Saray Bahçeli'ye kızgın!
MHP'nin merakla beklenen "evet" mitingleri başladı. Bu kapsamda ilk olarak partinin televizyonu olan Bengü Türk'te önemli değişiklikler yapıldı. "Evet" kampanyasının yapılacağı süreçte hiçbir hata istenmiyordu. Kanaldaki "hayır"cı isimler kovulduktan sonra, başına parti genel merkezinden bir danışman atandı.
Yeni yönetimle birlikte, Bahçeli'nin miting programları da başladı. İlk mitingin yapıldığı Elazığ'dan canlı yayın yapılmış, mitinge katılanlara mikrofon uzatılmıştı. Ancak hesaplayamadıkları önemli bir konu vardı. MHP'li diye mikrofon uzattıkları vatandaşların birçoğu "Biz AKP'liyiz ama Bahçeli'yi desteklemeye geldik" diyordu. Meydanın büyük bir bölümünün AKP'liler tarafından doldurulduğu anlaşılmıştı. "Neden 'evet' diyorsunuz" sorusuna mantıklı bir cevap alınamayınca da, miting bir parodiye dönüşmüştü. Etkinlikten sonra Elazığ'ın AKP'li belediye başkanına desteklerinden dolayı teşekkür edilmesi ise ayrı bir fiyaskoydu.
Bahçeli'nin ikinci durağı ise Bursa oldu... 47 delegenin 42'sinin değişim istediği Bursa'ya büyük önem verilmişti. Bengü Türk bu sefer meydana mikrofon uzatmadı. Anlaşılan ilk miting tecrübesi onları epey zorlamıştı.
Yazarımız Arslan Tekin, Bursa'ya gidip mitingi yerinde izledi, dünkü köşe yazısını da "Miting meydanına Ak Parti takviyesi!" başlığıyla kaleme aldı.
Bursa'da ilginç bir detay daha vardı. Bahçeli, etkinlikten sonra 1 dakika bile kentte kalmayarak doğrudan Ankara'ya hareket etti. Seçilmiş il yönetimini görevden alıp, kendi adamlarını atadığı teşkilatı bile ziyaret etmedi.
Bahçeli'nin Bursa konuşması ise durumun "evet" cephesinde hiç de iyi olmadığını ortaya koyuyor. Konuşmasının sonlarına doğru Bahçeli aynen şöyle söyledi "Medyaya, anketlere çok bakmayın, kafanızı karıştırırsınız. Gelin 'Hayır'dan vazgeçin, ülkeniz için 'Evet' oyu verin."
Anlaşılan o ki Saray'dan Bahçeli'ye ciddi bir uyarı gitti, "Parti teşkilatlarınız dâhil olmak üzere MHP'nin çok büyük bir bölümü "Hayır" verecek, bu durumu acilen tersine çevirmelisiniz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, katıldığı son televizyon programına Bahçeli'nin etkinliklerinin kendileri tarafından hazırlandığını ağzından kaçırmış, "Sayın Bahçeli'nin programları ile benim ve Binali Bey'in programlarının çakışmamasına özen gösteriyoruz, düzenlemelerimizi bu kapsamda oluşturuyoruz" şeklinde konuşmuştu.
Bahçeli, Bursa'daki konuşma metninin tek virgül bile dışına çıkmadı, belli ki gönderilmiş bir metni okudu. AKP'nin Şeyh Sait pankartlarına, AKP Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu'nun PKK'nın terör eylemlerini 'silahlı mücadele' olarak tanımlamasına, Binali Yıldırım'ın Tunceli'deki hain kalkışmanın bastırılmasını "vahşet" olarak nitelendirip, Mustafa Kemal Atatürk'e dil uzatmasına tek bir söz söylemedi.
İşte bu tablo "evet" diyecek son 3-5 Ülkücüyü de "hayır"a döndürmüştür.
Türkiye'ye ihanet edenleri görmezden gelenlerin çaresizlikleri çok net bir şekilde görülüyor.
Yıllarını milliyetçilik davasına adayanları; mesnetsiz, çapsız, çirkin yakıştırmalarla yaftalamaya çalışanların, attıkları iftiralarla milliyetçilerin sandıkta "evet" diyeceğini sananların, "hayır"la yâd edilmeleri mümkün değildir.
Hiçbir milliyetçi, hiçbir ülkücü, hiçbir MHP'li, hiçbir vatansever;
Mehmetçikleri uykularında yakalayıp, attıkları Rus-ABD yapımı bombalarla şehit edenleri "Silahlı mücadele" olarak tanımlayanlarla aynı cephede yer almaz,
Arkasına İngiltere'nin desteğini alıp "din" kisvesi altında şehitlerin kanlarıyla sulanmış vatan topraklarına ihanet eden "Şeyh Sait"leri pankartlara taşıyanlarla yol yürümez,
Ağalık düzenleri bozulacağı için, Tunceli'de onlarca Mehmetçiği şehit eden Seyid Rıza'lara üzülüp, Mustafa Kemal Atatürk'e dil uzatanlarla aynı çizgiye gelmez.