AB/ABD, Rum-Yunan ikilisine desteği artırdı
Kıbrıs konusunda oldukça hareketli günler yaşanmaktadır. Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunan yapma emelleri doğrultusundaki çalışmaları sürerken, Avrupa Birliği’nin (AB), ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) destekleri de güçlenerek devam etmektedir.. Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği'nin (AB) genişlemeye ilişkin raporu açıklandı. Rapora hem Anavatan Türkiye hem de KKTC Dışişleri Bakanlıkları sert tepki gösterdi. Konsey kararında, Yunanistan ve Rum Yönetimi'nin gerçeklerle bağdaşmayan, hukuk dışı ve maksimalist görüşlerinin tekrarlandığının görüldüğü aktarılan Türkiye Dışişleri açıklamasında, "Öte yandan, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin(KKTC) meşru kaygıları ve haklı politikaları göz ardı edilmiştir. AB'nin, Kıbrıs Rum tarafının sözcülüğünü yapması ve Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını göz ardı etmesinin, Ada'da çözüme ulaşılmasının önündeki en büyük engel olduğunu hatırlatıyoruz." görüşüne yer verildi. KKTC Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) Genel İşler Konseyi toplantısında kabul edilen sonuçlarda Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerin Kıbrıs meselesiyle doğrudan ilişkilendirilmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu kaydetti. Bakanlık, geçtiğimiz Salı günü Brüksel’de yapılan toplantıya ilişkin açıklamasında, AB’nin, GKRY’ni uluslararası antlaşmalar ve kendi katılım kriterlerini ihlal ederek 2004 yılında tam üye olarak kabul etmesiyle Ada’daki sorunu içinden çıkılmaz bir hale getirdiğinin vurgulanması gerektiğini belirtti.Türkiye’nin aday ülke statüsü ve stratejik rolüne yapılan vurgunun olumlu bir adım olduğuna işaret edilen açıklamada, Kıbrıs meselesine ilişkin ifadelerin AB’nin her zaman olduğu gibi Rum tarafı ve Yunanistan’ın sözcülüğünü üstlendiğini gözler önüne serdiği belirtildi.KKTC Dışişleri açıklamasında “AB’yi, kadük olmuş bm güvenlik konseyi kararlarına atıf yapmaktan vazgeçmeye davet ederiz” çağrısı yapılırken, “AB’nin bu yaklaşımının Kıbrıs meselesinde bir çözüm arayışından ziyade, Türkiye-AB ilişkilerini Kıbrıs meselesine rehin tutmayı tercih ettiğini açıkça ortaya koymaktadır.” denildi. AB’nin, yarım yüzyıldan fazla bir süredir denenmiş ve başarısız olmuş bir çözüm modelinde ısrarcı olmasının adada statükonun devamından başka bir şeye hizmet etmediğini kaydedilen açıklamada, “Kıbrıs’ta gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüm yalnızca Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarının kabulüyle mümkün olacaktır. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletli bir çözüm kaçınılmazdır.” ifadeleri kullanıldı.
KKTC Dışişleri Bakanlığı ayrı bir açıklamada ise 2 adet Fransız jetinin KKTC hava sahasını ihlal etmesine tepki koydu. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, GKRY ile Fransa arasında 2017 yılında imzalanan “Savunma Alanında İşbirliği Anlaşması” kapsamında Baf’ta konuşlanan Fransız savaş uçaklarının, insan hayatını tehlikeye atma pahasına 20 Aralık tarihinde ülke hava sahasını ihlal ettiği belirtildi. Uçakların, Lefke bölgesinde alçak uçuş gerçekleştirmesinin halk arasında büyük endişeye yol açtığına işaret edilerek, Fransa’nın bu ihlali şiddetle kınandı. Geçtiğimiz hafta ABD Senatosu’nun, Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusu’nun(RMMO) 2027 yılına kadar çok taraflı askeri tatbikatlara katılması yönündeki kararının da onayladığı haberi geldi. 85 evet 14 hayır oyu ile geçen yasa ABD Başkanı Biden’in imzalamasının ardından yürürlüğe girecek. Konu ile ilgili açıklama yapan Rum Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis, ABD ile ilişkilerin güçlendirilmesi ve derinleştirilmesinde çok önemli bir adım daha atlatıldığını savundu. Rum Sözcü, “Kıbrıs, bu listeye dahil edilen NATO ve Barış İçin Ortaklık üyesi olmayan tek devlet olacaktır. Bu gelişme, Kıbrıs-ABD stratejik iş birliğinin genişletilmesi ve derinleştirilmesinin daha geniş bağlamının bir parçasıdır ve bu iş birliği şu anda yasama düzeyinde de güçlendirilmektedir” ifadesinde bulundu.
Rum Yönetimi Başkanı faşist Eokacı Nikos Hristodulidis, Noel ve yeni yıl kutlamaları kapsamında gerçekleştirdiği RMMO birlik ziyareti sırasında, silahlanma programının güçlendirileceğini ve savunma sanayisinin daha da geliştirileceğini açıkladı.
Hristodulidis’in hangi akla hizmet silahlanmayı sürdürdüğü ise ayrı bir tartışma konusudur.
Suriye’de yaşanmakta olan son gelişmeler çerçevesinde Türkiye-Suriye MEB anlaşması olasılığının Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’i kaygılandırdığı haberi de Rum basınında yerini aldı.Hristodulidis ve Miçotakis’in, Türkiye ile Suriye arasında Güney Kıbrıs’ın “çıkarları gözetilmeden” bir MEB anlaşması imzalanmasının “bölgeyi daha da istikrarsızlaşmaya götüreceği” iddiasıyla AB’den Suriye bölgesine daha çok müdahil olmasını istedi. Anavatan Türkiye Milli Savunma Bakanlığı’nda(MSB) haftalık basın bilgilendirme toplantısında Bakanlık kaynakları gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin soruları yanıtlandı. MSB, ABD’nin Akdeniz’de yapacağı tatbikatlara Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni de dahil etme kararına tepki gösterdi. ABD’nin adadaki hassas dengeleri bozacak adımlar atmayı sürdürdüğünü belirten kaynaklar, “Biz bu gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. KKTC’nin güvenliği için her türlü tedbiri aldık ve almaya devam ediyoruz.” açıklamasını yaptı.
Anavatan Türkiye, emperyalist Batı destekli Rum-Yunan ikilisinin tahriklerine, silahlanmasına ve diğer saldırgan planlarına karşı adada bulundurduğu Barış Kuvvetleri ile hazır vaziyettedir. Bölgemizde süratle değişen dengeler bağlamında Türkiye daha da güçlenmiştir. Bu aşamada her yazımda bıkmadan usanmadan tekrarladığım üzere KKTC’nin tanınması için uluslararası konjonktürün uygun olduğu
mevcut koşullar altında KKTC şimdi tanınmazsa ne zaman tanınacaktır? Fiili tanınma hamlesi için ne beklenmektedir?