara ya bizi enflasyona, hem de gerçek enflasyona karşı koruyacak önlemleri alır ve gerekli ücret artışlarını yaparsınız ya da biz bu oyunda yokuz, üretim müretim yapmıyoruz restini çekecekler.
Bakın bunları yapmaz ve vakitlice gerekli tepkiyi vermezseniz emin olun sizi limon gibi sıkacak, suyunuzu çıkaracak ve elinizde avucunuzda ne varsa alacaklar.
Bir de elbette iktidarın bugünkü gelirlere el koyma politikasına hizmet eden bir TÜİK var.
Tüm ekonomistlerin ve muhalefetin uyarılarına ve hatta mahkeme kararlarına rağmen biliyoruz ki TÜİK enflasyonu doğru ölçüp açıklamıyor, ben de bir ekonomist olarak bir sivil itaatsizlik eylemi başlattım bütün meslektaşlarımı da bu sivil itaatsizlik eylemine katılmaya davet ediyorum. Sonuçta TÜİK bizi kale almıyorsa hadi gelin bizde onu kale almayalım diyorum.
Ben bundan böyle TÜİK tarafından açıklanan verileri hiç paylaşmayacağım ve TÜİK’i yok varsayacağım!
Paylaşmayacağım çünkü bir ekonomist olarak doğru bulmadığım verileri halk ile paylaşarak halkın kandırılmasına vesile olmak istemiyorum, bu yüzden de TÜİK doğru ölçüm yapıp açıklayana kadar bundan böyle TÜİK verilerini paylaşmama kararı aldım.
Sonuçta yanlış bilgi üretip yayarak halkın hak ve menfaatlerini zedelemek, kanunda cezası olan bir suç mudur?
Ben hukukçu değilim bunu bilemem amma velakin bilimsel etiğe aykırı ve gayri ahlaki bir iş olduğunu çok iyi biliyorum ve bu yüzden de bir “sivil itaatsizlik eylemi” olarak bu tavrı koyuyorum ve tüm meslektaşlarımı da bu sivil itaatsizlik eylemine destek vermeye çağırıyorum.