Amerika'da Şükran Günü diye kutlanan utanç günü
SEDAT KAYA / Yeniçağ
Yıl 1620''ydi.
Britanya çok çalkantılı bir dönemden geçiyordu.
Dini, siyasi ve ekonomik baskılar ötekileştirilenleri canından bezdirmişti.
Özellikle İskoçyalı protestanlar için ada artık yaşanamaz durumdaydı.
102 İskoçyalı önce Hollanda''ya sığındı.
Sonra Mayf Flower isimli bir gemiyle Amerika''ya gittiler.
İskoçyalı göçmenler 1621 yılında soğuk bir kış günü bugünkü Boston şehri yakınlarındaki bir bölgeye çıktılar.
New England dedikleri bu topraklarda “Plymouth Kolonisi”ni kurdular.
Oysa bu topraklar Wampanoag kızılderililerine aitti.
Wampanoaglar iyi niyetli, barışcı ve misafirperverdi.
Şefleri Massoit’ti.
Aylar süren yolculuk sonrası aç kalan ve yorgun düşen İskoçyalılar''ı dostça karşıladılar.
Onlara mısır, hindi ve pekmeze benzer maple şerbeti verdiler.
Kendi gelenekleri olan kış festivalini birlikte kutladılar.
Kızılderili inancında festivaller büyük ruha şükür etmek için düzenlenirdi.
Tohum atma festivali, çilek festivali, mısır festivali, harman festivali onların atalardan kalan gelenekleriydi.
Göçmenler bu festivalleri kızılderililerden öğrendi.
Ağır kış şartlarında bu festivallerde kurulan muhteşem sofralarda karınlarını doyurarak hayatta kalabildiler.
Ancak beyaz adam doymak bilmedi.
Wampanoaglar''ın topraklarına İngiltere''den akın akın yeni göçmenler geldi.
Gelenler aç gözlü ve acımasızdı.
Kızılderililerin topraklarına el koymak için her türlü caniliği yaptılar.
Esir aldılar.
Esirleri köle yaptılar.
Hayvan pazarlarında çiftlik sahiplerine sattılar.
Ve öldürdüler.
1637 yılında 700 Kızılderili’yi kadın, erkek, çocuk ayırmadan diri diri yaktılar.
Wampanoaglar''ın şefi Masoit yemeğini paylaştığı beyaz adamın zulmüne dayanamadı, üzüntüden öldü.
Yerine oğlu Metacomet geçti.
Metacomet halkını ve topraklarını korumak için savaşmaktan başka çareleri olmadığını biliyordu.
Tüm Wampanoaglar''ı savaş dansına çağırdı.
Artık ok yaydan çıkmıştı.
Bunca zaman her türlü dostluğu gösteren kızılderililer artık beyaz adamın düşmanıydı.
Göçmenler büyük bir direnişle karşılaştılar.
Tarihe Kral Philip Savaşı diye geçen direniş bir yıl sürdü.
Ama kanlı bir şekilde sona erdi.
Beyazlar Şef Meteacomet''in kafasını kesip bir kazığa geçirdiler.
Bu vahşi görüntüyü Wampanoaglar''ın kutsal topraklarında yıllarca sergilediler.
Bir eli kesilip Boston’daki İngiliz yetkililere, bir eli de İngiltere’ye gönderildi.
Ailesine ve geride kalan kızılderililere tecavüz edildi ve köle olarak satıldı.
Amerika ve Kanada iki gündür "Şükran Günü"nü kutluyor.
Thanksgiving Day.
Hindi yiyerek verdiği nimetler için tanrıya şükranlarını sunuyorlar.
Oysa bu geleneğin din ile hiç ilgisi yok.
Beyaz adam bunu kızılderililerden öğrenmişti.
O yüzdendir ki, şükran günü hristiyan dünyasında sadece Amerika ve Kanada''da kutlanıyor.
Beyaz adam kızılderililerin sadece topraklarını değil geleneklerini de çaldı.
Amerika karanlık tarihini unutturmak için Utanç Günü''nü Şükran Günü yaptı.
Başkan Biden törende iki hindiyi affetti.
Kızılderili Nez Perce ulusunun lideri Şef Joseph’in tarihe geçen şu sözlerini unutmamak gerek.
“Bir çok söz duydum ama hiçbiri yapılmadı..
Güzel sözler uzun sürmedikçe bir şey ifade etmezler…
Sözler benim ölülerimi geri getiremez…
Beyaz adam istila ettiği ülkemin karşılığını ödeyemez…
Onlar babalarımızın mezarlarını korumaz…
Atlarımız ve hayvanlarımızın değerini ödemez…
Güzel sözler bana çocuklarımı geri vermeyecek ve onlar ölümleri durdurmayacak…
Güzel sözler halkıma istedikleri yerlerde özgür ve mutlu yaşamaları için bir vatan vermeyecek…
Konuşmaktan yoruldum ve bunlar kalbimi yaraladı..
Bir çok güzel söz ve yerine getirilmeyen söz hatırlıyorum.
Bunlar konuşmaya layık olmadıkları halde konuşanların sözleriydi.”