Saflık ve aptallık mı kurnazlık mı?
Bizim, “Türkiye’yi imha etme mutabakatı” diye nitelendirdiğimiz Cemil Çiçek’in çağrısını MHP de “yerel yönetimlere özerkliğin önünü açıyor” gibi aynı gerekçeyle eleştirdi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ayrıca “Anayasa konusu kesinlikle terörle ilişkilendirilmemeli. Bu, bölücü terör örgütü PKK’nın meşrulaşma alanını geliştirir” dedi.
Tabii bu metni tek başına değil, AKP’nin Yerel Yönetimler Reformu Paketi ile birlikte değerlendirmek gerekir. AKP, bu yasal hazırlık ile resmen devlet yetkilerini belediyelere devretmeyi planlıyor. CHP sözcüsü Haluk Koç’un söylediği gibi “Saf olmamak lazım..”
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CNNTürk’ün canlı yayınında, “Batı’nın egemen güçleri Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmek istiyor. ABD İsrail’in dışında sözünden çıkmayacak ikinci bir devlet yani Kürt devleti arıyor. Türkiye olayları kontrol edemeyen bir ülke haline dönüştürülmüştür. Bu bölgede doğal gazı, enerji kaynaklarını, petrolü kontrol etmek istiyorlar. Bunu bilmemek için aptal olmak gerekiyor. Bu iktidar bunu nasıl bilmez. Blöfle dış politika yapılmaz. Dış politika bir tarihsel derinliğe bakmak ve ders almak işidir, süreci iyi analiz etmek gerekiyor” derken bu konuda ilk defa adını koyarak bir değerlendirme yapmış oldu. Hani AKP’yi “küresel güçlerin taşeronu” olarak suçluyordu ya şimdi resmen “ABD” diyor. Malatya Kürecik’e kurulan füze kalkanının da İsrail’in güvenliği için kurulduğunu söylüyor.
***
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan ise “TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in’ mutabakat metni’diye ortaya sürdüğü belge ile TBMM’nin neden terörle mücadele edemediği, neden yabancı servislerin kucağındaki bir örgütle masaya oturtulmak istendiği ve yine neden Suriye bataklığına saplandığı açık seçik ortaya çıkıyor. Bu metin, Meclis’in Türk kimliğini temsil etmediği, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmediğinin açık belgesi” dedi.
Tantan, “Bu metin, Türk kimliğinin ortadan kaldırılması ve anayasa çalışmasını hızlandırmak için, milletin kafasını bulandırmak üzere ortaya atıldı. TBMM varken STK’lardan ya da başka yerden niye medet umuyorsunuz” diye sordu.
***
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül rahatsızlığını gerekçe göstererek, askerlerin elinden alınan 30 Ağustos kutlamalarını bu sene de iptal etti. Cumhurbaşkanı hasta diye devlet işleri iptal edilir mi? Üstelik Cuma hutbelerinde de 30 Ağustos yok!
Gerçi Abdullah Gül, zaten kuruluş felsefesine karşı olduğu bir devletin başına geçmiştir. “Milliyetçilik öyle olmuş ki, Türkçülük şeklinde alınmış ve bu ister istemez aksini de bazı insanların aklına getirmiştir. Mesela bunları açık söylemek zorundayım, ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ lafını tutup her yere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür. Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden, en büyük tahribatı vermiş olan sistemin ilkelerinden biri de laiklik ilkesidir. İkinci Cumhuriyet, yeni Osmanlıcılık kavramlarının ve bu tartışmaların ortaya gelmesini ben çok sağlıklı görüyorum ve geleceğe çok ümitle bakıyorum” diyen kişi Abdullah Gül değil miydi?
***
Abdullah Gül’den olumlu bir icraat beklemiyorum da onun Çankaya’ya çıkması için önünü açanların hâlâ milliyetçilikten bahsedebilmesi karşısında, insanların buna inanmasındaki saflığa üzülüyorum.. Kim bilir belki saflık değildir de şahsi çıkarlarını korumak duygusuyla takınılan bir tavırdır. Öyle olsa da buna kurnazlık derler. Türk Milleti, artık bu kurnazlıklara, ikiyüzlülüklere son verebilmelidir.