Sıfır sorun muhalefetleymiş!

Hatırladınız mı? Şöyle bir cümle vardı: “Komşularla sıfır sorun”.
İktidar bunu gerçekleştiremese de, gerçekleştirdiği bir şey vardı, “Muhalefetle sıfır sorun” ! AKP o kadar şanslı ki darısı başınıza duasını edeceğiniz cinsten bir muhalefet rakipleri arasalar bulunmaz cinsten...
Komşularımızla artık sorun yaşamayacaktık. Ortak menfaatler üzerine ilişkiler kurulacak, “kazan-kazan” yöntemiyle yeni işbirliği alanları açılacaktı.


***


Ahmet Davutoğlu’nun “dış politika sihirbazı” olarak takdim edildiği görkemli şov, kısa süre sonra büyük bir gürültüyle çöktü.
Girişimizi, gündüz vakti havai fişek atacak kadar çılgınca kutladığımız Avrupa Birliği’yle ilişkilerimiz artık buzdolabında... Girip girmemek, girmeyi isteyip istememek, girmenin avantajları ve dezavantajlarını değerlendirmek ayrı bir tartışma konusu ama Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizde geldiğimiz noktanın “başarısızlık” olduğu, hiçbir tartışma götürmeyecek kadar ortada.


***


Suriye’de bir adım sonrasının “savaş” olduğu bir bataklığa düştük. Esad galip gelirse, Türkiye’nin Esad yönetimindeki Suriye’yle bundan sonrası için normal ilişkiler kurması hiç kolay olmayacak. Esad’a göre biz, onu Kaddafi’nin durumuna düşürmek isteyen komplocularız. Dost görünen, ailece tatil yapacak kadar yakınlaşan ama Orta Doğu’daki Amerikan planı doğrultusunda onu arkadan vuran komplocular...
Esad kaybederse eğer, durumumuz bundan daha iyi olmayacak. Bu takdirde de Türkiye’nin en uzun sınır hattı olan 911 kilometrelik Suriye sınırında komşumuz muhtemelen PKK olacak. AKP Hükümetinin yürüttüğü dış politikanın bizi sürüklediği açmazın izahını hükümet yapamıyor ama muhalefet de yeterince halka anlatamıyor. “Komşularla sıfır sorun” sadece AKP’nin muhalefet partileriyle ilgili ilişkilerinde problemsiz yürüyor sanki: “Muhalefetle sıfır sorun”... Allah iyiliğinizi versin...


***


Somali’de, büyükelçiliğimize yapılan, bir polisimizin şehit olduğu, 4 görevlinin yaralandığı saldırıyla ilgili haberleri okuyorum.
Öncelikle hayatını kaybeden Özel Harekât polisi Sinan Yılmaz kardeşimize Allah’tan rahmet dileyip, yaralılara şifa, elçiliğimize geçmiş olsun dileklerimizi iletelim.
Elbette hiçbir gerekçeyi mazur görmeden, saldırının sebepleriyle ilgili bir muhasebeye davet edelim herkesi, “sıfır sorun” politikasının sonuçlarını değerlendirmeye davet edelim...
Artık Türkiye’nin, elçiliklerine intihar saldırısı düzenlenebilen, intihar saldırısı düzenlenebilecek kadar nefret odağı olabilen bir ülke haline geldiği gerçeğine odaklanalım bir an...
Dış politikada bir yere sürükleniyoruz, büyük bir hızla hem de... Ama sürüklendiğimiz istikametini bilmiyor, gittiğimiz yönü göremiyoruz. Bence asıl problem bu...

Yazarın Diğer Yazıları