Selçuklu modeli; Erdoğan modeli!

Televizyon haberlerinde, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla, Abdullah Gül, Cemil Çiçek ve Tayyip Erdoğan’ın Anıtkabir’deki törende saygı duruşunda bulunmaları görüntülerini seyrettiniz mi?
Gül ve Erdoğan, Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” felsefesini yıkacaklarını açıklamış kişiler. Şu ana kadar da bu yolda fiilen epey mesafe almış durumdalar...
Atatürk’ün hala bu devletin çimentosu olduğunu biliyorlar. Atatürk’ü temelden çekerseniz, ortada Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı veya Başbakanlık yapacakları bir devlet kalmaz! Bunu da görüyorlar. O halde, geçiş sürecinde bir süre daha Atatürk’ün gölgesi altında çalışmaları gerekiyor...


***


Geçmişte AKP’li Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, “10 Kasım törenine, içim kan ağlayarak katıldım” itirafında bulunmuştu. Daha dün AKP’nin Afyonkarahiser milletvekili Halil Ürün, “Bu kadar tören, bu kadar tören, bu kadar tören. Nereye kadar? inşallah ileride daha da düzelecek törenler konusu” dedi.
Peki ne yapacaklar da Atatürk’lü törenleri kaldıracaklar? Atatürk’ün yerine bir şey koymaları, tesbihin imamesini, tanelerini dağıtmadan değiştirmeleri gerekiyor...
Bu yönde çok beyanları var. Sonuncusunu, Tayyip Erdoğan, aylık televizyon konuşmasında ortaya koydu. Irak, Suriye, Mısır olaylarını anlatırken Selçuklu’nun birliği nasıl sağladığına atıflarda bulundu ve “Sultan Alparslan’ın, Sultan Melikşah’ın, Selahaddin Eyyubi’nin, Nurettin Zengi’nin, Sultan Kılıçarslan’ın orduları, dikkatinizi çekiyorum, sadece Türklerden oluşan ordular değillerdi. Bu ordularda, evet Türkler vardı, Türk komutanlar vardı. Ama bu ordularda, en az Türkler kadar, kardeşleri olan Kürtler vardı, Araplar vardı, bölgenin diğer tüm halkları vardı” diyerek bölgedeki halkların biraraya geldikçe güçlendiğini anlattı. Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti olarak, sadece bu bölgenin birliği ve dirliği için mücadele veriyoruz” ifadelerini kullandı.


***


Ali Babacan da 8. Türk Arap Forumu’nda ülkeler arasındaki “sınırların anlamsız hale dönüştürülmesi” nin şart olduğunu söyledi! Ahmet Davutoğlu da “Biz Kürtleri, Türkmenleri ve Araplar ile Acemleri de içine alan yeni bir Orta Doğu düzeni kurmak istiyoruz” demişti.
PKK adına Cemil Bayık, “Biz, sınırlara dokunmadan Kürtler arasında ve Kürtlerle diğer Orta Doğu halkları arasında birliği sağlamak istiyoruz. Misak-ı Milli komisyonunu da bunun için öneriyoruz” demişti.
Yine PKK adına Zübeyir Aydar, “Sınır zaten anlamsız hale gelmiştir. AB’deki gibi iki yaka arasında insanlar gidip gelebilmeli” demişti.
Ana projeyi ise ABD Başkanlarından Bill Clinton 2000 yılında, “Küreselleşme gevşek sınırlar ister. Üniter devlet yapıları küreselleşmeye uygun değildir” diye açıklamıştı.


***


Şimdi Erdoğan, Selçuklu modeli birlikten bahsediyor. İyi de Selçuklu, Haçlı ordularını çağırmamıştı ki; Haçlı ordularını tepelemişti...
Yine Selçuklu’yu yıkan Hasan Sabbah’ın terör örgütü Haşhaşinler idi.
Nizamülmülk’ü de onlar öldürmüş, Alparslan’ı da onlar yaralamıştı. Alparslan, aldığı yaradan dolayı ölmüştü. Tayyip Erdoğan da bir CIA örgütlemesi olan El Kaide’nin kolu El Nusra’ya “lojistik destek” veriyor.
El Nusra militanları ise Müslümanları öldürüp ciğerlerini yiyor. Tıpkı Hz Hamza’nın ciğerini söken Vahşi ve yiyen Hind gibi...
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, “İslam coğrafyasındaki zulümlerin bitmesi için Müslümanlar bir araya gelip İslam NATO’sunu kurması lazım” diyor.
Amerikan ordusunu çağıranlar ile bu ordulara karşı mücadele edenler nasıl birleşecek?

Yazarın Diğer Yazıları