Sınırdaki asıl savaş!..
"Ateş düştüğü yeri yakar" derler ya, şu Suriye meselesi Orta Doğu'daki bazı devletler, Amerika ve Rusya dışında acaba dünya ülkelerinin kaçını ilgilendiriyor?..
Kaç ülke Türkiye'nin İdlib'de ölen askerlerine ağlıyor acaba?..
"Suriye bombalansın, yıkılsın, Esad rejimi devrilsin" diyerek, ABD ve diğer emperyalist ülkelere destek veren kaç devlet Türk askerlerinin acısını paylaşıyor?..
Dünyada kaç ülke acaba Suriye meselesi ile yatıp kalkıyor?..
Yeryüzündeki kaç milyar insan Suriye'nin işgalini kafasına takmış da, kara kara düşünüyor olabilir?..
"Arap Baharı" tuzağı devam ederken, dünya üzerinde kaç devlet acaba kendi yaşamsal sorunlarını unutmuş, halkın meselelerini bir tarafa bırakmış, "aman da şu Suriye rejimini nasıl yıkarız" diye düşünüyor, mesaisini ve parasını işgalciliğe harcıyordur?..
Yukarıdaki sorulara verilecek iki cevap var;
İlki, dünya ülkelerinin çoğunun umurunda değil Suriye de Türkiye de...
Çünkü ABD ve destekçilerinin "Büyük Orta Doğu Projesi"ne hizmet etme çabaları sırasında, Türkiye'nin aldığı yaralar ilgilendirmiyor dünyayı...
Ve ikinci cevap; Suudi şeyhleri için bile bayrakları yarıya indiren Türkiye Cumhuriyeti, 36 şehide rağmen yas ilan etmezken, dünya ülkeleri niye ilgilensin ki Türkiye ile İdlib'le ve şehitlerle?..
Oysa, sadece sınıra en yakın bölgede olduğu için değil; Amerika'nın planlarına en yakın olduğu için de, BOP'u en çok desteklediği için de, en büyük zararı görmeye devam ediyor Türkiye...
Devletin harcadığı en az 100 milyar lira Türk halkının cebinden çıkarken, hükümet bu açığı, giderek ağırlaşan vergilerle kapatmaya çalışılıyor, toplumdaki infial da giderek büyüyor...
IŞİD, El Kaide teröristleri ve sayıları 4,5 ile 6 milyon arasında telaffuz edilen sığınmacıların yarattığı sosyal, siyasal, ekonomik ve güvenlik sorunları nedeniyle Türk halkının zerre kadar huzuru da kalmadı...
En önemlisi de, son olarak önceki gece yapılan hava taarruzu nedeniyle adeta savaş halinde olduğumuz Suriye'nin, Türkiye Cumhuriyeti üzerinde yarattığı gerginlik ve kaos belli ki kolay bitmeyecek, yıkım ve zarar da büyümeye devam edecek...
Virüs kaosu kapıda...
Peki; "Suriye dünya ülkelerinin umurunda mı" sorusunu için yönelttik?..
Amacımız bugün de Suriye savaşını yazmak değil...
Gerçekten Türkiye, Amerika, Rusya ve bazı Orta Doğu ülkelerinin dışında, Suriye'deki savaş dünya ülkelerinin ezici çoğunluğunu ilgilendirmiyor, kimse de orada neler oluyor diye ısrarla dönüp bakmıyor... Çünkü dünya kamuoyu bir başka önemli savaşın içerisinde, ülkesini, halkını dehşet verici bir "salgın"dan korumaya çalışıyor...
Velhasıl dünyanın büyük bölümü, tehdidi giderek büyüyen bir sağlık savaşı nedeniyle teyakkuz halinde, etkili önlemler almak için çırpınıyor...
O halde soralım; savaştan beter bir "virüs" bütün dünyayı tehdit ederken, bizim dışımızdaki ülkelerde neler oluyor?..
Ve Türkiye Cumhuriyeti, Suriye bataklığında daha çok yıpranırken, devlet kitlesel ölümlere yolaçan bu virüs savaşı sırasında ne ile meşgul oluyor, neleri yapıyor- neleri yapmıyor ve nasıl bir tehlikeye doğru sürükleniyor?..
Önce Corona virüsü dünyayı nasıl tehdit ediyor sorusuna yanıt vermeli... İşte bu yüzden dehşet verici virüsün yolaçtığı salgının giderek ağırlaşan bilançosuna göz atmak gerekiyor;
Çin'de baş gösteren ve çevresindeki ülkelere yayılan Corona virüsü Avrupa'dan Amerika'ya, Orta Doğu'dan Afrika'ya kadar tüm dünyada hızla yayılıyor...
Salgın Japonya, Tayland, Güney Kore, Tayvan, Vietnam, Singapur, Estonya, Romanya, Pakistan, Danimarka Almanya, Fransa ve İspanya'ya da sıçramış...
Dünya genelinde hastalığa yakalananların sayısı 100 bini aşmış...
Salgının ilk başladığı Çin'de virüs nedeniyle ölenlerin sayısı 2.872'ye yükselmiş...
Bu ülkede toplam vaka sayısı şimdilik 80 bin olarak belirlenmiş...
Hong Kong'da hastalığa yakalananların sayısı 100'e ulaşmış...
Komşumuz İran'da 270 kişi hastalığa yakalanmış, 26'sı ölmüş...
İtalya'da hastalığa yakalanan 453 kişiden 7'si yaşamını yitirmiş...
ABD'de 60 hastanın tedavisi sürüyor... Komşularımız Yunanistan ve Gürcistan'da birer vakaya rastlanmış. İsviçre'de bir hasta tedavi altına alınmış...
Dünya Sağlık Örgütü defalarca alarm verirken, dünyanın birçok başka ülkesinde de salgına rastlandı, ancak özellikle turizm gelirleri nedeniyle birçok ülkenin vakaları gizlediği öne sürülüyor... Peki ya Türkiye?..
Ürkütücü duyarsızlık ve tehlike...
Dünya ülkelerinin çoğu virüse yakalanmamak ya da vaka sayısının artmaması için hava- deniz- kara sınırlarını kapatmış, tüm sağlık teşkilatları ile birlikte alarma geçmiş ve olası bir salgına karşı tedbirleri en yüksek seviyeye çıkartmış...
Başta Çin olmak üzere, birçok ülke Corona'ya karşı aşı geliştirmek için çırpınırken, devasa hastaneler kurulmasının yanısıra, birçok bölge karantina altına alınmış ve salgının daha ölümcül ve yıkıcı olmaması için yoğun mücadele veriliyor...
Türkiye'de siyaset eliyle yayılan "kader"cilik anlayışı ne yazık ki Corona'ya karşı da ürkütücü bir pervasızlığı ortaya çıkarmış...
Sağlık Bakanı sınırlarda sahra hastaneleri kurulduğunu, bazı ülkelere giriş-çıkışın yasaklandığını, Türkiye içerisinde vakaya rastlanmadığını öne sürerken, sosyal medyaya yansıyan bazı haberler Corona virüsüne yakalanmış insanların gizlendiği kuşkusunu öne çıkartıyor...
Ve AKP iktidarı, Türkiye'nin sığınmacı ve kaçak göçmenler nedeniyle her türlü bulaşıcı hastalığın kolaylıkla yayılabileceği bir coğrafya üzerinde olduğunu ne yazık ki. gözardı ediyor...
İçişleri Bakanı'nın, 1 yıl içerisinde 450 bin kaçak göçmenin sınır dışı edildiğini açıklaması bile, sınırlarımızdan girenlerin sağlığı ile ilgili başı boşluğu öne çıkartıyor...
Dünyanın neresinde bu kadar Afrikalı, Orta Doğulu, Asyalı göçmen başıboş halde dolaşıyordur?..
Dünyanın kaç ülkesinde, sayıları milyonlara ulaşan sığınmacılar hiçbir sağlık kontrolünden geçirilmeden sınırlardan içeri alındı acaba?..
Salgın hastalıklara karşı acaba kaçı aşılıdır Türkiye'deki sığınmacıların ve kaçak göçmenlerin?..
Daha düne kadar Türkiye'de yaşarken, kapıların açılmasıyla Yunanistan sınırına dayanan 100 binden fazla göçmenin kaçı virüs taşıyordur?..
Anadolu'nun tüm illerinde, sağlıksız koşullarda, gecekondularda, terk edilmiş binalardaki odalarda yaşayan kaç yüzbin kaçak göçmen ve sığınmacı ne çeşit hastalıklar taşıyor acaba?..
İşte tüm bu soruların yanıtlarının olmaması ve Türkiye'nin elinde bir istatistik bulunmaması da, Corona virüsünün hızla yayılabileceği bir alanda yaşadığımızın ürkütücü kanatlarıdır...
Evet; dünya ülkeleri sadece Çin'de üç bine yakın cana mal olan bir virüsün ülkelerine yayılmaması için çırpınırken, toplumlarının sağlığı için yoğun bir mücadele yürütürken Türkiye'nin gündemi ne yazık ki Suriye...
AKP iktidarı Corona gibi bir salgının yolaçacağı felaketin, bırakın Suriye'yi; dünyadaki en büyük savaştan daha yıkıcı ve ölümcül olacağının farkına ne zaman varacak acaba?..