Şehit var! "Şov yapma ver müziği"
İlerleyen yıllarda 'Türkiye'de toplumsal çürüme ve ahlaki bunalımın tarihi' başlıklı bir kitap yazılacak olsa, günümüzün televizyon programlarındaki rezillikler bu çalışmanın ana konusu olur.
Avam söylemler, ağızlarını yaya yaya konuşan kendini bilmezler, bozuk Türkçeler, yalanlar, dolanlar, entrikalar, gayri ahlaki hareketler...
Bu programları ne kadar izlemediğimizi iddia etsek de, bayağılıktan ne denli uzak durmaya çalışsak da, sosyal medyadan, haber sitelerinden, gazetelerden vb... araçlardan bilinçaltımıza zorla yerleştiriliyor.
Özellikle evlendirme programı adı altında yayılan ve her geçen gün reyting uğruna saçmalıkların artığı bu TV programlarından birinde yaşananlar tek kelimeyle rezillikti. Stüdyoya gelin adayına talipli olarak gelen vatandaş "Sizi eleştirmek istiyorum, perşembe günü gelen adayınıza sen askerliğini yaptın mı dediniz ve o akşam saatlerinde Türkiye şehit verdi ve siz burada oynadınız" şeklinde çarpıcı bir uyarı yaptı.
Bu uyarı üzerine, gelin adayından acayip seslerle tepkiler gelirken, olaya program sunucusunun müdahale etmemesi ve hatta gelen adaya "o zaman buraya gelmeyin siz de" demesi; stüdyodakilerden büyük alkış aldı. Tepki gösteren vatandaş ise stüdyodan gönderildi.
Sunucu olayı daha vahim bir boyuta taşıyarak, stüdyodan gönderilen adayın arkasından "Böyleleri geliyor, rengini baştan belli etmesi iyi oldu, insanlar çeşit çeşit..." sözlerini sarf etti. Bu sırada gelin adayı sahneye fırlayıp "çal çal" diyerek oynamaya başladı!
Gram bir utanma ve haya duygusu olmadan...
O çok bilmiş sunucu, o ahlaki güvenin simgesi, gençlerin ablası, yaşlıların kardeşi olarak duran şahıstan ise ne bir müdahale, ne başka bir şey... Öylece gülümseyerek seyrediyor o garip dansı.
***
Önceleri sadece tek bir TV kanalında verilen bu program, her geçen gün daha uzun saatler sürecek şekilde birçok farklı kanalda yayınlanıyor.
Sunucuları ve oyuncuları farklı ama ahlaki kokuşmuşlukları aynı.
Şehitlik müessesesinden, onurundan, toplumdaki karşılığından habersizler...
Duvarı olmayan şehit evlerinden habersizler.
Can veren, kan veren yiğitlerden habersizler...
Değer yargıları, vicdanları çürümüş...
Olaylardan habersiz büyük bir kitle de bunları izleyerek ülkeyi güllük gülistanlık sanıyor. Hayatları artık bu programlar ışığında şekilleniyor. Tek dertleri "kim kiminle çay içecek, kim nasıl bir abuk sabukluk sergileyecek..."
Herkes izlemek istediğinde serbesttir, özgürdür. Hatta bu programların kendilerini stresten uzak tuttuğunu düşünenler de olabilir. Ancak tüm bu yorumlar, o programların toplumsal değerleri ayaklar altına almasına serbestlik veremez. Ahlaki yozlaşmaya sebep olanları görmezden gelip, pohpohlamak da bu suça ortaklıktır.
Küçümsenen mikrop, toplumun geneline yayılan bir boş vermişlik, değersizlik sarmalı olarak sirayet ediyor.
Anlaşılan o ki kendileri hakkında AK Parti yerine AKP yazmayı bile eleştiri konusu kabul edenler, söz konusu programlar hakkında tek bir kelam etmiyor, harekete geçmiyorlar. Oysa yasa ellerinde, RTÜK ellerinde, kanal patronları yanlarında...
Muhafazakarlık ve İslami değerleri esas alan siyasal propaganda üzerinden oy devşirip iktidara gelenlerin bu programlar hakkındaki suskunları da ayrı bir inceleme konusu.
İşin bir diğer ilginç tarafı da, muhalefetin ve ilgili kurumların sessizliği... TV izlenme oranlarından da rahatlıkla anlaşılabileceği gibi toplum bu gibi bayağılaşmış programlarla mışıl mışıl uyutulmak isteniyor.
Araçlar, yöntemler profesyonelce kurgulanmış durumda.
Lakin algı yönetimi zekice tasarlanmadığı için, şehitlerle dalga geçip, oyun oynayacak kadar arsız ve utanmazlarla deşifre oluyorlar.
Üniversite kampüslerinde bayrak yere düşmesin diye hayatlarını kaybeden evlatlarımıza o şaşaalı kanallarında 1 dk. bile ayırmayanlar, TV'de "kurumsal ahlaksızlığı" yaygınlaştırıyorlar.
İşte bizim de; bu ahlaksızlığa ve riyakarlığa itirazımız var!