Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Şaşırmamak utanmak gerekir!

Bahçeli, MHP'yi tek başına getirdiği yeri herkesten iyi biliyor. İttifaksız yapılacak yerel seçimlerde tek başına yürüttüğü uydu siyasetinin seçmen tarafından cezalandırılacağının da farkındadır. Onun için AKP/MHP ittifakının yapılmasına hayati bir önem atfediyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha işin başında "listeleri" değil "gönülleri" öneren teklifini Bahçeli görmezlikten geldi.

Ortada ittifak yapma iradesi olmamasına karşın Bahçeli kendi kendine, "tak tak tak... Tak tuk tuk... Siyasi Kombi" gibi siyaset dışı ittifak senaryoları yazmaya, siyasetten kopuk bir biçimde olmayacak duaya amin demeye devam etti.

İpler kopuyor!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP'nin af teklifiyle ilgili önce "cezaevleri dolu diye af mı çıkaralım" diye sordu. Sonra da "50 bini aşkın uyuşturucu suçlusunun cezaevinde olduğu bir dönemde biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı anılacağız?" dedi.

Ardından Bahçeli, "Bizim cezaevlerini boşaltmak için böyle bir teklif yaptığımızı söyleyenler ya ne dediğimizi anlamıyor ya da safa yatıyorlar." dedi.

Bahçeli'nin Bekir Bozdağ'ı eleştirmesine karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'ben yol arkadaşımı feda edemem' karşılığını verince işin sonuna gelinmiş oldu!

Bahçeli AKP ile ittifaka giden bütün yolların kapandığını görünce sonunda grup toplantısında "Parti olarak herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz kalmamıştır'' dedi.

İşte ne olduysa o anda oldu.

MHP'nin grup toplantısını izleyen gazeteciler o anda partililerin hâletiruhiyesini şöyle tasvir ettiler: "Ne zaman ki Bahçeli ittifakın bittiğini açıkladı, nefessiz kalmış kişinin ciğerine oksijen doldurması veya takımının gol atmasına benzer coşku grup salonundan kulise doğru dalgalanarak ulaştı."

Bir başka gazeteci aynı iklimi şöyle anlatıyor: "MHP grubu öyle şaşkınlık içinde, üzülmüş falan değildi. Sanki uzun süredir bekledikleri, istedikleri ama söyleyemedikleri bir talebin gerçekleştiğini görmüş gibiydiler. Büyük bir coşkuyla havaya fırlayarak, ittifakın bozulmasını alkışlarla karşıladılar. MHP grubu böylesine coşkulu bir ortam görmemişti.

Daha da ilginci bu kararı duyduktan sonra gözyaşı döken milletvekillerinin olmasıydı. Bu sevinç gözyaşlarına çok şaşırdığımı belirtmek isterim."

MHP'lilerin takındığı tavra şaşıranlar Bahçeli'nin çelik korse yöntemiyle ülkücüleri nasıl nefessiz, hissiz ve fikirsiz bıraktığından haberi olmayanlardı!

Bahçeli'nin çelik korsesi!

Devlet Bahçeli, daha işin başında delegenin verdiği sekiz yüze yakın imzanın hiçbir kıymetinin olmadığını olağanüstü kongre taleplerine rest çekerek ortaya koymuştu. Bahçeli, partililerine "siz kimsiniz, size mi soracaktım, size ne?" diyen kişidir.

Tek başına uyguladığı siyasete itiraz edenlerin alayını ihraç ederek 'parti demek, dava demek, beka demek, devlet demek ben demektir' düşüncesine sahiptir.

"Partimizdeki Fetöcüleri biliyorum" diyerek siyasetine karşı duranları istediği an Fetöcü ilan edebileceği tehdidinde bulunmuştu.

Uyguladığı akıl, izan ve mantık dışı siyasete karşı çıkanları "hain" ilan ederek ve dahası ihraç ederek parti üzerinde güçlü bir baskı yarattı.

AK Parti'ye ve uygulamalarına en ufak bir eleştiri getiren MHP'lileri genel başkan yardımcısı dahi olsa anında görevden alarak partililere büyük bir gözdağı verdi.

Partide kalanlara yalnızca uyguladığı apolitik ve akıl dışı tutumu alkışlayan, öven, yücelten konuşmaların dışında bir yol bırakmadı!

Hiç kimsenin parti içinde Bahçeli'nin resmî görüşüne, siyasi fantezilerine, siyasi git/gellerine karşı görüş açıklama, analiz yapma, eleştiride bulunma imkânı kalmadı.

Ülkücüler kendilerini kuşatan çelikten korse içinde nefessiz, fikirsiz ve havasız kaldı. Bahçeli ülkücüleri adeta çelikten bir korse içinde tutarak "vurana elsiz, sövene dilsiz" hale getirdi.

Kendi başına AKP ile sürdürdüğü ittifaka yine kendisi son verince bir anda ülkücüler kendilerini tutamadılar ve duygularını açığa vurdular.

Şaşırmamak, utanmak gerekir!

Yazarın Diğer Yazıları