“Silah korkakta, yetki cahilde, para cimride olursa...”

Soysal Algan’ın ısrarlı davetiyle Trabzonspor Başkan adaylarından Muharrem Usta’nın Grand Cevahir Otel’deki toplantısına katıldım. Türkiye’nin içinde bulunduğu tehlikeli süreçte, kendi memleketimin takımı da olsa bir spor kulübündeki başkanlık yarışıyla ilgili yorum yapacak durumda değilim. Üstelik, Trabzon şehrinin, bütün enerjisini Trabzonspor’a vererek, kök hücre araştırmaları gibi yüz akı olan bir iki alan dışında çok gerilerde kaldığını düşünenlerdenim. Kaldı ki artık Trabzonspor da eskisi gibi başarılı değil...
Fakat Muharrem Usta’nın konuşmasını dinledikten ve Trabzonspor Denetleme Kurulu’nun borç raporunu okuduktan sonra Türkiye’nin durumunun da Trabzon ve Trabzonspor gibi olduğunu fark ettim.


***


Muharrem Usta, sportif başarıların 30 yıl geride kaldığını, Trabzonspor’un artık bunlarla avunamayacağını, yeniden tarih yazacak bir devrim başlatması gerektiğini söylüyordu. Bu arada, bir spor kulübünün, bulunduğu şehrin ekonomik ve sosyal gücüyle birlikte var olduğunu anlatırken öyle bir tablo çizdi ki yanımdaki hemşehrim, “Muharrem Usta, önce şehri zenginleştirecek galiba” deyiverdi. Futbol, sporcular açısından baktığınızda kendini ispatlamak gibi bir derdi olanların işi gibi görünüyor ama artık bir endüstriye dönüşmüş durumda.. Rus oligarkları ve petrol zengini Arapların, ünlü takımları satın alarak işin içine girmesinin de herhalde bir getirisi olsa gerek. Bu alanda da artık milyar dolarlar dönüyor..


***


Trabzonspor Denetleme Kurulu Başkanı Mahmut Ören, kulübün 30 Nisan itibarıyla borcunun 175 milyon 652 bin 541 lira olduğunu, Ağustos ayına kadar olan süreçte 70 milyon TL’lik kaynağa ihtiyaç duyulduğunu açıkladı!
Trabzonspor, İstanbul sermayesine başkaldırının simgesi olduğu için Anadolu’nun her köşesinde sevildi, baştacı edildi. Fakat şimdi öyle bir noktaya geldi ki kulübün borçlarının ödenmesi için gerçekten bir devrim gerekiyor.. Tıpkı Türkiye gibi...
Nitekim CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Umut Oran, 10 yılda dış borcun 207 milyar dolar arttığını bunun da AKP öncesindeki hükümetlerin toplam borcunun 1,5 katı olduğunu, yine bu dönemde 38 milyar dolarlık kamu malının satıldığını, tüm bu borçlanma karşısında 22 milyar dolarlık IMF borcunun ödendiğini söyledi.
MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak da “Türkiye’nin genel borcu 224 milyar dolardan 560 milyar dolara çıkmıştır. IMF’ye borç ödenmiştir ama hükümet 38 milyar dolarlık özelleştirme yapmıştır. Halk sosyal yardımlara, çiftçi borca muhtaç edilmiştir” dedikten sonra Hz. Ebubekir’in bir sözünün altını çiziyor:
“Silah korkakta, yetki cahilde, para cimride olursa işler bozulur...”


***


Kısacası Türk Milleti de artık tarihi başarılarla avunacak durumda değildir. Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu’nun “Yeni Osmanlı” söylemleri de Büyük Orta Doğu Projesi’nin kamuflajıdır! Türkiye Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan edilmekle karşı karşıyadır..
Dolayısıyla, Trabzonspor delegesi de Türk seçmeni de yetkiyi, kuklalara değil, yönetme kapasitesi olanlara vermelidir. Tabii, muhalefet partilerinin yönetimleri için de aynı kural geçerlidir. Yoksa Trabzon öğrenci yurdu Başkanı Salih Zeki Kahveci’nin söylediği gibi, “taşeron milliyetçilik” veya “taşeron ulusalcılık” la da bir yere varılamaz.
Trabzon, tereyağını markalaştırabilse, silah ve gemi inşa sanayisini geliştirebilse, dünyanın en zengin şehirlerinden biri olur. O zaman Trabzonspor da tam bir dünya markası olur. Türkiye ise hayal ettiğim Trabzon modeli gibi kendi ayakları üzerinde durabilen bir ekonomi inşa edebilirse, o zaman, Avrupa’daki futbol finallerini her zaman dört büyükler oynar...

Yazarın Diğer Yazıları