Seçim sonrası ekonomi (30 Mart 2014)
Seçim öncesi, ekonomik gidişatta çelişkili durumlar ortaya çıktı. Son on beş günde tüketici kredileri azaldı. Kredi derecelendirme kuruluşu StandardandPoor’s, Türk bankalarına yaklaşan seçimler, politik tansiyon ve FED politikalarının belirsizliği artırdığı uyarısında bulundu.
Kötümserliği artıran nedenlerin başında seçim sonrası belirsizliği ve yasaklamalar ile yolsuzluk tartışmaları geldi.
Buna karşılık, borsa endeksi bir haftada yüzde 7 arttı. Tahvil faizleri 11.48’den 10.79’a geriledi. Dolar kuru da, 2.23’ten 2.18’e geriledi.
İyimserliği artıran nedenlerden birisi, Rusya’da istikrarsızlığın artması buna karşılık alternatif olarak görülen Türkiye’ye yabancı girişinin artması oldu. Bir diğer neden, Merkez Bankası TL zorunlu karşılığı için bankalar faiz ödeyeceğini açıkladı.
Seçime yakın ekonomi canlanır. Zira hem bütçe harcamaları artar, söz gelimi geçmiş yıllarda Ocak- Şubat aylarında genellikle alt yapı yatırım harcamaları artmadığı halde, bu sene seçim nedeniyle arttı. Kaldı ki, siyasi partiler ve adayların yaptıkları harcamalar, piyasayı ve ekonomiyi daha canlı tuttu. Seçim sonrası ise bu harcamaların kesilmesi, talebin düşmesi ve ekonomide canlılığın kaybolması kaçınılmaz görünüyor.
Bu anlamda bakarsak, Mart ayı ikinci yarısında tüketici kredilerinin düşmesi çelişkili bir durumdur. Aslında son iki yıl olarak bakarsak, tüketici kredilerinde artış oldu. Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi konut, taşıt ve ihtiyaç kredileri arttı.
Buna karşılık, Mart ayı tüketici eğilim anketinde, tüketici beklentisi kötümser çıktı. Tüketici eğilim endeksinde, Mart 2012’ye göre Mart 2014’te tüketici kötümserdir. Tüketici kredisi alma ihtimali daha düşüktür.
Tüketicinin dayanıklı tüketim malı alma isteği, ekonomide istikrar beklentisi varsa artar. Toplam talebi ve ekonomide canlılığı etkiler. Mart 2014’te, tüketicinin hem dayanıklı tüketim malı alma isteği, hem de otomobil alma isteği düşmüştür.
Aynı paralelde seçim sonrasında ekonomiyi olumsuz etkileyecek faktörler daha fazla görünüyor:
Kur artışına rağmen cari açıkta iyileşme olmadı. Bunun nedeni siyasi iktidarın bir geçiş dönemi programı yapmamış olmasıdır. Seçim sonrasında da böyle bir program yapacağa benzemiyor. Kaldı ki iç sorunlar devam edecek ve böyle bir program hiç gelmeyecektir.
Rusya’dan kaçan sıcak para bir süre gelse bile, tırmanan iç ve dış sorunlar, artan risk, yabancı sermaye girişini kısıtlayacaktır.
Bugün ancak yüzde 6 faizle borçlanarak çevrilebilen dış borçları çevirme sorunu artacaktır. Kaldı ki dış borçları çevirme maliyetinin artması, kar ve faiz çıkışı, cari açığın düşmesini sınırlayacaktır.
Ok yaydan çıkmıştır. Siyasette istikrar beklemek nafile bir bekleyiş olur. Siyasetteki sorunlar da ekonomiyi daha çok vuracaktır.