Şiddet sahadaysa ceza sokaktaysa müsamaha
Türkiye’de şiddetin salgın noktasına gelmesinde cezasızlık algısının önemli bir rolü var.
Ankaragücü Başkanı da bu algıya kapıldı.
“Oyuncumuza kırmızı kart göstererek kazanacağımız maçı beraberlikte bitirmemize neden olan şu hakeme haddini bildireyim. Başka hakemler de bundan ibret alsınlar” diye düşündü.
Maçın hemen ardından sahaya girdi, hakeme önce hakarette bulundu, ardından yumruk attı.
Gözaltına alınacağını, mahkemeye çıkarılıp tutuklanacağını aklının ucundan bile geçirmemişti.
İktidar partisinin eski milletvekiliydi, Ankara’nın önde gelen müteahhitlerinden biriydi. Dört büyüklerin ardından en çok taraftarı olan kulübün başkanıydı. Hangi hâkim onu cezalandırabilirdi ki?
...
Ama tutuklandı işte.
Kararı veren hâkimi kutlamak gerekir.
Başkanı adli kontrolle serbest bıraksa sahalarda önümüzdeki aylarda başka hakemlerin dayak yiyişine de tanık olurduk.
Şimdi eminim ki hiçbir kulübün başkanı, teknik direktörü ve futbolcusu hakemlere bırakınız yumruk atmayı tehditkâr bir bakış bile atamazlar.
...
Olayın bir boyutu böyle.
Sahadaki şiddet cezasız kalmadı.
Aynı yaklaşımın saha dışında yaşanan şiddet için de geçerli olması, suç işleyenlerin hızlı bir şekilde yargılanıp cezaevine gönderilmesi gerekir.
Hakeme dayak haberlerinin medyada yayımlandığı gün yine medyada yer alan iki haber bunun pek kolay olmayacağını gösteriyor.
Birinci haber özetle şöyle:
“Antalya’da 12 yaşındaki öğrencisini merdivenden iterek yaralanmasına neden olmaktan yargılanan özel okul müdürü para cezasıyla kurtuldu.”
İkinci haberi şu şekilde özetlemek mümkün:
“Gaziantep Valiliği tarafından Roman ailelerin istek ve sorunlarını iletmesi için fahri koordinatör olarak görevlendirilen genç kadın, bu görevlendirmeyi kıskanan bir grup Roman tarafından dövülerek kolu kırıldı. Olayda genç kadının annesi, babası ve oğlu da darp edildi. Yakalanan saldırganlar ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.”
...
Sonuca gelecek olursak:
Futbol sahasındaki şiddete verilen tepki son derece doğrudur, yerindedir.
Ama saha dışında örneğin sokakta, trafikte, evde, hastanede, okulda, restoranda, gazinoda, kahvehanede, markette, otobüste yaşanan şiddete de benzer tepkiler verilmeli, şiddete yönelenler kısa sürede yakalanıp yargı önüne çıkarılarak mutlaka hapis cezasına çarptırılmalıdır.
Sahadaki şiddete hapis cezası verilirken başka alanlardaki şiddete müsamaha göstermek (görmezlikten gelmek, göz yummak, hoşgörüyle karşılamak) büyük hata olur.